YouTube hesabımdan ve TV100’deki sabah programından gündemle alakalı yorumlarımı paylaşıyorum. Ancak, bir kere de sizler için yazılı olarak da paylaşmaya karar verdim. İşte gündem listemiz:
YouTube hesabımdan ve TV100’deki sabah programından gündemle alakalı yorumlarımı paylaşıyorum. Ancak, bir kere de sizler için yazılı olarak da paylaşmaya karar verdim. İşte gündem listemiz:
Moody’s tarafından açıklanan kredi notu indirimi ve negatif izleme, Türk-ABD ilişkilerindeki genişleyen fay hattı, Fed’in faiz kararı, yenilenecek İstanbul Seçimleri, G20 Toplantısı esnasında Osaka’da gerçekleşecek olan Erdoğan-Trump görüşmesi...
İlk maddeden başlarsak: Türkiye’nin kredi notunun Moody’s tarafından düşürülmesinin ekonomik kırılganlıklara rağmen, politik bir karar olduğuna inanıyorum. Çünkü kararın açıklandığı metne bakınca, genel geçer ifadelerin kullanıldığını görüyorum. “Dış kırılganlık ve cari açık” konusuna değinilmiş ama doğru taraftan değinilmemiş. Eğer “büyüme yavaşlarken cari açık düşüyor, bu durum yapısal bozukluk sebebiyle ortaya çıkıyor” deseler hak vereceğim ama, bu gerçek not kırmayı gerektirmez. Bir ekonomik bozulma ihtimalini öngörmeleri de mümkün ancak, bunu da not kırarak yapamazlar. Dolayısıyla, ABD-Türkiye ilişkilerinin giderek bozulmasının bir yan etkisi olarak değerlendiriyorum bu kararı.
İki ülke arasındaki gerginlikteki ilginç durum şu: Her iki taraf da, muhatabının bir adım atmasını bekliyor. Bu durum her iki tarafın aylardan beri “meseleyi kendi haline bırakma” yaklaşımından kaynaklandı. Türkiye, Başkan Trump’ın veto yetkisine dayalı bir beklenti içinde. Geçen haftaya kadar da ABD tarafı S-400’lerde bir erteleme bekledi. Ancak, hem ABD Başkanı hem de Türkiye Cumhurbaşkanı geri adım atmayacaklarına dair açıklamalar yaptılar.
Tam bu esnada Merkez Bankası faizleri değiştirmeyerek “meseleye sadece ekonomi penceresinden bakmıyorum” mesajını verdi ve herkes Fed’in kararını beklemeye koyuldu. Bayram boyunca Fed’in içinden ve dışından “yıl içinde faiz indirimi ihtimal dahilinde” şeklinde yorumlar yapılmıştı. Fed’in kararı bana göre faizlerde değişikliği değil, Fed’in duruşundaki değişikliği kapsayacak.
“İstanbul Seçimlerini yatırımcılar dikkate izliyor...”
Tüm bunlar olup biterken, pazar günü İstanbul seçimleri yeniden yapılacak. Mesele öyle bir hale geldi ki, bu seçimden sonra bir erken seçim ihtimalimiz ortaya çıktı. Halbuki 31 Mart’tan sonra başka seçim yaşamayıp yolumuza devam edecektik. Yabancı yatırımcılar da pür dikkat bu seçimi bekliyor. Hem sonucunu hem de Türkiye’nin hâlâ bir hukuk devleti olup olmadığını merak ediyorlar diyebilirim.
Bahsettiğim Türk-Amerikan gerginliği, Osaka’daki G20 zirvesinde başka bir boyut kazanabilir. Zirvede Putin de olacağı için, hem ABD hem de Rusya tarafının adam adama markaj yapacağını söylemek mümkün. Türkiye’nin gerçekleriyle ABD’nin talepleri şu ana kadar uyuşmadı. Rusya şu ana kadar S-400’leri erken gönderme kararı haricinde oldukça sessiz kaldı diyebilirim.
Özetle, haziran ayının son iki haftası oldukça heyecanlı geçeceğe benziyor. Döviz kurlarının alacağı yön bize doğru mesaj verecek mi tam emin değilim.
Hadi bir de işsizlik rakamını yorumlayayım: İşsizlik rakamlarında, enflasyon gibi, az da olsa bir düzelme var. Ancak nisan-mayıs-haziran aylarındaki gelişmeleri görmeden karar vermek zor. Bu arada ‘mevsimsel düzeltme’ yaklaşımını pek benimsemiyorum. Rakamları lüzumundan fazla iyi veya kötü gösterme ihtimalini barındırıyor.