Bundan tam bir yıl önce, ‘Kadının Gücü’ başlıklı, neden bazı spor dallarında sonuç ne olursa olsun hep erkeklerin ön planda olduğunu sorguladığım ve dikkate alınması gereken binlerce/milyonlarca kadın sporcumuzdan birkaçını anlattığım bir yazı kaleme almıştım. Hatta yazının başında da sormuştum: “Artık cinsiyet farklılıklarını kenara koymanın zamanı gelmedi mi?” diye.
Son birkaç hafta, spor adına çok yoğun geçen, ülke olarak heyecanımızın doruklarda olduğu bir dönemdi. Etkileri hâlâ devam ediyor diyebiliriz. Erkekler Basketbol Dünya Şampiyonası, Kadınlar Voleybol Avrupa Şampiyonası, US Open, La Vuelta, A Milli Futbol takımımızın eleme maçları derken, haftanın her akşamına heyecanlı bir maç düşüyor ve bizi televizyon ekranına kilitliyordu. Bundan zevk almadım mı? Hayallerimin ayıydı. Keşke hep böyle devam etse. Ama bütün bunların yanında, bazı mağlubiyetleri sindirmek de kolay olmadı. Amerika ve Sırbistan maçları desem çoğunluk anlar bence…
Konumuz bu değil ama. Kazandığımız inanılmaz maçlar ve her maçta gösterdiğimiz olağanüstü direnç her zaman akıllarda kalacak ve biz takımlarımızla, ülkemizle gurur duymaya devam edeceğiz. Fakat dediğim gibi, bahsedeceğim konu ayrı. Ben bin bir fedakârlıkla sevdikleri işi yapan, hem sahaya çıkıp ülkemizi en iyi şekilde temsil eden, hem de maç biter bitmez çocuklarına koşan, sevinçlerini onlarla paylaşan annelerimizi anlatacağım.
Filenin Sultanları senelerdir aldıkları başarılarla hem bizlere örnek oluyor hem de bütün dünyada övgülerle bahsedilmeyi başarıyor. Bir sürü kız çocuğu bu başarılara şahit olarak büyüdü, kendinde güç buldu ve belki de bu önemli takımda yer edinme şansını yakaladı. Fakat Filenin Sultanları’nın yaptığı çok önemli bir şey daha var. Sadece sporcu olarak bizlere örnek olmuyorlar; bir kadının neler yapabileceğini, hem anne olup hem de mesleğine devam edebileceğini ve en önemlisi hiçbir şeyin imkânsız olmadığını bütün Türkiye’ye gösteriyorlar. Geçtiğimiz ay boyunca da bunu fazlasıyla yaptılar.
Avrupa Şampiyonası’nın en güzel hikâyelerinden biri Naz Aydemir Akyol’un tam 15 ay sonra sahalara resmi olarak geri dönmesiydi. Sahalardan uzak kalmasının sebebi ise doğum yapmasıydı. Daha oğlu bir yaşını doldurmadan kendini yıllardır parçası olduğu milli takımla beraber yeni bir yolculukta buldu. Dönüşü voleybol severler için heyecanlı olduğu kadar, yeni anne olanların da merakla beklediği bir andı. Her maç sonu oğlu Pamir’i onun kucağında ya da yerde topla oynarken gördük. Hatta röportajlarda bile oğlu hep kucağındaydı. Turnuva sonrası ise ailesine onu yüreklendirdikleri ve o maçlarda rahat mücadele etsin diye verdikleri destekleri için teşekkür etti Naz. Sosyal medyada aldığı tepki ise çok olumluydu. Bir sürü anne ya da anne adayı, Naz’ın kendilerini doğum sonrası işe dönme konusunda umutlandırdığını ve ondan güç aldıklarını yazdı. Biz ülke olarak Filenin Sultanları’nın turnuva boyunca ortaya koyduğu oyundan hep gurur duyduk ama bir sürü kadın da içlerindeki gücü bir kez daha keşfetti.
Yıllar boyunca bir sürü kadın sporcunun çocuk sahibi olmak için kariyerini noktalamayı beklediğini ya da hamile kaldıktan sonra profesyonel spor kariyerlerine son verdiğine şahit olduk. Çünkü toplumda “Kadının en temel görevi anneliktir, sadece ona odaklanmalıdır” diye algılar vardı. Fakat zamanla bu algılar kırıldı, kadınlar hem en iyi şekilde anne olabileceklerini hem de kariyerlerine devam edebileceklerini herkese gösterdi. Zorluklara karşı da her zaman göğüs gerdiler, şikâyet etmediler. Şu anda dünyanın her yerinde bir sürü anne sporcuyu en başarılı hallerinde görebiliyoruz. Bu da insana umut veriyor, daha çok gururlandırıyor.
Avrupa Şampiyonası boyunca bu görüntüleri izlemek, her zaman bahsettiğim ve bahsetmeye devam edeceğim ‘kadının gücü’ne şahit olmak mükemmel bir duygu. İlk başta sorduğum cinsiyet farklılıkları sorusunun cevabı ise hâlâ istediğim netliği kazanmadı belki, bazı insanlar hala kadınları ve onların yaptıklarını göz ardı etmeyi tercih ediyor. Ama gözlemlediğim tek bir şey var, o da; biz kadınlardaki güç ve inanç devam ettikçe, kimse önümüze çıkamaz. Söylenenin aksine, anne olmayı en iyi şekilde başarıp, çok başarılı bir kariyer de sürdürebiliriz. Filenin Sultanlarını izlemek her zaman çok keyifli ama bu sefer bir başkaydı. Hep böyle devam etsin.