Gün geçmiyor ki yapay zekâ ve robotlar hakkında yeni bir gelişme olmasın. Her ne kadar bu bazen bir robota ülke vatandaşlığı verildi haberi kadar reklam ve tanıtım kokan absürt bir gelişme olsa da. Sonuçta bugün aramızda Suudi Arabistan vatandaşı Hansen Robotics’in yüz mimiklerini kullanarak konuşan Sophia adlı robotu var. Sophia’nın bu vatandaşlıktan elde edeceği hakları, daha doğrusu ülkeye bakınca edemeyeceği hakları konuşmaya atlamadan önce durup düşünelim nasıl oldu da Sophia’ya vatandaşlık verildi?
Sophia 19 Nisan 2015’te doğdu. Cümledeki hatayı bulunuz. Bir robot ancak aktive olabilir, doğamaz. Lafın gelişi için bile olsa Sophia için doğdu kelimesini kullanmamız ‘android fallacy - android yanılgısı’ yani sırf robot insan biçimine benziyor diye onu insan yerine koyma yanılgımızı iyice pekiştiriyor. Vatandaşlık vermek ise uç bir nokta. Bu vatandaşlık meselesinden iki hafta önce 12 Ekim’de Sophia’nın BM’de konuşma yaptığının altını çizelim.
Sophia konuşmaları tabi ki kendinden yapmıyor. Söyleyeceği cümleler aynı chatbot’larda olduğu gibi önceden belirleniyor. Chatbot’lar veri tabanında bulunan anahtar kelimelere göre ne cevap vermesi gerektiğini bilen, eğer bu kelimeler veri tabanında yoksa genel bir cevap veren ya da önceki cevaplarını tekrar eden robotlar. Siz de bir chatbot’la konuşmuş olabilir, onun insan olmadığını anlamaya fırsat bulmadan sorununuzu çözmüş olabilirsiniz.
Sırf size ilk elden yazmak uğruna sürekli alışveriş yaptığım bir sitede chatbot avına çıkmak için canlı desteğe bağlandım. “Merhaba, ben Çetin, size nasıl yardımcı olabilirim?” deyince tereddütsüz “Akşam sinemaya gidelim mi Çetin?” dedim. Sonrası rezillik, hiç anlatmayayım. “Beni kandıramazsın, sen robotsun” dediğim sabır taşı Çetin’e sosyal deney yapıyorum demek zorunda kaldım. Fakat ne düşünebilirdim ki? Sürekli “Yalnızca alışveriş sürecinizle ilgili yardım edebiliyorum” cümlesini tekrar edip duruyordu. İki saat sonra rezil olmak pahasına yine canlı desteğe bağlandım. Büşra geldi bu sefer. “Büşra, siz mi diyeyim, sen mi diyeyim” diye sordum. “Dilediğiniz gibi hitap edebilirsiniz” dedi. 1-0 öndeydi. “Siz ikinci tekil miydi, ikinci çoğul muydu?” diye birinci sınıf sorusu yönelttim. Karşımdakinin bir insan olabilme ihtimalini düşündükçe hem gülüyordum hem de yerin dibine geçmek istiyordum. Yanıtı vermesi 1 dakika aldı, “İkinci çoğul şahıs” dedi. “Büşra canlı bir insanım diyebilir misin?” diye sordum. Cevap olarak “Sizlere canlı olarak hizmet vermekteyiz” deyince yakaladım! “Büşra sen bir robotsun işte hangi insan bu soruya böyle cevap verir” diye yanıtladım. Sonra görüşme sonlandı. Çakma bir ‘Turing testi’ yapmıştım fakat hâlâ Çetin ve Büşra insan mı robot mu anlamış değildim.
Gerçek Turing Testi Alan Turing tarafından 1951’de öne sürüldü; yapay zekânın, yapay genel zekâ seviyesine yani insanların zekâ seviyesine gelip gelmediğini ölçmek için kullanılıyor.
Testte bir hakem, ekran ve klavye yoluyla iki ayrı odadaki katılımcı ile iletişim kurar. Hangisinin insan hangisinin makine olduğunu anlamaya çalışır. Testler sonucunda hakem tutarlı bir şekilde insanı saptayamadığı takdirde makine Turing Testini geçmiş sayılır.
Chatbot’u icat eden kişi Nazi Almanya’sından ABD’ye kaçmayı başarabilmiş yapay zekânın babalarından sayılan Joseph Weizenbaum. Weizenbaum 1966’da ürettiği chatbot’a ‘My Fairy Lady’de Audrey Hepburn’ün canlandırdığı ağzına bilyeler koyup konuşmayı öğrenen Eliza Doolitle’dan ilhamla ELIZA ismini verdi.
İlginçtir ki Hansen Robotics de Sophia’yı Audrey Hepburn’ü model alarak üretti. Ses tanıma ve doğal dil işleme becerisini Google teknolojileri tarafından geliştirilen ve her gün derin öğrenme ile yapay zekâsı artan Sophia, 3 bine yakın mimik kullanıyor. Henüz iki hafta önce Las Vegas’da CES 2018 fuarında ilk adımlarını atan Sophia, eğitimden sağlık hizmetlerine, yaşlı bakımından engelli bakımına kadar yapay zekânın kullanıldığı bir genel platform olmak niyetinde. Sophia konuşurken ELIZA chatbot programına benzer bir software’i kullanıyor.
‘ELIZA Etkisi’ denen olguya göre chatbot ile sohbet eden kişi-karşısındakinin robot olduğunu bilse de- içinde çalışan software’in kontrolü dışında robotun kendine has yaratılışından gelen marifetleri olduğunu ve kendisiyle duygusal bağ kurduğunu zanneder. Bu durumda gerçekte belki de insan olan Çetin’in kalpsiz bir robot olduğunu iddia eden ben ne etkisinde oluyorum acaba? Matrix Etkisi’nde mi?
‘ELIZA Etkisi’ ve ‘android yanılgısı’ bugün Sophia’nın aslında yapay genel zekâya çok uzak olmasına rağmen insanlara sanki öyleymiş gibi görünmesine yol açmış olabilir. Suudi Arabistan’ın ilerici ve yenilikçi bir ülke imajı yaratma niyetiyle vatandaşlık verdiği Sophia’nın bir iyi tarafı var o da yapay zekâ robotların bilinirliğini arttırmış olması. Bu da sektörün finansmanı için faydalı.
60 Minutes, Good Morning Britain gibi programlarda yer alan Sophia, Jimmy Fallon’ın ‘The Tonight Show’unda ‘taş, makas, kağıt’ oynadı. İlk elde Fallon’ı yenince Sophia aynen şöyle dedi: “Yendim, bu benim insan ırkına hükmetme planım için güzel bir başlangıç oldu.” Bu şakası ve ardından gelen kahkahası da böylece yapay zekâ konusundaki tartışmalarda kötümser tarafın ekmeğine yağ sürmüş oldu. Mesela Elon Musk, “Sophia’ya ‘Baba’ filmini seyrettirelim, en kötü ne olabilir ki?” diye bir tweet attı. Sizce Sophia’dan mafya olur mu? Yarın Çetin’e sorayım. Hiç değilse robotsa en iyi o bilir.