Bir Fenerbahçe - Galatasaray mücadelesi daha bitti ve ülke rahatladı. Fenerbahçe’nin Sarı - Kırmızılılara Kadıköy’de yenilmeme serisi 20 yıla çıktı.
Derbi maçları her zaman önemli ve heyecanlıdır. Maç öncesi başlar. Günler öncesinden yorumlar yapılır, arkadaş ortamlarında hem tahminler hem de maçı nerede izleyelim tartışmaları olur. Bunlar derbi tecrübesinin olmazsa olmazlarıdır. Bu maçlar aynı takımdan arkadaşlarla ayrı, iki takımın taraftarlarının aynı ortamda bulunduğu durumlarda ayrı zevkli geçer. Aynı takımdan olan bir ekipte, tüm memelilerde olan gruplaşma duygusu kendini gösterir ve mekânda karşı takımın temsilcisinin de olmamasından da güç alarak ağza gelen söylenir. Farklı takımdan taraftarların olduğu ortamlarda ise gerginlik ve heyecan yüksektir. Maçın skoru sizi kişisel olarak direk etkileme potansiyeli taşır. Tuttuğunuz takım gol yerse, rakip takım taraftarları size hafif tabiriyle takılırlar.
Bütün bu hazırlıklar, olasılıklar ve beklentiler içinde derbileri izlemek güzeldir. Maçın sonrası da ayrı bir tecrübedir. Yılların getirdiği anılar, hikâyeler ve duygular maçın skoruna göre dile dökülür. Bu dalga geçme günlerce sürebilir.
En azından bu tecrübe böyleydi ve çok güzeldi yıllar önce. Şu anda bütün bunların devam ettiğini fakat 2-3 vites düşük gittiğini düşünüyorum. Bunun sebebi de uzun yıllardır neşesi kaçmış topluluklar ve ekonomik sıkıntılar olabilir. Futbol takımlarının da istikrarsız olması ve eski kalitelerinden uzak olması da cabası. Yine de bu heyecan ve eğlence kültürünün yok olması kolay değil. Bunun sebeplerinden biri her yeni maçın on yıllardır devam eden hikâye zincirinin yeni bir halkası olarak eklenmesi. Bir diğer sebebi de ülkemizdeki açık alanda toplu etkinlik geleneğinin az olması.
Gelelim bu seneki maça… Fenerbahçe’nin bir iddiası yokken, hatta tek amacı ligde kalmak ve yenilmeme serisi devam ettirmekken, derbi aynı havada geçmiyor. Yine güzel, yine heyecanlı ama taraflardan biri ligden kopunca ayni hissiyat oluyor dersem yalan olur.
Bunun dışında Galatasaray’ın kadro olarak daha üstün olduğu ama psikolojik olarak baskı altında olduğu bir maç oldu. Her ne kadar tartışmalı kararlar olsa da ben maçın berabere bitmesine sevindim. Bunun sebebi Hasan Ali kırmızı kart gördükten sonra bu maç kaybedilseydi, 19 yıllık bir fatura önüne koyulacaktı. Bundan kurtuldu.
İnsan bu futbolu, yabancı futbolculara verilen milyon Euro’ları düşününce şunlar geliyor aklına: Fenerbahçe’nin kadrosunun bugünkü değeri Transfermarkt’a göre 101 milyon dolar civarında. İsrail’in aya iniş yaptırmaya çalıştığı uzay aracı Bereşit’in maliyeti de aşağı yukarı bu kadardı. Altyapıyla çıkalım da bari biz de aya Fenerbahçe bayrağı dikmeye hedefleyelim.