Auschwitz duruşmaları, yargılanmayan Naziler ve Fritz Bauer

Riva HAYİM Köşe Yazısı 0 yorum
31 Ocak 2018 Çarşamba

Bu hafta dünyanın en ünlü Holokost Anıt ve Müzesi Yad Vaşem’in internet sitesinde yayınlanan Naama Shik’in yazısını sizlerle paylaşmak isterim. Keyifli okumalar.

***

Bilinenin aksine, Nazi SS subaylarının ve Auschwitz-Birkenau Ölüm kamplarında görev yapmış personelin büyük çoğunluğu asla adalete teslim edilmedi.

Bu sebep, tarihte Auschwitz duruşmaları olarak geçen Nazi subaylarının yargılandığı duruşmaları bilmek, Holokost anmalarını geride bıraktığımız şu günlerde çok önemli. Ölüm kamplarında öldüğümüzü ispat etmek, suçluların yargılanması hiçbir zaman kolay olmadı.

1947: NAZİLER YARGILANMAYA BAŞLIYOR

Auschwitz duruşmaların ilki 1947’de Polonya’da, ikincisi ise 1965’te Almanya’da görüldü.

İlk Auschwitz duruşması, Polonya’nın Krakov kentinde 1947 yılının kasım ve aralık aylarında gerçekleşti. Birkenau, Buna-Monowitz ve uydu kampları da dahil olmak üzere Auschwitz’de görev yapan yaklaşık 7 bin SS subayından sadece üst rütbeli 63’ü yargılandı. Bu neredeyse yüzde 1’in altında sembolik bir oran.

Görülen ilk duruşmada, 63 kişilik rütbeli gruptan, sadece ve sadece 41 SS subayı Polonya yetkilileri tarafından yargılanabildi.

Bu duruşmada sanıklar arasında, Auschwitz Ölüm Kampı üst yöneticileri olan Rudolf Hoess, Arthur Liebehenschel, Kadınlar Kampı Amiri Maria Mandel, ölüm kampının doktoru Johann Kremer de yer alıyordu.

Bu duruşmanın en çarpıcı sonuçlarından biri Auschwitz Ölüm Kampının ilk komutanlarından olan Rudolf Hoess’ın, 1 Numaralı Gaz Odası önünde idam edilmesi olacaktı.

 

 

 

1967’YE KADAR UYUYAN ADALET: NAZİLER NORMAL HAYATLARINA DEVAM EDİYOR

Bozgun sonrası, ölüm kamplarındaki görevlerinden ayrılan Naziler, 1947- 1965 yılları arasına hiçbir şey olmamışçasına Avrupa’da hayatlarına devam etti. Kimi Almanya’da okullarda öğretmen oldu, kimi devlet kurumlarında eski görevlerine geri döndü. 

Nazilerin normal hayatlarına devam etmeleri, ilk duruşma serisinden kalan 22 SS subayının, Aralık 1963 ve Ağustos 1965 arasında Almanya’nın Frankfurt kentinde ikinci duruşmaları görülene dek sürecekti.

Bu duruşmada, hayatta kalabilen 210 ölüm kampı esiri, görülecek bu seri duruşmalarda tanıklık edecekti. 1947’de Polonya’da görülen ilk Auschwitz duruşması, uluslararası hukuk ve insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında görülecek ve artık Almanya, bu ikinci duruşma serisiyle soykırımı inkâr etmeyi bırakacaktı.

Bu duruşmanın başsavcısı Polonya’da görülen ilk duruşma serisinden daha ilginç bir isimdi. Duruşmanın başsavcısı, kendisi de ölüm kampı kurtulanlarından olan Almanya’nın ünlü Yahudi savcılarından Fritz Bauer’di ve bir Yahudi olarak işi çok zordu.

Bilinsin ki her ne kadar Batı Almanya’da Nazilerin yaptıkları haberleştirilip, duyulmaya başlanılsa da maalesef çoğu yargılanamadı. Hatta çoğu Nazi partisi üyesi, uzun yıllar Alman hükümetinde,  yüksek mertebelerde görev yapmaya devam ettiler.

İkinci Auschwitz duruşmalarında, yargılanan suçluların sadece 18’i suçlu bulundu ve yine sadece altı kişi ömür boyu hapse mahkûm edildi, Bu duruşmada yargılanan çoğu suçlu, hiçbir zaman kendilerine verilen cezanın tümü uygulanmadan, rahatça hayatlarına devam edebildi.

Bu duruşmada her ne kadar az kişi yargılansa da duruşma, halka açık olarak görüldü. Böylece Batı Almanya halkına ve dünyanın dört bir yanına ve Holokost ve toplama kamplarında ne yaşandığına dair bilgi aktarılabildi. Bu bir anlamda kazanımdı.

 

AUSCHWITZ DURUŞMALARININ TARİHSEL ANALİZİ

Birinci ve ikinci Auschwitz duruşmaları arasındaki fark nedir? Verilen cezaların eşitsizliği ve yetersizliği bize ne gösteriyor? Auschwitz Ölüm Kampı subaylarından neden bu kadar az kişi yargılanabildi?

İki duruşmada verilen cezaların şiddeti arasındaki fark, Polonya’daki ilk Auschwitz duruşmalarında daha yüksek rütbeli ve Almanya’da ikinci duruşmada yargılanan SS subaylarının daha az kıdemli olması olarak tabi ki açıklanamaz.  İki duruşmada da yargılanan suçlular, rütbelerinden bağımsız birer katildi.

İki duruşmanın sonuçları arasındaki bu fark, rütbe farklılıklarından değil,  hukuk sistemindeki farklılıktan kaynaklanmaktaydı.

İlk Auschwitz duruşmaları, savaş ve insanlık karşıtı suçlar kapsamında görülmüştü.

İkinci Auschwitz duruşmaları ise Alman ceza hukuku çerçevesinde görüldü ve bazı suçluların hüküm giymesi zorlaştı.

Daha önceden de belirtildiği gibi Almanya’da devlet yönetiminin Nazilerden temizlenmesi Adalet Bakanlığı da dahil olmak üzere yüksek devlet kademelerinde uzun süre uygulanmadı. Bu durum, birçok suçlunun yaptıklarından sorumlu tutulmadan gizlenerek, izlerini kaybetmelerine yol açtı.

İkinci olarak, duruşmayı yöneten, Yahudi baaşsavcısı Fritz Bauer ölüm kamplarının çalışma sistemi, yapıları ile ilgili belgeleri ve ifadeleri ortaya çıkarmak için büyük gayret göstermesiydi. Bauer’in önceliği, belirli subayların yargılanmasından çok, ölüm kampları sistematiğinin nasıl çalıştığını tüm dünyaya kanıtlarla sunabilmekti.

Özetle ikinci Auschwitz duruşmasında çoğu ölüm kampı personelinin yargılanması hedeflenirken, maalesef çoğu duruşma salonuna uğramadan hayatlarına devam edebildiler.

Auschwitz Ölüm Kamplarında, öldüğümüzü ispatlamak hiçbir zaman kolay olmadı.

Bu yüzden, bir daha asla demek ve bu yaşananların tekrarlanmaması için, her daim We Remember!

Hatırlamalıyız, hatırlıyoruz.

1 Yorum