Kursa başlayanlar, yaz kampından dönenler derken, okullar da sırayla yeni öğretim yılına kapılarını açıyor. Göçler başladı. İskelede ‘çek çek’ sesleri yankılanıyor.
Son günlerde Maden ve Nizam’da çoğu evin ışıkları kapalı. Sokak lambalarının ışığı yetersiz kalıyor.
Ortadoğu’da da okullar açılmış olmalı. Zira söz konusu yörelerden Büyükada’ya gelen ziyaretçi sayısında gözle görülür bir azalma var.
Yakın zamana kadar, ‘Ada, çocuklarla yaşlılara kaldı’ derdim. O da değişti. Şimdilerde çocuklar bir buçuk yaşında okullu oluyorlar. İstisnaları saymazsak, sonbahar güneşinden azami yararlanacak olan kesim altmış yaş ve üstü.
↔↔↔
Ksidas Kitabevine girmek üzereyken, dış rafta sergilenen bir kitap beni durdurdu. Adı; ‘Büyükada Yılmaz Kaini’ idi. Başlık beni çok gerilere götürdü. Yılmaz Kaini usta bir fotoğrafçıydı. O dönemlerde babam fotoğrafçılığa merak salmış ve bir şekilde Kaini ile tanışmıştı. Bir müddet sonra Kaini evimize gidip gelmeye başlamıştı. Böyle tanıştım kendisiyle.
Bir Ada sakini olarak insan portrelerini, sokakları, binaları fotoğrafladı. Sadece Büyükada’ya değil, insanın olduğu her yere objektifini uzattı.
Fiziksel sorunlar nedeniyle engelli bir insandı. Yürümesi, konuşması zor olsa da çok zeki bir kişi olarak bilinirdi.
Kaini, İstanbul Üniversitesinde araştırma görevlisi, ardından Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Ana Sanat Dalında öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Gecikmiş haliyle Büyükada Yılmaz Kaini kitabının ortaya çıkmasındaki en önemli etken Adalar Kültür Derneği Başkanı Özer Kangür’ün kararlılığı ile MSGSÜ akademisyen ve öğrencilerinin çalışmalarıdır.
Karanlık oda üstadı olarak bilinen Yılmaz (Yani) Kaini 1987’de elli beş yaşında vefat etti. Gerçek bir kültür adamı ve İstanbul beyefendisi olan Kaini için Merih Akoğul şu satırları yazdı; “Yılmaz Kaini sadece Büyükada için değil, ülkemizin fotoğraf belleği için de önemli bir kazançtır. Kendisini saygıyla anıyoruz.”