Vayera peraşasının en son bölümü Akedat Yitshak adı ile bilinir. Tanrı, Avraam’a oğlu Yitshak’ı kurban etmesini söyler. Avraam bu emri yerine getirmek üzere iken bir melek onu durdurur. Tanrı Avraam’ın neslinin kendisinin yaptığı bu olağanüstü itaat nedeniyle ödüllendirileceğini aktarır. Tanrı oğlunu kurban etmesini söylerken Avraam’a “et binha et yehideha – oğlunu tek olan oğlunu” ifadesini kullanır. 1724 ile 1806 yılları arasında yaşayan ‘Hida’ ismi ile bilinen Rav Hayim Yosef David Azulai, Akedat Yitshak hikayesine farklı bir bakış açısı getirerek bu konuyu anlayabilmemiz için değişik bir ışık gösterir. Bu Tanrı’nın seslenişinde kullandığı ‘yahid’ sözcüğüdür.
Bu sözcük Hida’nın görüşüne göre insanın ruhunu temsil etmektedir. O zaman bu bakış açısı ile Tanrı Avraam’a sadece oğlu Yitshak’ı kurban etmesini değil kendi ruhunu da, kendi yaşamını da adamasını emretmiştir. Avraam burada sadece oğlunun değil bizzat kendi yaşamının da Tanrı yoluna adanacağının testini geçmiştir.
Rav Hida burada neden Avraam’ın “bareh avareheha – kesinlikle bereketli kılınma” ile taltif edildiğini öğretir. Avraam burada sadece oğlunu değil kendisini de sanki mizbeah’a bağlamış gibidir. Burada Avraam’ın aldığı ödül hem kendisinin hem de Yitshak’ın ‘akeda’sı içindir. Bu bölüm bu yüzden sadece Akedat Yitshak değil aynı zamanda Akedat Avraam olarak adlandırılmalıdır.
Bu büyük ve olağandışı davranış Avraam’ın Tanrı sevgisi için neleri yapabileceğinin de bir kanıtıdır. Avraam’da bu sevginin sınırı yoktur. Avraam emirleri şüpheyle, tartışmayla, kuşkuyla, soruşturmak suretiyle değil Tanrı’ya tam bir iman ve güvenle ifa etmektedir.
Herkesten Avraam gibi olmayı beklemek elbette gerçekçi değildir. Ancak bu beraha ile taçlandırılmış her Yahudi’nin Tanrı’nın emirlerini sorgulamak veya tartışmak yerine nasıl yerine getireceğinin yollarını araştırması daha doğrudur. Tanrı emirlerini uygulamamız için vermiştir. Bu emirler uygulandığında biz daha iyi bir yaşamın kapılarını aralarız. Bu emirler uygulandığında Yitshak’ın Yaakov’a verdiği asıl pastanın kremasını oluşturan o muhteşem berahaya kendimizi yakınlaştırırız. Bu Tanrı’nın Avraam’a verdiği berahadan başkası değildir.