Sihirbazlardan öğrenecek çok şey var. Onlar, insan algısındaki ‘güdümlenebilir’liği keşfederek en şüpheci kitleleri bile yanıltacak gösteriler yapabilmektedir. Bu yanılma ihtimalini pek bilimsel yöntemle olmasa da, idmanla mükemmelleştirerek hilelerinde kullanırlar. Dikkati ve mantığı yönlendirerek istedikleri algıyı oluşturabilirler. Havaya atar gibi yaptıkları topu gözleri ile takip ederek dikkatsizliğin yarattığı körlüğü avantaja çevirirler. Veya çelik bir kaşığı belli bir hızda sallayarak esnek bir nesne gibi büktükleri algısını yaratabilirler.
Başka bir taktik de geçmiş olaylarla ilgili yanlış bilgi vererek hafıza kesinliğini azaltmak ve seyircinin belleğini manipüle etmektir. Örneğin bir izleyiciden iki fotoğraftan hep daha çekici olanı seçmesi istenir, reddedilenler kenara atılır. Sihirbaz kenara atılanlardan bir kaçını sinsice beğenilenler destesine alır ve neden ‘beğendiğini’ açıklamasını ister. Beğenmediği halde önüne ‘beğendin’ diye sunulan fotoğrafı yani tespit edemediği el çabukluğunu denek kendi beğenisi olarak izah etmeye çalışır.
Ve tabii ki kritik noktalarda büyük gürültüler koparmak, seyirciyi kızdırmak şaşırtmak ve güldürmek dikkati dağıtmak için kullanılan hilelerdir.
Bu girişi neden yaptım? Çünkü tezim şu: Sihirbazların taktiklerini hayatta uygulayabilenler istedikleri algıyı yaratabiliyor ve planladıkları sonuçları rahatlıkla elde edebiliyor. Onların yazdığı kurguda (ki çoğunlukla biz onların seyircisiyizdir) bize verilen rolü oynuyoruz. Gerektiği zaman fazlaca kızıp dikkatimizi odaklamamız emredilen konuya tam da istenen gibi tepki veriyoruz. Bazen de sevdiğimiz saydığımız bir politikacı çıktığı haber programında programın besbelli karşıt sunucusunun saf görünümlü sorularına pek de zeki cevaplar verince “Vay be nasıl da taşı gediğine oturttu” diye seviniyoruz. Halbuki, tam da istenilen kurgu budur. Yanlılığı kesin olan bir sunucunun bu kadar belirgin bir ‘orta açması’ karşı tarafın bunu gole çevirmesi ve bizim oturduğumuz yerden buna sevinmemiz tam olarak sihirbazın istediği davranışlar zinciridir. Bizler tam da istenildiği üzere interaktif seyirci kıvamında üzerimize düşeni yapıp bu sevincimizi sosyal medyada paylaşırız. İlginç bir şekilde karşıt medya da bizim gibi politikacımıza prim verir.
Esas sonuç bunlarla beslenir. Pek çok davranış kendi hür kararımız gibi görünse de aslında büyükçe bir sihirbazlığın gerekli aşamalarıdır. Hokkabazlık bitince geride şaşkın ve tam olarak nerede oyuna geldiğini tam kestiremeyen bir kitle kalır.
Bazıları bunun bir oyun olduğunu idrak eder ve hafifçe gülümser. ‘Touché edildiğini kabullenir… Çoğunluk ise hâlâ kendisine ve etrafına yanılgısını ‘izah etmeye’ çalışır.
Bu yüzden sihirbaz gösterilerini seviyorsanız, oyuna gelme ihtimalini aklınızdan çıkarmayın. Rastgele yaptığınız hareketlerin bir örüntü oluşturduğunu fark edin. Sihirbazın bir sonraki hareketini tahmin ederek onu açık edecek hamleyi öne sürebilirsiniz. Ancak sihirbaz da sizden gelecek beklenmedik hamleyi tahmin edip hareketini değiştirebilir.
Kısacası, işin içine insan faktörü girince standart tek bir davranıştan bahsetmek bana basit geliyor. İki taraf da strateji kuracak algıda olsun, kolay güdümlenmesin… Asıl sihir orada…
—————————————————————