Yeşil spor kulüpleri

Cem MENASE Köşe Yazısı
13 Şubat 2019 Çarşamba

İlgilendiğim ve Dünya Bankasında üzerine çalıştığım bir konu ile sporun bağlantısı hakkında yazmak istiyorum bu hafta. Tüm sektörlerde olduğu gibi, çevresel sürdürülebilirlik kavramının spora da yansımaları var ve giderek de artacak. Birçok ülkede şirketler ve devletler bu konunun sadece doğayı korumaktan ibaret olmadığını, finansal karşılığı da olduğunu gördü ve bunun da verdiği ivmeyle sürdürülebilirliği iş modellerinin içine her geçen gün daha fazla entegre ediyorlar.

Bir kurumun, örneğin bir futbol kulübünün, çevresel sürdürülebilirlik açısından başarılı olması kendisi için uzun vadeli, akıllıca bir yatırım. Sebebi de buna yönelik çalışmalar yapanların risk primlerini düşürüyor olması. İtibarını kaybetme riski, piyasalarda yeterince ilgi görmeme riski, doğal afet riski, hukuki ve regülasyon riskleri, yeterince kaliteli çalışan bulamama riski, forma veya bilet satışlarının istenilen hedefleri bulamama riski gibi riskleri biraz olsun aşağı çekmek çevresel sürdürülebilirlik faktörlerinin sağlanmasıyla mümkün. En nihai hedef de tabii karbon nötr olmak.

Karbon nötrlük; sera gazı emisyonlarını sıfırlamak veya salınan miktar kadar telafi ederek net sıfır karbon emisyonuna ulaşmak anlamına geliyor. Sıfırlamak çok zor olduğundan dengeleme yöntemi daha yaygın.

Karbon dengelemek aslında bir ticaret şekli. Gayet basit; şirketler sera gazı emisyonlarını dengelemek için sera gazı emisyonlarını azaltan projeleri finanse edebilir. Yenilenebilir enerji projeleri bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Futbol kulüplerinin yapabileceklerine gelirsek; en önemli emisyon kaynaklarından biri seyahatler. Deplasmandan deplasmana uçağa binen takımlar, buna ek olarak da sürekli otobüs kullanıyor. Bunu azaltmak özellikle otobüs yolculukları için elektrikli araçlarla mümkün olabilir. Aynı şekilde devasa stadyumlar ve oralarda kullanılan elektrik çok önemli bir emisyon kaynağı ve yüzde yüz yenilebilir enerjiyle bunu azaltmak, hatta sıfıra indirmek olası. Bu da yeşil stadyumlar ile gerçekleşebilir.

Bu tip adımlar atan Avrupa kulüpleri mevcut. Örnek vermek gerekirse, Werder Bremen, Feyenoord Rotterdam, Ajax ve Aston Villa stadyumları yenilenebilir enerji kullanıyor. Werder Bremen’in 42 bin kişilik Weserstadion Stadyumunun tüm çatısını kaplayan toplam 200 bin güneş paneli bulunuyor. Güneş enerjisi kullanan diğer bir kulüp ise Ajax. Johan Cruyff ArenA’nın çatısında 4.200 güneş paneli ve kalan elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için de rüzgâr enerjisini sistemi mevcut. Ek olarak, yüzde 100 yenilenebilir koltuklar da cabası. Bu teknolojiler sayesinde, Johan Cruyff ArenA’nın karbon nötr olmasına yardımcı oluyor. Benzer şekilde, Aston Villa’nın Villa Park Stadyumu, 2013 yılından beri karbon nötr olarak onaylandi.

Bütün bunlar karbon nötrlük statüsünü kazandırmıyorsa salınan karbonu dengelemek için çeşitli girişimler yapmak bir çözüm olabilir. Örneğin, Belçika’nın KAA Gent Kulübü, taraftarları araba veya diğer motorlu taşıtları kullanmak yerine, çevresel sürdürülebilirlik adına maç günlerinde stadyuma bisiklet sürmeye teşvik eden çalışmalar yapıyor.

Bu tüm özel ve kamu sektörünün, hepimizin geleceği. Türkiye’deki spor kulüplerimizin de bu gerçeğin bir an önce farkına varıp gerekli adımları atması kendilerinin yararına olacaktır.