ABD Başkanı Donald Trump, dış politikada olduğu gibi ticarette de “Önce Amerika” demeye devam ediyor.
Daha başkanlık yarışı sürerken, ticaret anlaşmalarının yanlış müzakere edildiğini, ABD’yi zarara soktuğunu iddia ediyor, bu sebeple “iş bilen işadamı” başkan olarak, ticaret anlaşmalarını gözden geçireceğini söylüyordu. Şimdi vaatlerini yerine getirecek bir adım atmak üzere.
Beyaz Saray 1 Mart’ta çelik ürünleri ithalatına yüzde 25, alüminyum ithalatına ise yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. Kararın içeriği henüz netleşmediği gibi, Başkan Trump’ın geri adım atıp atmayacağı bilinmiyor. Ancak ABD içinden ve dışından bu karar ilişkin tepkiler yağıyor.
Liberal ekonominin lideri konumundaki bir ülkenin serbest ticaretin belini bükecek, başkalarına da örnek olacak böylesi karar almasının elbette küresel etkileri olacaktır. Ekonomik korumacılığın domino etkisi yaratarak diğer ülkelerin de bariyerlerini yükseltmesi riskiyle karşı karşıyayız.
Elbette, Trump’ın bu açıklamasının Kanada, Meksika ve ABD arasındaki serbest ticaret anlaşması NAFTA’nın revize edildiği yedinci tur görüşmelerine rastlaması tesadüf sayılmaz. ABD’ye en çok çelik ihraç eden ilk beş ülkeden ikisinin Kanada ve Meksika olduğu düşünülürse, Trump’ın çıkışı aynı zamanda NAFTA müzakerelerini şekillendirecek bir baskı unsuru işlevi de görüyor. Çelik ve alüminyum ithalatına getirilmesi planlanan vergilere ilişkin bazı devletlere ayrıcalıklar tanınabileceği yönündeki açıklamaları bu yönde yorumlayabiliriz.
ABD, dünyanın en büyük çelik ithalatçısı. Her yıl kullandığı 100 milyon ton çeliğin üçte birini ithal ediyor. Başkan Trump bu kararı uygulamaya koyduğu takdirde, Kanada, Brezilya, Güney Kore, Meksika, Rusya, Türkiye, Japonya ve Almanya gibi ABD’ye en çok çelik ihraç eden ülkeler öncelikli olarak etkilenecekler.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci konu ile ilgili olarak “ABD’nin yüzde 25’lik vergiyi tüm dünyaya uygulaması durumunda sektörün ABD’ye ihracatının devam edeceğini, kararın olumsuz etkisinin sınırlı olacağını” söyledi.
Çelik sanayinin önde firmalarından Hasparlak Çelik’in CEO’su Gökhan Haymana ile ABD’nin çelik ithalatına getirmeyi planladığı vergi kararını konuştuk. Haymana, karar uygulandığı takdirde, piyasalarda uzun vadede bir dengelenme öngörmekle birlikte kısa vadede bir kaosun kaçınılmaz olduğunu, küresel rekabetin artacağını, Türkiye bazında çelik sektörüne kısa vadede negatif etkileri olabileceğini söylüyor.
“Dünyada bir süredir çelik arz-talebi dengelenmiş ve demir çelik endüstrisinde karlılıklar artmaya başlamıştı. Amerikan pazarının kaybedilmesiyle birlikte ülkeler arasındaki rekabet kızışacak. Kanada, Brezilya ve Meksika ilk elden etkilenecekler. Bizim ABD’ye ihracatımız ise kısa dönemde yüzde 30’dan fazla azalacak. Çünkü yüzde 25 gümrük vergisi, iç piyasada rekabet etme şansını ortadan kaldırıyor” diyen Haymana, ABD’nin payının Türkiye’nin toplam çelik ihracatının yüzde 10’unu oluşturması sebebiyle, demir-çelik sektörünün bu karardan etkilenmemesinin mümkün olamayacağının altını çiziyor.
Dünyanın 8. en büyük ham çelik üreticisi Türkiye’nin, yeni koşullara uyum sağlayarak, hâlihazırda ABD dışında çelik ihraç ettiği Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarlarına ağırlık vermesi bekleniyor. Ancak Haymana bu konuda da uyarıyor: “Avrupa ve MENA bölgesinde işler eskisi gibi olmayacak çünkü piyasalara girebilmek için rekabet kızışacak, bu da fiyatlarda aşağı yönlü baskı oluşturacak. ABD’ye çelik ihraç edemeyen yakın coğrafya ülkeleri ellerindeki arz fazlasını ilk etapta iç piyasada eritmeye çalışacaklar. Biz ihracattaki açığımızı kapatmaya çalışırken, Avrupa ve Rusya da Türkiye’de paylarını artırmaya çalışacak. Bu durumda Türkiye’nin de vergi oranlarına düzenleme getirmesi gerekebilir.”
Bununla birlikte çelik fiyatlarındaki bir düzeltmenin inşaat ve otomotiv gibi sektörlere olumlu yansıyabileceğinin altını çiziyor.
Şimdi gözler Beyaz Saray’dan çıkacak karara çevrilmiş durumda. Gümrük kararının kapsamı kadar uygulamaya gireceği tarih de önemli. Oyunun kurallarının oyun sürerken değiştirilmesi kuşkusuz kaosa davetiye çıkaracak. İmzalanmış kontratlar, yola çıkmak üzere gemilere yüklenmiş mallar olduğu düşünülürse… Böylesi, bir durumda, mağdurlar uluslararası mahkemelerde haklarını aramaya çalışacak.
Uzmanlar, gümrük vergisi kararının Başkan Trump’ın öngördüğü şekilde ABD’nin ticaret açığını kapayacak bir etki yapmayacağını, aksine sektörün gelişmesini sağlayan rekabetin önünün kesilmesinin, uzun vadede kaliteyi düşüreceğini, dahası iç piyasada çelik fiyatlarının yükselmesinin çelik kullanan sektörlerde üretim maliyetlerini yükselterek enflasyonu tetikleyebileceği yönünde uyarıyor. Tüm bunlara ek olarak küresel ölçekte zincirleme vergilerin gelmesi ve Dünya Ticaret Örgütü’nde açılabilecek davalar da cabası.
AB şimdiden Amerikan ürünlerinin ithalatına gümrük vergisi koymak üzere, Harley Davidson motosiklet, Bourbon viski, portakal suyu ve kot pantolon gibi ürünleri içeren bir liste hazırladı bile.
Bu arada yalnızca çelik sektörünü korumayı amaçlayan bu dar perspektifli kararın arkasında ne ölçüde etkili olduğu bilinmez ancak, Nucor Çelik Şirketinin eski CEO’su Dan DiMicco’nun, Trump’ın kampanya döneminde ticaret danışmanlığını yaptığını, ticaret temsilciliği görevini kaptırmasına rağmen, halen danışman komitesinde görevli olduğunu da not düşelim.
ABD eliyle kurulmuş liberal dünya düzeninin altını oyacak bu karar ile Trump yönetimi, ticaret savaşlarının da önünü açacak.