İran halkının, 4000 yıllık bir medeniyetin tüm birikimini taşıdığını söyleyebiliriz. Perslerden başlayarak bugüne kadar, İranlılar, insanlığa büyük hizmetlerde bulunmuş sayısız ilim adamları yetiştirmiştir.
Son günlerde İran gündemden düşmüyor. Özellikle ABD’nin nükleer antlaşmadan tek taraflı çekilmesi ve İran ile ticarete kısıtlamalar getireceğini ilan etmesi ile Ortadoğu’da gerilimler artmaya başladı.
Tabiatıyla İran tepki gösterip bu tip tehditlerin kendilerini pek etkilemeyeceği mesajını verirken, gücünü de teşhir etmekten de geri kalmadı.
Peki, İran’ın bu gücü nereden kaynaklanıyor?
Pek çok yönlerden araştırılabilir, ama ben, bilhassa eğitim seviyesinden etkilendim.
Dilerseniz en tepeden başlayalım…
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani: Doktorasını İskoçya’daki Glascow Caledonia Üniversitesinde yapmış.
Kabinesindeki bakanlara gelince… Dışişleri Bakanı Muhammad Cevad Zarif San Fransisco State University’de lisansını ve master’ını yaptıktan sonra ikinci master’ını ve daha sonra doktorasını Denver Üniversitesinden almış.
İlim Araştırma ve Teknoloji Bakanı Muhammad Ali Najafi, Tahran’da ünlü Sharif Teknoloji Üniversitesini bitirdikten sonra master derecesini yine dünyaca meşhur Massachussetts Institute of Technology’den almış.
Ulaştırma Bakanı Mahmud Vaezi, Sacramento State University ve San Jose State University’den elektrik mühendisliği lisansını ve master’ını aldıktan sonra, doktorasına Louisiana State University’de başlamış ve Polonya’da Varşova Üniversitesinden almış.
Sanayi Bakanı Muhammed Rıza Nematzade, California State Polytechnic University’yi bitirdikten sonra ünlü Berkeley Üniversitesinde endüstri mühendisliği okumuş.
Atom Enerjisi Komisyonu Başkanı Ali Ekber Salehi, makine mühendisliği diplomasını Beyrut Amerikan Üniversitesinden aldıktan sonra nükleer mühendisliği üzerindeki doktorasını Massachusetts Institute of Technology’den almış.
Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri Muhammed Navandian, George Washington Üniversitesinden doktorasını almış. Daha ilginci, Green Card’ı var ve ABD makamları tarafından - henüz- iptal edilmemiş1.
Daha fazla saymak istemiyorum. Ama sırf yukardaki görüntüsü ile İran hükümeti tüm dünyada, ABD dahil, en yüksek eğitim seviyesine sahiptir.
Tesadüf mü?
3 Eylül 2014 tarihli ‘Maryam Merzakhani’2 başlıklı makalemde, İran’ın kültürel altyapısından bahsederken şöyle demişim: “Özetle bu hanımın matematik ödülünü alması tesadüften ziyade çok kuvvetli bir kültürel altyapının neticesi gibi görünüyor. Eğitime ayrılan bütçenin, her gün arttırıldığı (Not: 2018’de milli gelirin yüzde 3,5’ine varmış), araştırma ve geliştirmeye 2015 yılında milli gelirin yüzde 3’ünün ayrılmasının planlandığı (Not: 2018’de yüzde 3’ü de aşmış durumda) İran’dan dünya çapında daha fazla bilim insanının çıkması beklenmelidir.”
Bugün şu hususları da ilave edebilirim: ABD’de eğitim gören İranlı öğrenci sayısı 10 bini aştı. Bunların yüzde 75’i fen, teknoloji mühendislik ve matematik bölümlerinde tahsil görmekte.
İran üniversitelerinin en önemlilerinin, ABD dâhil, tüm dünya üniversiteleri ile bilgi paylaşımları var.
Toplumun geneline inince İran’da, UNESCO rakamlarına göre, toplam nüfusta okuma yazma oranı neredeyse yüzde yüze çok yaklaşmakta. Bu oran tüm İslam ülkeleri ve hatta önemli sayıda diğer dünya ülkeleri arasında en yüksek rakamı teşkil ediyor.
Daha da derine gitmek istersek bugün İran halkının, 4000 yıllık bir medeniyetin tüm birikimini taşıdığını söyleyebiliriz. Perslerden başlayarak bugüne kadar, İranlılar, insanlığa büyük hizmetlerde bulunmuş sayısız ilim adamları yetiştirmiştir.
Nitekim bugün, yine ABD üniversitelerinde görevli ve çok değerli İran kökenli öğretim üyeleri dersler vermekte. Daha da ilginci halen İran kökenli 15’ten fazla uzman NASA’nın üst kademelerinde çalışıyor.
Tüm bu yazdıklarıma bakarsak, İran ile ABD’nin son haftalardaki çatışmalarını anlamak gerçekten çok zor görünüyor. Kaldı ki mevcut ihtilafın çözümünün karşılıklı görüşmelerle hallinden başka çaresi de olmadığı kesindir. Baskı ve tehditlerin hiç kimseye bir şey kazandırmayacağı da açıkça öngörülebilir.
3 Eylül 2014 tarihli yazımın sonunda belirttiğim temenniyi bir daha tekrar ederek, yazımı sonlandırıyorum: “…İran ve Batı, insanî değerleri temel alıp, akıl ve mantık yoluyla, karşılıklı anlayışla bölgemizde barış ve huzuru sağlayabilirler. Her iki cephede de yaratıcı ve yapıcı çözümlere yol açacak alt yapılar mevcuttur.”
1 Bilgileri Reza Aslan’ın ‘Rouhani’s US-Educated Cabinet’ adlı makalesinden derledim.
2 Büyük dahi, Maryam Merzakhani, geçen yıl, 40 yaşında iken maalesef kansere yenik düştü.
Resmini gördüğünüz genç hanım, Azadeh Tabazadeh, NASA’da çalışan 15 İran kökenli ilim insanlarından biri. Aynı zamanda, Stanford Üniversitesi Jeofizik Profesörüdür. 2002 yılında “ABD’nin en parlak 10 genç âlimleri” arasında yer aldıktan sonra, Başkanlık Beyaz Saray İlim Ödülü olmak üzere birçok prestijli ödüllerin sahibi oldu. İran’daki hayatını ve 1982’de ABD’ye kaçışını ‘The Sky Detective, a Memoir’ kitabında anlattı.