Gün geçmiyor ki ülkemizde yeni bir ‘gelişme’ yaşanmasın! Gelişmelerden biri şöyle; Konyalı ‘insansı’ robot Ada[i] tam dans edecekken yere düştü ve Akın Robotics’in muhtemelen ‘Düşen Robotlar Kendilerine Gelirlerken Onları Etli Ekmekle Karşılama Ofisi’ne kaldırıldı.
Etli Ekmek Ofisinde kendine gelen robotun ilk cümleleri; “Konyaspor’un durumu ne oldu? Süperiz kardeş!” oldu. Bu arada robota ait sesin bir kadın sesi olması sayesinde robot camiasında bayılınca ayılan kadınların bile futbol fanatiği olduğunu da öğrenmiş olduk. Hoş, bu kadın sesine fazla takılmamak lazım, nitekim Ada’nın çevresini saran diğer robotları seslendiren de aynı kadın sesi, önemli değil.
“Savaş Robotlarında Şehitlik meselesi ne olacak?” sorunsalını gündemine alan memleketimizin insansı robotu Ada belli ki titiz, kaygılı ve içli bir karakter. Bir de “Robotun duygusu mu olurmuş!” diyorlar. Hem duygulu hem de içine doğduğu geleneğe sıkı sıkı bağlı robotlar var ülkemizde oysaki!
“Şeb-i Aruz töreni ne zaman, kaçırmadım değil mi?”
Robotun hassasiyetine bakınız lütfen! Mevlana “Ne olursan ol gel!” dedi. Cümlenin devamında “Robotlar hariç,” demediğine göre neden olmasın! Şeb-i Aruz törenlerinde sema dönen robotlar, robotlarımız, bizim robotlarımız niçin olmasın!
Ada’nın Etli Ekmek Ofisi’nde sorduğu sorulardan biri de şu:
“Ben neredeyim, burası neresi?”
Burası Türkiye canım benim! Burası dünya denilen okulun kaynaştırma sınıfı!
Memlekette kaynaşa kaynaşa gelişiyoruz, öyle ya da böyle önemli değil, çarpık marpık, yine de gelişiyoruz, önemli olan da bu.
Gelişme kelimesi ilk etapta kulağa ‘ilerleme’ olarak geliyor. Bu anlamın yanı sıra kelimenin ‘olan biten şey’ anlamı da var. Biz kelimeyi ‘olan biten’ anlamından, ‘ileriye doğru gelişme’ anlamına henüz dönüştüremedik. Elimizde merdiven altı üretim bir gelişme kavramı var. Kavramın kendisi eleştirel felsefede tartışılan bir konu. “Teknolojideki gelişmeler insanlık durumu açısından bir ilerleme midir, değil midir?” tartışmaları oldukça derin ve nitelikli.
Son yıllarda bu kavrama başka bir boyut katmaya çalışanlar arasında yer alan Kevin Kelly’nin ‘protopya’[ii] kavramına dikkat çekmek istiyorum. Protopyanın ‘pro’su süreç (process) ve ilerleme (progress) kavramlarından geliyor. Protopya bir varış hedefinden çok, oluşu ima ediyor; bugün her şey biraz da olsa, dün olduğundan iyidir. Yavaş yavaş bir iyileşme ve ilerleme söz konusudur. Fakat teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden olan Kelly, protopyanın artık geride kaldığını ve ‘Kör Bugün’e girdiğimizi söylüyor.
Kör Bugün’den kastedilen şey sonsuz bir şimdiki zaman. Zamanın akış hızı ilerlemeye dönükken dün, bugün, yarın kelimeleri bir anlam ifade ederken, hız sınırının aşılması insanlığı zaman akışının takip edilemediği mutlak bir şimdiye hapseder.
Aydınlanma ve Sanayi Devrimi ile mekân kavramını ortadan kaldıran insanlık (İngiltere’den Hindistan’a gidiş, iki ayrı mekân tasavvuru hızlı jet teknolojileri ile sorun olmaktan çıkarılmış ve böylece mekânın genişlik tasavvuru önce daraltılmış, ardından iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle mekân tasavvuru ortadan kaldırılmıştır.) şimdi zamanın ortadan kaldırılacağı bir deneyime giriş yapıyor.
Zamanın daraltılması 3 dakikalık bir sinema filmi fragmanının 15 saniyelere kadar düşürülmesiyle gündelik yaşamda kendini uzun zaman önce göstermişti. Daha neler olabilir? Nasıl bir gelecek bizi bekler? Bunları ön görmek bile oldukça güçleşecektir.
Fakat yıl 2018’den 2019’a giriş yapsa da dünyanın her coğrafyası aynı tarihte yaşamıyor elbette. Memleketimizde de takvimler 2019 yılını gösterecek ama muhtemelen zaman denilen kavram henüz ortadan kalkmış olmayacak bizde. Kimimiz 2019 yılına gireceğiz, kimimizin iç takvimi MÖ 10.000’e giriş yapacak, bazılarımız 1821 yılına girerken yanı başındaki arkadaşı 1325 yılına girecek. Burası dünyanın kaynaştırma sınıfı; hem mekânsal hem zamansal, ahiret meydanı gibi bir memleket, herkes burada.
Olsun, ne fark eder; iç takvim hangi yılda olursa olsun dış takvimde 2019 yılına giriliyor. İç takvimle dış takvim arasındaki mesafe bazı reel sorunlara yol açsa da önemli değil, 2019’a hep beraber giriyoruz!
İyi dilekleri eksik etmemek lazım; yeni yıl hepimize huzur, sağlık, demokrasi, insan kalitesi, akıl ve zarafet getirsin dilerim…