Başlığımdaki sözler, Fenerbahçe’nin 3 Haziran’da seçilen çiçeği burnunda başkanı Ali Koç’a ait. 2 Haziran’da yapılan kongredeki efsane konuşmasının başlangıcında yapmıştı. Fenerbahçeliler zaten başlığı okuduğu anda hatırlayacaktır.
2018’e girdiğimiz günlerdeki spor köşe yazılarına bir göz gezdirdim. Hepsi 2018’in harika olmasını, futbolumuz için çok gelişimsel bir yıl olmasını dilemiş. Gene aynı safsataları tekrarlamaya gerek yok. 2019’da da muhtemelen başımıza gelecek olayları şu şekilde sıralamamız yanlış olmayacaktır.
Olaylı bir derbi maçı yaşanıp, bir teknik direktörün “kafası yarılacak” herkes birbirine küfredecek, kazanan fanatizm kaybeden futbol olacak. Üstünden daha bir ay geçmeyecek ki bunu mizahi yönden protesto eden basketbol taraftarları sosyal medyadan feci şekilde linç yiyecekler. İki ay sonra büyük bir kulübün başkanı büyük umutlarla 20 yıllık diktatoryayı devirecek, sene sonunda küme düşme potasında olacak. Saygın yazılı spor medyamız dört büyüklere bütün yaz on, 30 yaş üstü tanınmış futbolcu getirecek, kulüpler birini bile alamayacak zira tulumbada su kalmayacak. Sezon başı üç büyükler borçlarını açıklayacak, eski yönetime sövülecek. Dünya kulüplerinde oynayıp Türkiye’ye geri dönen futbolcu yine sansasyonel bilumum saçmalığa imza atacak. “Vur beni” “Aa senin karınmış” gibi saçma diyalogların haklı caps’leri patlayacak. Tabii ki iki hafta sonra bir derbi oynanacağından ötürü bu durum unutulup gidecek. O derbide de tokatlar, nefretler havada uçuşacak. İki taraf da bundan gurur duyacak, çünkü istediğimiz nokta buydu ve hep bu olacak.
Tabii sene lig devreye girerken tabiri caizse sürünen üç büyüklerin futbolcuları da o Maldiv bu Seychelles gezecek. Instagram story’lerinden de paylaşacaklar, zira onlar aldığı paraya bakacak.
Ha tabi, hatırlatmakta fayda var, Allah’tan 2019’da Avrupa Kupası veya Dünya Kupası yok. Yine televizyondan izlerdik çünkü. Allah’ın sevdiği kullarıyız neyse ki.
Diyeceğim odur ki, geçmişini bilmeyen geleceğini göremez, futbolumuzun geçmişi, pislikleri ortadayken 2019’a güzel ümit dilemek kanatlarımız olup uçmasını dilemekten daha mantıksız. Nitekim toplumumuzun istediği de 2018’in kopyası, kavga, dövüş, kin. Ali Koç 2 Haziran’da çok haklıydı, istediğimiz noktaya geldik. Uzun süre de istediğimiz noktada kalacağız.
Bir arkadaşımızın babası bizi Fenerbahçe Basket Takımıyla tanıştırmıştı bundan bir sene önce. İnanın bana spor dünyamızda 2019’a umutla bakmamın tek sebebi bu takım. Umarım basket de istediğimiz noktaya gelmez. Teşekkürler Obradoviç!
Selam olsun basketi sevdiren İzzet Abi’ye, içimde umut var.
İstediğiniz noktaya nasıl gideceğinizi bilmiyorsanız, o nokta hedefinin hiçbir anlamı yoktur.
Herkese sağlık ve umut dolu bir yıl dilerim.