Naim Güleryüz’ün son kitabı

Umut UZER Köşe Yazısı
31 Ekim 2018 Çarşamba

Araştırmacı-Yazar Naim A. Güleryüz son kitabında Türk Yahudi tarihine ve yaşamına ışık tutmaya devam ediyor. ‘Tarih Boyunca Trakya ve Anadolu’da Yahudi Yerleşim Yerleri’ adlı kitap iki ciltten oluşuyor. Birinci ciltte İstanbul’u derinlemesine analiz eden Güleryüz, ikinci ciltte ise Trakya ve Anadolu’daki Yahudi toplumsal hayatı üzerine ufuk açıcı bilgiler veriyor. Bu kitabı yazmak için Osmanlı arşivlerinden, Oxford Üniversitesi ve Londra’daki British Library’den yararlanan yazar sonuç olarak kapsamlı ve derinlikli bir kitap ortaya koyuyor.   

Daha önce Türkiye’de Yahudi basını, sinagoglar, hayır kurumları, Gaziantep ve Edirne Yahudileri üzerine yazmış olan Naim Güleryüz, bunların dışında daha kapsamlı kitaplar ile bu topraklardaki Yahudi toplumunu ayrıntılı bir şekilde öğrenmemizi ve anlamamıza yardımcı oluyor. Güleryüz’ün kitapları, genel tarihi göz ardı etmeden, tarihsel bağlamı kaçırmadan, aynı zamanda mahalle, şehir, bölge ve ülkeye dair ayrıntılar üzerinde de durarak uzmanlara ve meraklılara derinlikli analizler ve bütüncül bir tarih çalışması sunuyor.

Bir yandan klasik tarih geleneğinde Alman tarihçi Leopold von Ranke’nin önerdiği gibi olayları “aynen olduğu gibi” (Wie es eigentlich gewesen) yansıtmayı hedefleyen Güleryüz, birçok master ve doktora öğrencisine de çalışmalarında yardımcı oluyor. Bu yazının konusu olan Yahudi Yerleşim Yerleri kitabı baştan sona okunabileceği gibi, ilgiye göre bölümler halinde de okunabilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, kitap günümüz Türkiye sınırları üzerine odaklanmakta, bu sınırlar dışındaki Osmanlı topraklarındaki önemli Yahudi merkezleri olan Selanik, Halep, Bağdat ve tabi Kudüs gibi şehirleri araştırma kapsamına almamaktadır. 

Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına başkentlik etmiş olması sebebiyle ve Türkiye Yahudi tarihi içindeki önemine binaen, ilk cildi İstanbul’a ayıran yazar, geçmişten günümüze İstanbul Yahudi toplumunun değişimlerini ve gelişimlerini ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Bugünkü sınırlarımızdaki Yahudi varlığının MÖ V. yüzyıla kadar gittiğini hatırlatan Güleryüz, Sefarad Yahudilerinin 1492’ten itibaren gelmesinden çok önce de bu topraklarda Yahudilerin varlığını ortaya koyuyor. Bir Yahudi yerleşiminin olmazsa olmazı arasında okul, mezarlık ve sinagogu zikreden yazar, ayrıca hastane ve yardım kurumlarını da topluma hizmet eden başka kurumlar olarak sayıyor. İstanbul Yahudi hayatının uzun süre merkezi olmuş Balat’tan başlayan kitap, mahalle mahalle, sokak sokak derinlemesine açıklamalar yaparken böylelikle şehir tarihi üzerine de ufuk açıcı bir kaynak eser olarak raflarda yerini alıyor.

Yahudi yaşamının değişim göstermesi üzerine Şişli gibi farklı mahallelere taşınmalar zamanla daha da çeşitlilik gösteriyor böylelikle diğer semtlerde sinagogların açılması gereği duyuluyor. Bu bağlamda örneğin Caddebostan ve sonraları Göktürk Şaar (h)Aşamayim sinagoglarının kurulmasına kadarki dönemi bütüncül ve ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriyor.

İkinci ciltte ise Trakya’dan Anadolu’ya artık bugün çoğunlukla Yahudi toplumunun yaşamadığı bölgelerdeki Yahudi yaşamı kaynaklara dayanılarak, gene son derece titiz bir şekilde anlatılıyor. Hâlâ aktif bir Yahudi yaşamının olduğu İzmir’in sinagogları ve kültürel yaşamı üzerinde duran Güleryüz, Anadolu ve Trakya’da artık mevcut olmayan binalar dışında hâlâ var olan fakat başka amaçlar için kullanılan yapılar üzerinde de derinlikli bilgiler veriyor. Daha önce yazmış olduğu Edirne ve Gaziantep Yahudileri üzerine kitapları daha fazla bilgi almak istenler için kaynak eserler olsa da bu kitapta da söz konusu şehirler üzerine faydalı bilgiler bulmak mümkün. Ama bunlar dışında Bursa’daki eski toplumdan bugüne kalan sadece 60 kişinin bu şehirde yaşamaya devam ettiklerini ve daha az bilinen Tokat, Diyarbakır ve Van Yahudilerinin renkli yaşamlarını bu kitaptan öğrenebilirsiniz.     

Gözlem Yayınevi tarafından son derece özenli bir şekilde basılan bu iki ciltlik kitap fotoğraflarla, şahsi mülakatlar ve tarihi belgeler ile bezenmiş takdir edilecek bir çabanın ürünüdür. Araştırmacılar kadar kendi aile tarihini öğrenmek isteyenler için de temel bir eser olarak görülmelidir.  

Güleryüz her zamanki enerjisi ile yeni kitapların araştırmasına devam ediyor. Ancak kendisinden anılarını yazmasını bekleyenler olduğunu söylemekte yarar var. Türk Yahudi toplumunda, basınında, kültürel hayatında ve özellikle 500. Yıl Vakfının kurulması ve geliştirilmesindeki katkılarını daha ayrıntılı olarak öğrenmek herkesin hakkı diye düşünüyorum.