Ki Tetse - Adalet

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
11 Eylül 2019 Çarşamba

Amerika’da çok ünlü bir ceza avukatı suçlu olduğu hemen hemen kesin olan bir cinayet zanlısını savunmaya çalışmaktadır. Söylediklerinin ne jüriyi ne de hakimi pek etkilemediğini gören avukat son sözlerini söylemek için kürsüye geldiğinde şu ifadeleri kullanır:

“Jürinin değerli hanımefendileri ve beyefendileri. Biliyorum ki hepiniz müvekkilimin suçlu olduğunu düşünüyorsunuz. Fakat size yeni haberlerim var. Bir dakika içinde cinayeti işleyen kişi bu kapıdan içeriye girecektir.” Jürinin on iki üyesi ve hakim bakışlarını kapıya çevirir. Yaklaşık bir dakikalık sessizlikten sonra avukat tekrar söze giriş yapar: “Hanımefendiler ve beyefendiler, size doğruyu söylemedim. Gerçek katil bu gün bu odadan içeriye girmeyecek. Ancak hepiniz hatta sayın hâkim bile gerçek suçluyu görmek için bakışlarını kapıya çevirdiler. Burada hiçbiriniz müvekkilimin gerçek suçlu olduğu konusunda emin değilsiniz. Bu konuda şüpheleriniz var. Teşekkür ederim.”

Jüri kendi odasına çekilir ve müzakereye başlar. Müzakere sonunda sanık beklendiği gibi suçlu bulunur. Avukat bu sonuçla şoke olur. Mükemmel bir konuşmanın sonunda nasıl bu kararın çıktığını anlayamaz. Jüri başkanı kendisine yanıt verir:

“Muhterem avukat bey. Doğrudur ki konuşmanızda söylediğiniz kişiyi görmek için sayın hâkim dâhil olmak üzere hepimiz kapıya dönüp baktık. Ancak salonda sadece bir kişi kapıya dönüp bakmadı. O kişi de cinayeti işlediğini bilen sanığın ta kendisidir.”

Roş Aşana’daki yargı öncesinde bulunan ve suçsuz olduğumuzu kanıtlamaya ihtiyacı olan bizler için bu hikaye oldukça önem taşımaktadır. Bunun anlamı kendimizin gerçek tsadikler olduğunu kanıtlamak zorunda olduğumuz değildir. İnsanların mahkemesi ile Tanrısal mahkeme arasında büyük farklar vardır.

İnsani mahkemelerde yargıç soğuk bir objektif tavırla konuşulanları dinlemekte ve buna göre kararını vermektedir. Kipur dualarında da söylediğimiz gibi kişi suçunu inkar eder ve bunu kanıtlarsa o yargıdan ceza almadan çıkar. Ancak Tanrısal yargıda kişinin suçunu gizleme şansı yoktur. Diğer taraftan Tanrı, yargıç konumundadır ama aynı zamanda bizim yanımızdadır. Elbette ki geride bırakmak üzere olduğumuz yılda birçok olumsuz şey yaptık ancak yargıya giderken bu ümitsiz olduğumuz anlamına gelmemektedir.

İnsani mahkemelerde yargıç nasıl masum çıkacağımızla ilgili değildir. Tanrısal mahkemede durum daha farklıdır. Tanrı bu gün Şofar çalmamızı emreder. Rabilerin öğretileri ışığında bu sesle birlikte kalplerimiz uyanışa geçer, Tanrı yargı tahtından merhamet tahtına geçiş yapar. Tanrı bu süre içinde bizlere günahlarımızı itiraf etmemiz için fırsat sunar. Bu itiraf, anlayış ve kalpten yapıldığı zaman beraberinde teşuvayı getirir. Selihot ile tsedaka ile iyi davranışların arttırılması için gerçekleşen teşuva Tanrısal yargıda bizler için bir ümittir.

Roş Aşana’da yargı küsüsünde oturan bizi çok seven Babamızdır. O’na karşı sonsuz kere yanlış yapsak da O’na dönmemiz durumunda bizi bağışlamak için hazır beklemektedir. Bu da yargı karşısında daha olumlu düşünmemize hatta sevinmemize neden olmaktadır.

Alaha Roş Aşana gününde güzel kıyafetler giymemizi, kutlama yemekleri yememizi ve günü bir bayram gibi kutlamamızı salık vermektedir. Her ne kadar Tanrısal yargının karşısına çıkacak kişiysek, bundan hiç bir şekilde kaçmaya olanak yoksa da bizi yargılayacak olanın aynı zamanda bir baba şefkati ile yanımızda olacağından kuşku duymamamız gerekir. Roş Aşana gününe doğru hızla yol alırken kendimizi bu konuda hazırlamak çok önemlidir.