Tam iki senedir, farklı üniversitelerin, farklı hocalarının geleceğin meslekleri ile ilgili söyleşilerine katılıyorum. Birincisi MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, ikincisi de Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat. İkisi de aynı noktalara temas ediyorlar.
Çağ artık, bilgi çağı değil, beceri çağı. Gençlerin neyi ne kadar bildiğine değil, neyi ne kadar yapabildiğine bakıyor işverenler. Bu çağda öğrenciler, kendi kendilerine öğrenmeyi öğreniyorlar. Çünkü hepsi bilgisayar çocuğu. Bizim de onlara keşke böyle olmasalar, deme hakkımız yok. Aslında iyi ki de tam böyleler dememiz gerekiyor. Çünkü çağ, bu çağ… Hızla akıyor zihnimizden, yanımızdan, gözümüzün önünden.
Bizim zamanımızda her şey farklıydı, bilgiyi araştırıp bulmak, ansiklopedilerden ödev yapmak en büyük başarıydı. Şimdiyse bilgi bir tuş ötede. Bir saniyede neyi öğrenmek istersek gözümüzün önünde beliriveriyor. Dünya aktif öğreneme yolunda ilerliyor. Pasif bir şekilde bilgiyi öğrenmek, artık yeterli değil. Çünkü onu hayata geçirecek bir alan bulunmuyor. Bilginin yerini önemli özellikler almış durumda. Örneğin bir genci işe alacak olan insan kaynakları onda şu özelliklerin olmasına bakıyor ki bunların da okulu yok maalesef: Yaratıcılık, inisiyatif alma, üretkenlik, liderlik, hesap verebilirlik, kritik düşünme, küresel bilinç, iletişim, esneklik…
Bunlar insan olarak kişinin kendi kişiliği üzerinde çalışması, çok yönlü olması, dünyayı takip etmesi ve başkalarından farklı bir şey ortaya koymasıyla güçleniyor. Başkasının düşünmediğini düşünen, hiç olmayanı olur hale getiren, yaratıcı, yenilikçi ve girişimci ruhlar, yarışa bir adım önde başlıyorlar. Uzmanlara göre dünyanın yaratıcı, tutkulu insanlara ihtiyacı var. İçinde bulunduğumuz yüzyılda zeki olmak, verilene itaat etmek ve her şeyi kabul etmek geçer akçe olmaktan çıkmış durumda. Aksine itaatkâr olmayıp cesaretli olmak daha büyük bir meziyet günümüz dünyasında.
Prof. Dr. Erhan Erkut, hayata hazırlık konusunda gençlerin yapması gerekenleri şöyle sıralıyor: Küresel bilinç; finans, ekonomi, işletmecilik ve girişimcilik okuryazarlığı; yaratıcılık ve inovasyon, kritik düşünme ve problem çözme, yurttaşlık okuryazarlığı, iletişim ve işbirliği, esneklik ve uyum, inisiyatif alma ve öz yönlendirme, çevre ve sağlık okuryazarlığı, sosyal ve kültürlerarası yetkinlikler, üretkenlik ve hesap verebilirlik; bilgi, bilişim, iletişim teknolojileri ve medya okuryazarlığı ve en önemlileri liderlik ve sorumluluk.
Bir de gençlerin bu becerileri elde edebilmeleri için onlara şu tavsiyelerde bulunuyor:
Yurtiçinde, imkânınız varsa yurtdışında yaz ve müzakere kamplarına katılın; çok yönlülüğü destekleyecek hobilere, spora, müziğe, sanata yönelin; bol kitap okuyun, farklı kurumlarda staj ve yarı zamanlı çalışma olanaklarını her fırsatta değerlendirin, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak görev alın ve proje üretin; sınavlarda, okulda öğretilen bilgilerle yetinmeyin, yetkinliklere odaklanın, liderlik okullarından, kurslardan faydalanın, kulüplere üye olun, üye olunacak bir kulüp yoksa kendiniz kurun. Üniversitede alacağınız seçmeli dersleri çağın ihtiyaçlarına göre belirleyin.
Erhan Erkut’a göre evrensel değerlere sahip, birden fazla yabancı dil bilen, sektörleri iyi tanıyan, sonuç odaklı, takım çalışmasına yatkın yöneticilere ihtiyaç olacak.
Gençlerin işi hem kolay hem zor aslında. Bir kalıba girmek, herkesin yaptığını yapmak gibi bir tekdüzelik yok hayatlarında ama yapacakları, sadece kendilerine has olmak zorunda olduğu için, farklı ve tek olmak zorunda oldukları için zorlanacaklar.
Anlaşılan o ki geleceği, farklı olanlar getirecek bize. Başkalarına benzemeyen, büyük düşünen, yenilik peşinde koşan hem kendisini hem dünyayı yenileyebilenlerle ilerleyeceğiz yarınlara.
Hayat, onların karşısında eğilecek.