‘Kuantum Adam’ın büyük aşkı

Edebiyat dünyasında bol bol romantik aşk mektuplarıyla karşılaşırız. “Eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti” diyen Kafka; “Vücudum günlerdir seninle dolu” diyen Frida Kahlo veya “Kollarımı sana her sardığımda kendimi evimde hissediyorum” diyen Hemingway… Daha niceleri var elbet. Şu mektubun satırlarını lütfen okuyun. Bir yazarın elinden çıkmadığına kim inanabilir?

Selin SEVİNDİREN Köşe Yazısı
13 Şubat 2019 Çarşamba

Bizden uzak olsun, kuantum düşünce tekniğiyle aşkı keşfetme ve hayatınızda sıçrama yapma tekniklerine girmeye niyetim yok. Zaten aynı anda iki yerde birden olamıyorsanız kuantum dünyasından çok uzaksınız. Çok şükür ki sonucun sebebin peşi sıra geldiği, belirsizliklere mahal verilmeyen makro dünyayız ve zaman zaman -tabi o da şanslıysak- testosteron, östrojen, dopamin, noradrenalin, serotonin, oksitosin gibi çeşitli salgılarla beynimizde (asla kalbimizde değil) biyokimyasal bir süreç yaşıyoruz. Aşkı diyorum. Niyetim köşemin çizgisini bozmadan 14 Şubat’ta sizi biraz daha romantik olmaya teşvik etmek. Bunu da ‘Kuantum Adam’ ile yapacağım. Bir daha biyokimyasal dememekle başlayabilirim. 

Edebiyat dünyasında bol bol romantik aşk mektuplarıyla karşılaşırız. “Eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti” diyen Kafka; “Vücudum günlerdir seninle dolu” diyen Frida Kahlo veya “Kollarımı sana her sardığımda kendimi evimde hissediyorum” diyen Hemingway… Daha niceleri var elbet. Şu mektubun satırlarını lütfen okuyun. Bir yazarın elinden çıkmadığına kim inanabilir? 

 

 

Bu mektubun satırlarının sahibi, henüz 27 yaşındayken 1945’te, dört senedir evli olduğu eşi Arline Greenbaum’u tüberkülozdan kaybetmiş, herkesçe ‘dâhi’ olarak kabul edilen ve ünlü fizikçi Lawrence Krauss’un ‘Kuantum Adam’ ismini taktığı Richard Feynman. Mektup 1988’de Feynman’ın vefatının ardından ortaya çıktı. Feynman’ı bir bilim insanı diye tanıtıp geçmek hata olur. Öncelikle o birden çok bilim yapan hatta sanat yapan bir insandı. Onu hep merak etmeye yönlendiren babasının başarısındaki katkısı Feynman tarafından her fırsatta dile getirilmişti. 

II. Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi kapsamında atom bombasını yapmak için bir türlü aşılamayan zorlu hesaplamaları inanılmaz bir doğruluk ve hızla çözen bir matematikçiydi.

Elektromanyetik gücün atomdan daha küçük ölçeklerde nasıl çalıştığını gösterdiği Kuantum Elektrodinamiği ile temel parçacıkların birbirleriyle etkileşimini kendi yarattığı ‘Feynman Diyagramı’ile açıklayan Nobel Ödüllü bir fizikçiydi.

Bilimi en basit ve temel şekliyle -annesinden aldığı Yahudi mizah anlayışı ile- kendi televizyon programlarında herkese sevdiren ve onlarca kitap yazmış bir hikaye anlatıcısı; fizik öğrencilerine üç ciltlik fiziğe giriş kitabı hazırlayarak müfredatı değiştirmiş, derslerine girebilmek için herkesin yarıştığı bir öğretmendi. 

Böyle bir aşk mektubunu yazacak kadar aşık olduktan sonra tabi ki bu hissi yeniden yaşamak isteyen ve ruhunun oksijenini en son kendinden 15 yaş küçük üçüncü karısında bulan bir vivördü.

Zaman zaman gecenin bir yarısında bongo enstrümanını alıp ağaçların arasında Güney Amerika yerlileri gibi dans eden bir müzisyen; her şeyin temeli olan atomların mükemmel etkileşimiyle oluşan evrenin güzelliği karşısında duyduğu hisleri tablolara döken bir ressamdı.

“Britannica Ansiklopedisi’nin 24 cildini niçin toplu iğnenin başına sığdıramayalım? Niçin bilgisayarları minyatürleştiremeyelim?” gibi soruları 1959’da soran nanoteknolojinin fikir babası bir fütüristti.

Son olarak felsefeyle değil felsefe yapanlarla sıkıntısı olan fakat yaşamı boyunca söyledikleri ve yaptıklarıyla bilimsel metodolojisinden ödün vermeyen bir filozoftu. “Cevaplanamayacak sorgularım olmasını, sorgulanamayacak cevaplarım olmasına yeğlerim.” diyordu.

Mantığın yolundan ayrılmayan bu bilim insanını, fiziksel olarak var olmayan bir kadına bu romantik mektubu yazmaya iten aşkın açıklanamayan gücüydü. 

Siz daha yaşayan aşkınıza böyle bir mektup yazmadıysanız bozuşuruz. En azından bir ‘Kalp Diyagramı’ çiziktirin.  

 

Mektubun Türkçesi: Işık Barış Fidaner