Pazar günkü Neve Şalom sinagogunda gerçekleşen toplu Bat Mitsva töreninde birbirinden güzel 52 kız ve onların birbirinden heyecanlı aileleri göz kamaştırıyordu.
Pazar günkü Neve Şalom sinagogunda gerçekleşen toplu Bat Mitsva töreninde birbirinden güzel 52 kız ve onların birbirinden heyecanlı aileleri göz kamaştırıyordu. Kızlardan biri de benim Beliz’im, heyecanlı ailelerden biri de bizdik... Kalpleri coşturan, gözleri dolduran bu tablo hakkında yazardım ama bu Sevgili Tilda’nın köşesinin sınırlarına girmek olurdu. Bu yüzden sizleri pazar gününden ortalama 12 yıl 9 ay öncesine götürüyorum. Toplum olarak bir tabu gibi yaklaştığımız bu konuyu ele almanın, özgürce ve rahatça konuşmanın vakti geldi. Telaffuz etmekten çekinmeyelim artık. Hatta bağıra bağıra söyleyelim. Mayoz bölünme! Aynı şeyi söyleyebildik mi?
Beliz ve diğer 51 kız canlıların istisnasız her örneğinde olduğu gibi var oluşlarına tek bir hücre olarak başladılar. Bir dişi ve bir erkek üreme hücresinin birleşmesiyle. Birleşmenin hemen öncesi için literatürde sayısız kaynak var, ister yazılı ister görsel. Bu yazı onlar kadar eğlenceli olmayabilir çünkü biz ‘hard-core’ bilim konuşacağız.
Her birimiz trilyonlarca hücreden oluşuyoruz. Hücrelerimizin her birinin içinde çekirdekleri ve içinde uzatıldığı takdirde takribi 2 metre boyunda DNA’mız bulunuyor. Mesela Beliz’in tüm hücrelerinde aynı şekilde bulunan DNA’larının hepsi dizilse Güneş Sistemimizin çapının iki katı kadar uzar.
DNA’mız her bir hücre çekirdeğinde öyle bir kıvrılıp bükülmüştür ki toplam 46 kromozomda 0.006 milimetrelik bir yer kaplar. Bu her hücrede böyledir; deri, kalp, göz, tırnak… Bir istisna ile üreme hücrelerimiz. Üreme hücreleri olan yumurta ve spermde yalnızca 23 kromozom bulunur ki birleşince 23+23, 46 etsin ve bu çok değerli tek bir döllenmiş yumurta sonra ikiye bölünsün, sonra yine bölünsün, sonra yine bölünsün ve o kadar çok bölünsün ki 30 trilyon hücre olsun ve 12 yaşına gelince Bat Mitsva yapsın. Her ne kadar geri kalan canlılar için de bu hayranlık verici süreç geçerli olsa da bunun bir Bat Mitsva yazısı olduğunu hatırlatmak ister, örneklerime gereken anlayışı göstermenizi rica ederim.
Konumuza geri dönecek olursak yaşamımız boyunca vücudumuzun hücrelerinin hepsi (üreme hücreleri hariç) kendini klonlayarak tıpatıp aynı hücreleri üretir, 10 katrilyon kez. Bunun adı mitoz bölünme. Doğduk büyümemiz gerek: mitoz bölünme. Bir yerimizi kestik, tedavisi: mitoz bölünme. İçkiyi fazla kaçırdık, karaciğerimizdeki hücreleri yenileyeceğiz: mitoz bölünme. Her bir hücrede 46 kromozom var. 23’ü annemizden, 23’ü babamızdan. Mitoz bölünme macerasında önce DNA tamamen kopyalanıyor, bir an için 92’ye çıkan kromozom sayısı, hücrenin bölünmesi ile iki adet 46 kromozomlu yavru hücre oluyor. Bu işlem birkaç saat alıyor. Klonlanmış hücrelerimizi son kullanma tarihine kadar güvenle kullanabiliriz.
Mayoz bölünmede ise işler tamamen aynı, yine DNA kendini kopyalıyor fakat sonra bir küçük fark var: bölünme bir değil, iki kere gerçekleşiyor. Öyle olmasaydı mitoz bölünmedeki gibi bir klon oluşur, Beliz tamamen bana benzerdi, ya da daha garibi yarısı bana yarısı babasına benzerdi, kalın bir kaş yanında daha kalın bir kaş. (İnce diyeceğim sandınız değil mi? Maalesef… Kimi suçlasam ki?)
Neyse ki üreme denen mekanizma çok daha iyisini yapıyor: En mükemmel karışımı yaratıyor. Güzellik anlamında değil tabi, yaşamı sürdürmek için. Genetik varyasyon, doğal seçilimin dolayısıyla evrimin olmazsa olmazı. Kötü genlerimizi yeni nesillere birebir miras geçirmeyelim diye ne tam anneye, ne tam babaya benzemeyen yavrular oluşuyor. İyi de bu nasıl oluyor?
Mayoz bölünmede - iki tane 46 kromozomlu yavru hücre değil - dört tane 23’er kromozomlu yavru hücre ortaya çıkıyor. Üstelik bunların hiçbiri birbirinin aynı değil. Şöyle ki babadan gelen spermde bulunan 23 kromozom ile anneden gelen yumurtadaki 23 kromozom önce bir set kopyalanıyor ardından ‘cross over- geçiş’ ve homolog rekombinasyon denilen olayla yepyeni eşsiz bir DNA ortaya çıkarıyor. Olayı örneklemek gerekirse, babanın kaşına denk gelen gen ile anneninki üst üste gelip, parça değiş tokuşu yapıyorlar ve kromozom yeni yapısıyla yeniden birleşiyor. İşte bu işlemden sonra iki kez bölünme oluyor. Önce 46’ya sonra 23’e düşülüyor. Bir başka döllenmede ise başka bir sperm ve yumurta söz konusu olduğu için başka türlü değiş tokuşlar oluyor. Crossing over’ın nasıl olacağı şansa bağlı. Ama bu sayede Beliz de eşsiz, kardeşi de eşsiz. Tabi ki pazar günkü Bat Mitsva kızlarımız da eşsiz. Siz de eşsizsiniz hadi… Bunu da o çok özel yumurtaya (ergenlikten sonra yani takribi Bat Mitsva yaşından sonra ayda bir tane üretilen yumurtaya) ve o çok hızlı sperme (her boşalmada 250 milyon taneden yalnızca bir sperme) borçlusunuz. Mucize mi dersiniz, bilim mi bilmem ama şu yazının sonuna şu sözleri yakıştırdım: Mazal tov1 ve Le Hayim2!
1 İyi Şans! 2 Yaşama!