Temmuz ayı itibariyle Büyükada’nın iki büyük oteli Splendid ve Anadolu Kulübü tesisleri eski ve yeni müdavimlerini karşılamaya başlar. Yaş ortalaması nispeten yüksek olan konuklar vakitlerinin çoğunu ağaçların gölgesindeki bahçede geçirirler. Kimileri yanında yardımcı bir bayanla, biraz daha genç olanlar giderek genişleyen bir daire oluşturarak sohbet ederler. Yanlarından geçerken bütün tanışlarıma selam vermeye, kısa da olsa ayaküstü hatır sormaya özen gösteririm. En nihayetinde her zaman beklenen biraz ilgi değil midir? Bir önceki yaz sezonunda bahçede olup artık rastlamadıklarım için üzülürüm. ‘Bir devir daha kapandı’ diye hayıflandığım çok olmuştur.
Konukların çoğuna neşe katan ‘beş çayı’nda sahne alan canlı orkestradır. Solistin söylediği popüler şarkılar hiç değişmeyen bir gelenektir. En çok hoşuma giden sabahleyin daha gündelik kıyafetlerle olan misafirlerin ‘beş çayı’ için daha özenli giyinip bahçeye inmeleridir. Gençken her şekilde iyi görünebilirsiniz. Ancak kendine dikkat eden, bakımlı, yaş almış bir kadını veya erkeği görmek insana gerçekten keyif veriyor.
↔↔↔
Yıllardır her sabah Ada’nın turunu yürüyerek yapan gruplar ve bireyler vardır. Birbirlerine selam verip parkurlarına devam etseler de zaman içinde herkes kimin kim olduğunu öğrenir. Aralarından biri birkaç gün yürüyüşe çıkmazsa diğerleri bir şekilde her şeyin yolunda olduğundan emin olmaya çalışır. Böyle güzel bir alışkanlık vardır. Bu sene her nedense bu aşina yüzlerin çoğu görülmez oldu. İnsan bir tuhaf oluyor; nereye gitti onca kişi? Yürüyüşü mü bıraktılar ya da Ada’ya gelmekten mi vazgeçtiler? Eğer sebep ikinci şıksa durum daha üzücü. Tanıdık yüzler giderek azalıyor. Oysa Ada’yı Ada yapan söz konusu kişilerin varlığıydı.