Rabbi Yisrael Goldstein’in Amerika’da geçtiğimiz hafta görevli olduğu Powey Habad Sinagoguna terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Amerikan basınında geniş yankı uyandıran bu olay sonrası, rabbinin saldırıya uğrayan sinagogu önünde basına verdiği demecin çevirisidir.
Tanrı'nın neden Poway Sinagogunda hayatımı bağışladığı hakkında bir fikrim yok! Tek yapabileceğim bu ödünç zamanı çok iyi değerlendirmek.
Bugün aslında benim cenazem olmalıydı...
Sinagogumun lobisinde yüksek sesle bir patlama sesi duyduğum o anda, özgürlüğümüzü kutladığımız Pesah Bayramı'nın son günü, aynı zamanda cumartesi sabahına denk gelen Şabat için konuşmamı yapmaya hazırlanıyordum.
Başta bir masanın devrildiğini ya da Tanrı korusun, sevgili arkadaşım Lori Kaye’nin takılıp düştüğünü sandım. Birkaç dakika önce Lori'yi lobide karşılamıştım; kendisi rahmetli annesi adına yas duası Yizkor'u okumak için gelmişti.
Onu kontrol etmek için lobiye gittiğimde gördüklerimi, hayatım boyunca unutmayacağım. Lori yerde kanlar içinde yatıyordu ve onu öldüren terörist tam karışımda duruyordu.
Terörist gençti. Lobide elinde büyük bir tüfekle dikilmekteydi ve öldürmek için şimdi beni hedef almıştı... Tek bir nedenden dolayı öldürülecektim: Yahudi olduğum için.
Terörist ateş etmeye başladı. İlk kurşun sağ işaret parmağımı parçaladı. Başka bir kurşun sol işaret parmağımı parçaladı, ellerimden kan fışkırmaya başladı.
Geçtiğimiz aylarda Pittsburgh'daki sinagog katliamından sonra hepimiz bir saldırı anında ne yapmamız gerektiğiyle ilgili güvenlik eğitimi almıştık. Eğitimde öğrendiklerim aklıma gelir gelmez beynim şekilde refleks olarak vücudumu, torunlarımdan ikisi de dahil olmak üzere çocukların oynadığı sinagogun balo salonuna yönlendirdi. “Çıkın dışarı! Çıkın dışarı!” diye bağırarak elimden geldiğince sayıdaki çocuğu kanlı ellerimle kucaklayıp binadan çıkardım.
Oradaki cemaat üyelerimizden biri, İsrail ordusu emeklisi Almog Peretz, çocukları teröristten korumaya yardımcı olmak için hemen atıldı ve terörist onu bacağından vurdu. Sekiz yaşındaki yeğeni Noya Dahan ise şarapnelle yaralandı. Sonra inanılmaz bir mucize gerçekleşti: Teröristin silahı tutukluk yaptı. Ardından iki kahraman, Oscar Stewart -eski ordu emeklisi- ve Jonathan Morales -görevli sınır devriyesi ajanı- silahı tutukluk yapan teröriste doğru atıldılar ve terörist kaçtı.
Saldırı sonrası ambulans henüz gelmemişti. Hepimiz dışarıda toplanmıştık. Cemaatime moral için söylediklerimin hepsini hatırlamıyorum, ancak Pesah Seder duasından alıntı yaptığımı hatırlıyorum: “Her nesilde bizi yok etmek için üzerimize gelirler. Ve O, kutsanmış olan Kutsal Olan, bizi ellerinden kurtarır. ‘Ve ‘Am Yisrael Chai!” Bu sözleri hayatımda yüzlerce kez demişimdir ama gerçekliğini en çok o an hissediyordum.
Dindar bir insanım. Her şeyin bir sebeple gerçekleştiğine inanıyorum ama Tanrı neden hayatımı bağışladı inanın bilmiyorum. Büyükbabamın Polonya'da yaşadığı gibi neden San Diego County’de bir pogrom sahnesine tanık olmak zorunda olduğumu da bilmiyorum. Vücudumun bir kısmının neden benden alındığını bilmiyorum. Yahudiliğin değerini (nezaketi) temsil eden bir kadını, iyi dostumu, ibadethanesinde öldürüldüğüne neden şahit olduğumu da bilmiyorum. Neden doktor kocasının, yerde kanlar içinde yatarken eşini hayatta tutmaya çabalamasını izlemek zorunda kaldığımı da bilmiyorum. Ve onların tek kızı Hannah’ın, her iki ebeveyni de yerde yaşam mücadelesi verirken acılar içindeki haline şahit olmamı da…
Tanrı'nın planını inanın bilmiyorum. Elimden tek gelen bu niye oldu anlamaya çalışmak ve hayatımın -tutukluk yapan silah sayesinde verilen- bu ödünç süresini bunun için kullanmak.
Çocuklarıma bir şarkı söylerdim, küçükken babamın bana söylediği bir şarkıydı bu. “Hashem burada,” Tanrı için İbranice bir isim kullanarak, sağ işaret parmağımla gökyüzünü işaret eder ve “Hashem orada” derdim, sonra sağa - sola işaret edip “Hashem gerçekten her yerde!” derdim. İşte Tanrı’yı işaret etmek için kullandığım o parmak benden alındı.
O eksik parmağımın her daim bana hatırlatıcı olması için dua ediyorum. Her insanın Tanrı'nın suretinde yaratılmış olduğunun bir hatırlatıcısı; tarih boyunca en kötü yıkımlardan kurtulan ve her zaman ayakta kalan bir toplumun parçası olduğumun bir hatırlatıcısı; atalarımın ben Amerika'da özgürlük içinde yaşayabilmem için hayatlarını kaybettiklerinin hatırlatıcısı ve asla, asla ve asla Yahudi olmaktan korkmamam gerektiğinin hatırlatıcısı!
Şu andan itibaren daha da güçlü olacağım. Sokakta yürürken, tzitzitimi ve kipamı giyerek, Tanrı'nın varlığını kabul ettiğim için kendimle daha da gurur duyacağım. Yahudileri Yahudilik’e çağırmak için sesim kısılana kadar konuşacağım: Şabat öncesi mumları yakmaları için, kapılarına mezuza asmaları için, iyilik yapmaları için ve sinagogda görünmeleri için - özellikle de bu Şabat.
Sinagoguma saldıran terörist, alçak manifestosunda halkımı, Yahudi halkını, “Pis ve parazit bir ırk” olarak nitelendirmiş. Hayır! Biz Tanrı'nın yüceliğini bu dünyaya anlatmakla görevli ilahi bir halkız.