Peki ya seneye?

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
30 Nisan 2019 Salı

Bu sene Fenerbahçe için bir yapılanma senesiydi. 20 yıllık başkan değişmişti, camianın sembol ismi Aykut Kocaman takımdan gönderilmişti. Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman isimlerinden sonra gelen kişiler çok da şanslı sayılmazlardı. İki ismin de Fenerbahçe Camiasındaki yerleri çok farklıydı. Bu isimlerin yerleri dolacaktı. Zor bir işti bu…

Ancak Aziz Yıldırım’ın yerine gelecek kişi Ali Koç idi. Türkiye’nin sayılı ailelerinden olan Koç Ailesinden birinin bu işe soyunması sokaktaki birçok vatandaşı hayrete düşürüyordu. “O kadar iş - güç var, maddi durum oldukça iyi, neden bu stresi alıyor bu adam?” sorusu halk arasında gidip geliyordu. Tek bir cevabı vardı bu sorunun. Ali Koç âşıktı Fenerbahçe’ye... Hem de işlerini, ailesini bir köşeye bırakacak kadar, cebinden milyonlarca dolar koyacak kadar âşıktı. Bunun farkında olan camia belki de hiçbir kongrede görülmeyen ilgiyi gösterdi Ali Koç’un başkan adayı olduğu kongreye. 20 yıllık başkanları Aziz Yıldırım’a tercih ettiler Ali Koç’u.

Her şey çok güzel başlamıştı. Kombineler kapış kapış gitmiş, formalar yüz binlerce satmıştı. Ancak Ali Koç ve yönetimi maalesef bu arkalarındaki rüzgârı doğru kullanacak planlamaları yapamadı. İlk işleri Aziz Yıldırım’ın birkaç sene önce yaptığı hatayı tekrarlamak oldu; ligi hiç bilmeyen bir sportif direktörü takımın başına geçirdiler. Ardından o sportif direktör de bir öncekinin yaptığı gibi ligi hiç bilmeyen bir teknik direktörle sözleşme imzaladı. Kulübün başında da daha önce hiç başkanlık yapmayan bir isim olunca başarısızlık kaçınılmaz oldu.

Her takımın kötü geçirdiği sezonlar vardır. Ancak o sezon içerisinde edinilen kazanımlar önemlidir. Örneğin bütün takımı değiştirirsin, 10. olursun ama seni on sene götürebilecek üç-dört genç kazandırır o sezon sana. Fenerbahçe’nin kadrosuna bakıyorum böyle bir ışık da yok. Kadronun yaş ortalaması çok yüksek. Gelecek vaat eden tek bir isim yok. Yapılanma diye yola çıkan yönetim bu sezon bu yaşlı kadro yerine 15-20 genç çocukla maçlara çıkıp bu sonucu alsaydı kimsenin onlara söyleyecek bir sözü olamazdı. Zira Fenerbahçe’nin geleceği olacak bu kadro deyip sıyrılabilirlerdi işin içerisinden. Ancak yılların Mehmet Topal’ı, Hasan Ali’si, Volkan’ıyla, yaşı ilerleyen Soldado, Valbuena, Slimani ile hiçbir katkı sağlamayan onca transfer ile bu sonuçlar alınınca ortaya hem başarısızlık hem de ilerisi için umut vermeyen bir tablo çıkıyor. Fenerbahçelinin mutsuzluğu tam olarak bundan... Bu yanlışta da ısrar ediliyor. Keşke bu sezon 15. olduk ama sol bek ve sağ bekimizi on yıl emanet edebileceğimiz iki genç kazandık denebilseydi o zaman kimse bu kadar mutsuz olmazdı.

En büyük merak konusu da bu takımla alakalı seneye olacak planlama. Comolli devam edecek mi? Ersun Yanal devam edecek mi? Kulüp parasızlıkla boğuşurken kadro yapılandırılabilecek mi? Bunun gibi cevaplanması gereken o kadar çok soru var ki Ali Koç ve yönetiminin işi gerçekten çok zor olacak. Tek bir gerçek var, yönetimin ne yapıp ne edip seneye bu sezonu taraftara unutturması gerek çünkü bu sezon çok fazla da ses çıkartmayan taraftar seneye de benzer bir tablo olursa tepki göstermeye başlayacaktır.