Avrupa’daki savaşın seyrini değiştiren birkaç önemli dönüm noktası vardır: Bunlardan biri, Japonların Pearl Harbor baskını ile ABD’yi sahneye çıkmaya zorlamaları idi… Diğeri Sovyet Rusya’nın Stalingrad’da Alman ordularını püskürtmesi ve general kışın katkısı ile dengeyi kendi lehine çevirmesi idi… Ama Nazilerin nükleer silahı geliştirip bunu kullanma durumuna gelmeleri tüm hesapları altüst edecek, müttefiklerin konvansiyonel çabalarını nafile hale getirecek bir kazanım olurdu…
“1933’ten bu yana Danimarka’da sürgün olarak yaşayan ünlü muhalif Alman yazar Bertolt Brecht, savaşın pişirildiği 1939 baharında, ünlü fizikçi arkadaşı Niels Bohr’dan, Alman fizikçileri Otto Hahn ile Fritz Strassmann’ın çekirdek parçalaması deneyinden başarılı sonuçlar elde ettiklerini öğreniyor. Hitler, kendisini konvansiyonel savaşın ötesinde yıkıcı sonuçları olacak bir maceraya hazırlıyor.
I. Dünya Savaşında menfezlerde hayatlarını kaybedenler kimyasal ve biyolojik silahların gelişimine katkıda bulundu. Şimdi ise Nasyonal Sosyalist idealin peşine takılıp giden bazı bilim insanları nükleer silah üzerinde amansız çalışmalar yapıyorlar.
Brecht, ‘Galileo Galilei’ adını vereceği eserinin üzerinde çalışıyor. Bu oyununda bilimsel ilerleme ile toplumsal ahlak bağlamındaki temel sorunları irdeliyor. Biri olmadan ötekinin varlığının toplumu yıkıma götürmesi kaçınılmaz. Zamanla keşfedilecek ne varsa keşfedeceksiniz, diyor Galilei, ancak bu ilerleme insanlıktan uzak bir ilerleme olacaktır. Yeni bir buluş için yapılan sevinç gösterileri, günün birinde evrensel bir dehşet çığlığıyla cevaplanabilir. Gelin görün ki sonradan Brecht’in Galileo Galilei’i - tıpkı Bohr’un yapacağı gibi - bilgisini iktidar sahiplerinin önüne sürerek mesleğine ihanet edecek: ‘İster kullansınlar ister kullanmasınlar, amaçlarına hangisi hizmet edecekse…’ kıvamına gelecek!” (39 Yazı – Werner Biermann)
Avrupa’daki savaşın seyrini değiştiren birkaç önemli dönüm noktası vardır: Bunlardan biri, Japonların Pearl Harbor baskını ile ABD’yi sahneye çıkmaya zorlamaları idi… Diğeri Sovyet Rusya’nın Stalingrad’da Alman ordularını püskürtmesi ve general kışın katkısı ile dengeyi kendi lehine çevirmesi idi… Ama Nazilerin nükleer silahı geliştirip bunu kullanma durumuna gelmeleri tüm hesapları altüst edecek, müttefiklerin konvansiyonel çabalarını nafile hale getirecek bir kazanım olurdu… Moskova’nın ya da Londra’nın tepesine göndereceği atom bombaları, dünyayı Hitler’in önünde dize getirebilecekti belki de!
Churchill, 1938’te çekirdeği parçalayan Almanların, ipi göğüslemeye topu topu iki yıl uzakta olduklarını biliyordu. 1940’te Norveç’in işgali ile Naziler Avrupa’nın tek döteryum oksit santralini kontrol eder olmuştu. Bu Almanların önünde eksik olan son adımdı. Dolayısı ile ortadan kaldırılması Churchill ve İngiltere için hayati önem arz etmekteydi. Bununla ilgili kurgulana birçok cesur plan, şu veya bu şekilde ortaya çıkarılmıştı.
Joachim Rönnenberg. Savaşın seyrini değiştiren kahramanlardan biri…
1919 Norveç doğumlu Ronnenberg, ülkesinin düşmesi ile kaçtığı İskoçya’da İngiliz Özel Birliklerine katılmış, Şubat 1943’te, komuta ettiği 12 kişilik özel birlikle, dağların hâkim olduğu bir coğrafyada, son derece etkin yöntemlerle korunmakta olan Norsk Hidroelektrik Santraline bombaları yerleştirip, İsveç’e kaçmıştı.
Birçok kitaba ve filme konu ile olan Gunnerside Operasyonunun 70. yılında, BBC’ye yaptığı açıklamada, Rönnenberg, “Biz iyi bir iş çıkartmak için bir araya gelen 12 iyi arkadaştık” der. 2015 yılındaki başka bir söyleşisindeki, “Ancak bombanın Hiroşima ve Nagazaki’de patlatılması ile ne kadar önemli bir iş yaptığımızı anladım…” sözleri, operasyon girişimlerinin öneminden haberdar olmadığının itirafıdır, bir yerde.
Joachim Rönnenberg, Norveç Başbakanı Erna Solberg’in ifade ettiği gibi, “Norveç’in en önemli savaş kahramanlarından biri”, 21 Ekim günü, 99 yaşında öldü.
Savaş sonrası gazeteci olarak yaşamını sürdüren Ronnenberg, içinde bulunduğu ekiple giriştiği kritik harekattan nadiren bahsetmiş, buna mukabil, yetiştirdiği gençlere, totaliter rejimlerin tehlikelerinden ve bunların maliyetinden sık sık söz etmişti.
“Bugün yetişenlerin, özgürlüğün ve barışın tehlikeye düşmemesi için savaşmaya hazır olmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor…”