Tarih, Mayıs 1876. II. Abdülhamit tahta henüz geçmişti. İmparatorluğun hemen her tarafından çeşitli karmaşa haberleri gelmekteydi.
Bu meyanda, Bulgaristan’da milliyetçilik hareketleri başlamış ve Bulgar silahlı çeteleri Türk köylerine saldırmaya başlamışlardı. Çarlık Rusya’sı da Bulgarların bu ayaklanmalarına önce gizli, sonra da açık, destek vermeye başlamıştı.
Saldırıya uğrayan Türkler savunma maksadıyla gönüllü birlikler oluşturmaya ve karşı saldırıya geçmeye başlayınca durum dengelenmişti. Askeri birliklerin bölgeye gelmesiyle de isyan bastırılmıştı.
Ancak bu ayaklanmanın bastırılması, bilhassa İngiltere’de aynı yılın haziran ayında gündeme getirilmeye başlanmıştı. Özellikle Liberal Parti yayın organı sayılan Daily News gazetesinin 23 Haziran 1876 tarihli nüshasında ‘Muslim Atrocities in Bulgaria’ başlıklı bir mektup yayınlandı. Bulgar, erkek, kadın, çocuk ve yaşlıların ayrıt edilmeksizin Türkler tarafından katledildiklerinden bahsediliyordu. Ardından diğer yayın organları da Türkleri ağır şekilde itham eden haberler çıkarmaya başladılar.
Konu 26 Haziran’da muhalefetteki Liberal Parti tarafından Avam Kamarasına getirildi. Muhalefetteki milletvekilleri İngiliz hükümetine sorular yöneltmeye başladılar. Başbakan Benjamin Disraeli söz alarak gazetede yer alan iddiaları doğrulayan hiçbir bilginin ellerinde olmadığını ifade etti.
Aynı gün konu Lordlar Kamarasına taşındı. Yine hükümete yüklenildi. Bu sefer Disraeli’nin dışişleri bakanı, kendisine gelen haberlerin bu iddiaları kesinlikle kanıtlamadığını ve bu gibi haberlere inanmak için acele edilmemesi gereğini izah etmeye çalıştı3.
Ancak gazetelerin İstanbul muhabirlerinden gelen mektuplar çok daha vahim ve abartılı iddiaları bildirmekteydiler.
Bu durumdan yararlanmak isteyen muhalefet lideri Lord Gladstone4, sessizliğini bozarak Avam Kamarasında söz aldı. Konuşmasında önce abartılı olayları bir daha sıraladıktan sonra hükumeti Osmanlı ‘sempatizanı’ olarak adeta suçladı.
Başbakan Disraeli cevaben, belki de parlamento hayatının en uzun konuşmasını yaparak, tüm iddiaları teker teker çürüttü ve muhalefetin yalan, iftira dolu ve kasıtlı haberlere dayanarak, İngiliz-Osmanlı dostluğunu yıkmaya çalıştığını söyledi ve sık tekrar ettiği bir deyimle, “Türkler Doğu’nun centilmenleridir” diyerek sözlerine son verdi.
Olay parlamentonun tatile girmesiyle de kapandı. Ancak Balkanlar’daki huzursuzluk sona ermedi. Durumu yatıştırmak için yine batılıların teşvikiyle 23 Aralık 1876 tarihinde İstanbul’da Tersane Sözleşmesi hazırlandı. Aynı gün Meşrutiyeti ilan eden Osmanlı Meclisi ve Padişah, bu sözleşmeyi imzalamayı kabul etmedi.
Bunun üzerine, Ruslar saldırıya geçtiler ve tarihe 93 Harbi olarak geçen savaşlar başladı. (1877-1878’de vuku bulan bu saldırı, Rumi takvime göre 1293 rastladığından 93 Harbi diye anılır.)
Sonuç Osmanlı için başlı başına bir felakettir. Rus orduları doğuda Erzurum dahil olmak üzere geniş bir bölgeyi işgal etmişler, batı da ise Yeşilköy’e (Ayastefanos) kadar gelmişlerdi. İstanbul’a girmeleri an meselesiydi.
Disraeli, Almanya ve Avusturya’nın da desteğini alarak Ruslara adeta bir ültimatom gönderir. Rus Çarı bu kesin uyarıyı dikkate alır ve ordu komutanına harekâtı durdurma emrini verir. Osmanlı hükumeti de mütareke isteğini kabul eder.
İmzalanan mütareke muazzam bir toprak kaybını kapsamakta ve Osmanlı nüfuzunun tüm Balkanlarda yok olmasını öngörmekteydi. Ayrıca çok büyük bir tazminat ödenmesi de kabul edilmişti.
Bu safhada İngiltere, tekrar devreye girer; 1878 yılında Berlin’de yeniden bir kongre düzenlenir. Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın 11 Şubat 2018 tarihli makalesindeki cümle çok ilginçtir: “Rusya’nın aşırı istekleri Bismarck ve asıl önemlisi İngiltere’den muhafazakâr Türkofil Başbakanı Disraeli’nin müdahalesiyle önlendi.”
Osmanlı İngiliz ilişkileri Disraeli’nin ölümü ve Gladstone’nun başbakanlık dönemleriyle bozulmaya başlamış ve yaratılan boşluğu Alman İmparatorluğu doldurmaya başlamıştı.
93 Harbinin ve Berlin Kongresinin 140. yıldönümü, yıl içinde herhalde anılacaktır. Yeni belge ve görüşlerin ortaya çıkması beklenebilir.
---
1 Benjamin Disraeli (1804-1881). Kökeni 1492 yılında İspanya’dan göçe zorlanan Sefaradlara dayanır. 1868 yılında çok kısa bir başbakanlık görevinden sonra istifa eder. 1874 yılında seçimleri kazanınca altı yıl süren asıl başbakanlık dönemi başlar.
2 “Türk Dostu” deyimi sık sık kullanılır. Prof. Dr. İlber Ortaylı 11 Şubat 2018 tarihli Hürriyet gazetesindeki makalesinde Disraeli’yi “Türkofil” olarak niteledi.
3 Bu konuda, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yardımcı Doçenti Dr. Yahya Bahçeci’nin ‘İngiltere Parlamento tutanaklarında 1876 Bulgaristan İsyanı’ adlı araştırmasından çok istifade ettim. İlgilenenlere samimiyetle tavsiye ederim.
4 Lord William Ewart Gladstone (1809-1898). Liberal Parti lideri. Ayrı tarihlerde dört kez başbakanlık yaptı.