Yağmur yağdı, seller aktı

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
21 Ağustos 2019 Çarşamba

Metereoloji kaç gündür Pazar için yağmur uyarısı veriyordu. Gene de sabahleyin uyanıp havayı parçalı bulutlu görünce, sayılı günler çabuk geçer düşüncesiyle plaja gittik. Deniz kenarında bizim gibi eski yazlıkçı bir grup oturmuş sohbet ediyorlardı. Cengaver olanlar mayolarıyla, diğerleri giysilerini çıkarmadan… Sonuçta hava kararmaya başladı, bir-iki yağmur damlası düştü ve kimse denize giremeden evinin yolunu tuttu. Eşimle adımlarımızı hızlandırarak yürümeye başladık. Ama ne çare, Çarşıya girmemizle yağmur gökten boşanırcasına yağmaya başladı. Sığınabildiğimiz ilk yer Büyükada Pastanesi oldu. Bizim gibi birçok kişi dükkanın içinde iki saat boyunca sıra halinde dizildik. Dükkan sahibi Hüseyin Bey ve ailesi bu süre içinde herkese çay ikramı etme inceliğinde bulundu. Yağmurun kolay kolay dinmeyeceğini görenler, beklemekten sıkılıp sokağa çıkmaya başladılar. Şemsiye satan dükkanlar mallarını misli misli satıp günü kârla kapattılar. Nispeten daha az ıslanmak için pratik çözümler bulan kimileri, battal boy siyah çöp torbalarını başlarına geçecek bir delik açtıktan sonra elbise gibi üstlerine geçirdiler. Şemsiyeleri olmayanlar ise başlarına birer alışveriş poşeti geçirip yollarına devam ettiler. Böylesi havalarda en çok ürktüğüm faytonlara koşulu atların kaygan zeminde yere düşmeleridir. Güneşli günlerde bile faytona korkarak bindiğim için, yolumuz uzak olmasına rağmen yürümeyi yeğledim. Eve varır varmaz üstümüzdekilerin bir kısmını sokak kapısında çıkardık. Çamura bulanmış giysiler çamaşır makinesine, bizler de sıcak duşun altına girdik. Tabi içerde olduktan sonra, yaprakların üstüne düşen yağmur damlalarının sesini dinlemek çok keyifliydi.

↔↔↔

Büyükada’da pazar, Perşembe günleri kuruluyor. Bir bölümünde sebze, meyve gibi gıdalar, bir bölümde de giysi, züccaciye vs. satılıyor. Sebzelerin tazeliği ve manavlara oranla fiyatların uygunluğu Ada halkını haftalık alışverişi buradan yapmasına neden oluyor. Pazar, uzun zamandır görmediğiniz tanışlarla karşılaşıp ayaküstü sohbet ettiğiniz bir ortama da vesile oluyor.

Malları seçip almak güzel de, bunları taşıması var. Kimileri ‘çek çek’ arabaları ile gelirken, kimileri pazarların vazgeçilmezleri olan el arabalı yük taşıyıcılarla anlaşıp evlerine birlikte giderler. Geçenlerde söz konusu kişilerden biriyle yürürken, delikanlı iki yıl önce İktisat Fakültesini bitirdiğini, hâlâ işsiz olduğunu ve harçlığını çıkarmak için pazarda çalıştığını anlattı. Bir anda bütün aldıklarım boğazıma dizildi sanki. En kısa zamanda istediği gibi bir iş bulmasını diledim. Umarım gerçekleşir.