Mikets peraşası Yosef ile kardeşlerinin Mısır’daki karşılaşmalarını işler. Şiddetli kıtlıktan dolayı Mısır ülkesine buğday almak üzere gelen kardeşleri sattıkları kardeşlerini Mısır’ın iki numaralı adamı olarak karşılarında görürler.
1255 ile 1340 yılları arasında yaşamış İspanya’nın büyük bilgelerinden olan Rabenu Bahya Yosef ile kardeşlerinin karşılaşması sırasında peraşa metninin kardeşleri ‘anaşim’ olarak betimlediğini öğretir. Rabenu Bahya burada Yosef’in gelecek için bir öngörüde bulunduğunu ve Yosef’in satılması günahının ‘tikun’u dediğimiz onarımının ancak on büyük bilgenin bu uğurda öldürülmesi ile gerçekleşeceğini öğretir. Bu Rabiler aslında Yosef’i satan kardeşlerinin bir ‘gilgul’ formu olarak dünyaya gelmişlerdir. On kez bu ifadenin kullanılması ‘asara aruge malhut’ dediğimiz trajik olaya işaret etmektedir.
Tora açıklamasında daha önceleri Rabenu Bahya Yosef’in satılmasından dokuz kardeşin sorumlu olduğunu öğretir. Yosef burada mağdur olan kişidir. Binyamin bu olaya karışmamıştır. Reuven babasına götürmek için Yosef’in kuyuya atılmasını önerendir. Dolayısı ile bu günaha iştirak eden dokuz kardeş var iken neden on Rabi hayatını Tora uğrunda feda etmiştir?
Rabenu Bahya burada onuncu bilgenin Yosef’in ‘gilgul’ formu olduğunu söyler. Kardeşleri elbette açık bir şekilde suçludurlar ancak Yosef de gerek babasına yetiştirdiği ‘laşon ara’ ve gerekse gördüğü rüyalardan dolayı kardeşlerinden kendisini üstün görmeye başlaması nedeniyle bu suça kapıyı aralayan kişidir. Bu nedenle onuncu kişi de Yosef’in ‘gilgul’ formu olarak karşımıza çıkmaktadır.
1724 ile 1807 yılları arasında yaşayan Rav Hida, Midbar Kedemot adlı eserinde Yosef’in ‘gilgul’ formunun Rabi Akiva olduğunu öğretir. Bu yüzden Rabi Akiva genellikle Akiva ben Yosef olarak tanınır. Burada sözü edilen ‘Yosef” Rabi Akiva’nın babasından ziyade ‘gilgul’un ilk formu olan ‘av’ formunu yani Yosef’i işaret etmektedir. Bu ifadeden hareketle Yosef’in neden ‘Gavia’ dediğimiz kadehini Binyamin’in çuvalına koyduğunu anlayabiliriz. Bilgeler ‘gavia’ sözcüğünün harflerinin ‘Gilgul Akiva ben Yosef’ sözcüklerinin ilk harflerini oluşturduğunu öğretirler.
Tora bir okyanustur. Bu güne kadar öğrenilenler sadece bir damlacıktır. Daha çok Tora öğrenimi daha çok hayat katacaktır. Pirke Avot’ta söylendiği gibi “marbe Tora marbe Hayim.”