“Atatürk’ü anlamak...”

Emre ALKİN Köşe Yazısı
14 Kasım 2018 Çarşamba

Aklıma geliyor bazen. Dört yılda neler yapılabilir diye. Mesela, inşaat-bina-köprü-otoyol-uçak-gemi-hastane yapılabilir. Bir çocuk doğar, dört yaşına gelir. Konuşur, yürür, nihayetinde annesi babası bir nefes alır. Dört yılda üniversite biter. Mezun olursunuz. Öğrendiğiniz ne varsa bir o kadarını da işte öğrenirsiniz. Belki de daha fazlasını.

Sabah kalkıp işe giderken hep aklıma gelir. Bir insan dört yıl içinde, bir gece karanlığında pusulası bile bozuk bir gemiye binip, sonra karaya çıkıp iki kongreyle yorgun ve üzgün bir halka cesaret verip, işgale karşı mücadele başlatıp, Cumhuriyet ve Demokrasi’nin kilometre taşı olan bir meclis kurup, düşman burnunun dibindeyken eğitim şurası yapıp, sonra dünyada eşi benzeri görülmemiş bir zaferi, diplomatik ve ekonomik bir zafer ile  perçinleyip, bir iktisat kongresi yapıp, bir de üzerine Cumhuriyet kurabilir mi? Arada olan birçok detayı yazmadım daha. 

Sadece dört yıl içinde olmuş bunlar. Dinleyince imkânsız gibi geliyor ama Mustafa Kemal Atatürk “Az zamanda çok büyük işler başardık” derken neyi kast ettiği böylelikle daha iyi anlaşılıyor. 

 

“Bu mucizeyi sabırla anlatalım...”

Takvimdeki her yaprak bu muazzam destanı anlatan bir kilometre taşıdır. Bu mucizenin nasıl gerçekleştiğini hatırlatır. Bugün çeşitli sebeplerden Cumhuriyet’e, Atatürk’e mesafeli durmaya çalışanlara sakince şunu sormak lazım: “Sen dört yılda bunları başarmış başka bir insan gördün mü?” Cevabı beklemeye gerek yok. Çünkü böyle biri yok. 

‘Başlayıp bitirmek’ artık inşaatlar için söylenen bir terim olduğu için, bu mucizeyi sabırla anlatmak lazım dostlar. 10 Kasım’da ebediyete uğurladığımız Atatürk’ün bu zaferi ‘her şeye rağmen’ ve ‘hep birlikte’ kazandığını bilmek gerekiyor. 

Cumhuriyet’i kurduğu 1923’ten gözlerini yumduğu 10 Kasım 1938’e kadar, her yıl ortalama yüzde 11 büyümüş Türkiye. Bugüne kadar bu rekoru kırabilen hiçbir dönem yok. Bu kısa zaman zarfında kadınlara seçme ve seçilme hakkını İsviçre’den bile önce veren genç Türkiye Cumhuriyeti, bankacılıktan sanayiye, tarımdan madenciliğe kadar muazzam reformlar gerçekleştirmiş. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kuruluşu bile ayrı bir akıl ve kahramanlık hikâyesidir. 

Bu eşi benzeri görülmemiş hikâyenin yaratıcısı Mustafa Kemal Atatürk, silah ve çalışma arkadaşları önünde saygıyla eğiliyorum. 

Ne mutlu Türk’üm diyene...