Kendimi ne zamanlar iyi hissediyorum diye düşündüm bu sabah...
İşimi yaparken; çünkü hem çalışmayı seviyorum hem de sevdiğim işi yapıyorum. Dedikleri gibi “Ya sevdiğiniz işi yapın, ya da yaptığınız işi sevin.” Kendinizi iyi hissettirecek, günlerinizi dolu dolu geçirtecek iş veya uğraşlara ihtiyacımız var.
Etrafımda sevdiğim, sevildiğim, desteklendiğim, beraber güldüğüm, ağladığım, beni anlayan, beni dinleyen, bana inanan, olduğum gibi kabul edildiğim insanlar olunca...
Her çiçek açmaya elverişli topraklarda ise açar. İşte bu toprakları bulup orada açabilmenin kendimiz için en büyük sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Açamıyorsak toprağımız bizim için elverişli değildir; kendi topraklarımızı bulmalıyız! Bizi destekleyecek, her halimizle sevecek, ileri götürecek, bize inanacak, ortak amaçlarımız olan kişilerle çevrelemeliyiz kendimizi...
Güldüğüm zaman...
Gülmeyi, kahkaha atmayı seviyorum. Belki de bu yüzden hayatımda güldüğüm insanlar var. Köpeğim de sürekli güldüklerimden biri. Kahkaha attığımızda pek çok kasımız çalışıyormuş. Kimse yoksa bile kendimizi güldürebiliriz. Hayatımın zor dönemlerinde komedi filmleri izlerim. İnsan iyileşmek isterse kendine pek çok yol bulabilir.
Hayata olumlu baktığım zaman...
Gelecek günlerin bana hep en iyiyi getireceğine, evrimin hep ileriye doğru olacağına olan inancım tam olduğunda... Böyle olduğunda toplumun, medyanın ve olumsuz insanların üzerimde etkisi olmuyor. Korku emeline ulaşamıyor.
Hayatımda bir heyecan olduğunda…
Aşk, yeni bir iş, yeni bir eğitim, yeni bir hedef, yeni insanlar, kendime meydan okumak gibi... Sabahları heyecanla kalktığım, günümü anlamlı geçirdiğim, gece yattığımda huzurlu olduğum her gün bana sadece nefes almadığımı, yaşadığımı da hissettirir. Hayatımızı yaşanır ve anlamlı hale getirmek bizim elimizdedir.
Şükür halinde olduğum zamanlar...
Saç telimden ayak tırnağıma kadar her bir organım için, yuvam için, oğlum, ailem, dostlarım ve tanıyacaklarım, köpeğim, işim ve daha yapacağım işler için, hayatı aşkla yaşama isteğim ve potansiyelim için, başıma gelen bütün iyi ve kötü diye nitelendirdiklerim ve daha pek çok sahip olduğum ve olacağıma inandığım şeyler için şükür etmek bana iyi geliyor.
İnsanlık için yapılan çalışmalar içinde olduğumda...
Bir ağaç dikmek, bir hayvan beslemek, yardıma ihtiyacı olan birine maddi/ manevi yardım etmek, birini desteklemek, birine kendini iyi hissettirmek, takdir etmek, gençlerle gönüllü çalışmak, nazik olmak gibi...
Değerlerime uygun yaşadığımda...
Değerlerim benim yol haritam. Değerlerime uygun olmayan şeyler karşıma çıktığında, ne kadar cazip olurlarsa olsun, hayatıma giremezler. Bu da beni daha güçlü, daha değerli hissettirir. Hayata anlam katmamı sağlar.
Şarkı söyleyip dans ettiğimde...
Müzik ve dans ruhumu besliyor. Resim yapmak; seramik, heykel gibi el sanatları ve sporun her dalı gibi aktiviteler de ruhu besler.
Köpeğimle vakit geçirdiğim de...
Çünkü beni anda tutuyor. Başka bir şey düşünmeme izin vermiyor. Aktif meditasyon gibi. Yeşillik alanlarda köpeğimle bir saat geçirdikten sonra kendimi rahatlamış, huzurlu ve mutlu hissediyorum.
Bize verilen zamanı doldurana kadar bu dünyadayız. Günlerimizi sadece nefes alarak geçirebiliriz. Ya da aldığımız nefesin, günlerin, anların değerini bilerek geçirebiliriz. Sonunda gideceğimiz yer aynı, ancak seyahatin kalitesi farklı. Ben iyi hissettiğim anları arttırabildiğim bir hayatın peşindeyim. Size de öneririm...