Yeni sezon, yeni hatalar

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
2 Ekim 2019 Çarşamba

Sezonun altıncı haftası geride kaldı. Alanya ve Yeni Malatya gibi Anadolu takımlarının dışında büyüklerden göze çarpan tek takım geçen sene çok kötü bir sezon geçiren Fenerbahçe oldu.

Fenerbahçe bu altı hafta içerisinde sakatlarının fazlalığına rağmen önemli maçlarını başarılı bir grafik ile geride bırakmayı başardı. Bu maçların içerisinde deplasmanda oynanan Basakşehir ve Galatasaray maçları da bulunuyor. Deplasmanda geçen senenin ikincisini mağlup edip, şampiyonuna da kaybetmemeyi, hem de bunu mevkiinde oynamayan oyuncularla yapmayı başarı olarak görüyorum.

Fenerbahçe’nin geçen seneki tutuk halinden buraya evriliş sürecini de takdir etmek gerektiğini düşünüyorum. Zira Luis Gustavo dışında minimum ücretlerle alınan oyuncularla, kadroya ufak dokunuşlar yapılarak bu noktaya gelindi. Geçen sene eleştirilen yönetim ve Comolli bu sene daha iyi bir performans gösterdi diyebiliriz. Ancak ortada yine de yanlış bir planlama olduğunu düşünüyorum…

Fenerbahçe’nin gönderdiği Skrtel ligde hiç fena bir performansa sahip değildi. Skrtel gitti, yerine daha iyisinin konacağı beklentisi varken Zanka ve futboldan büyük oranda kopmuş Adil Rami’nin alınması bana göre büyük bir yönetim zafiyetidir. Bu oyuncular alınmadan önce son durumlarına hiç mi bakılmadı? Skrtel ile bu isimlerin kıyaslaması hiç mi yapılmadı? Şahsen Skrtel’in en formsuz halini Zanka ve Adil Rami’ye tercih ederim. Bu arada kulübede oturan Serdar Aziz ve Sadik Çiftpınar’ı da unutmamak lazım. Fenerbahçe geçtiğimiz ocak ayından beri, yani yaklaşık son on ayda, dört stoper transferi yaptı; Sadık, Serdar, Zanka, Rami. Son Galatasaray maçında bu isimlerin üçü kulübede oturup yerlerine orta saha oyuncusu Jailson stoper oynuyorsa bu konu ile alakalı daha fazla konuşmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

İkinci planlama hatasının da Gustavo transferi ile yapıldığı aşikâr. Evet, Gustavo çok kaliteli bir futbolcu. Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan orta sahayı toparlayacak bir isim. Ancak bu sene takım Avrupa’da yokken Luiz Gustavo transferini de oldukça lüks bir transfer olarak tanımlıyorum. Aynı bölgede oynayabilecek, Jailson, Tolga Ciğerci, Tolgay Arslan, Emre Belözoğlu, Ozan Tufan, Mehmet Ekici ve bunlara, gönderilen ama takımda tutulabilecek Mehmet Topal da eklenince Gustavo’nun ne kadar lüks bir transfer olduğunu görebiliriz. Gustavo bu isimlerin hemen hepsinden daha fit, daha kaliteli. Ancak ligde bu isimlerle de başarı yakalanabilir, Gustavo’ya harcanan para bek pozisyonlarında sıkıntı yaşayan Fenerbahçe’ye o bölgeler için ilaç olabilirdi. Son olarak da bana göre Valbuena ve Soldado takımda tutulabilirdi. Zira bu iki isim de takıma aidiyet duygusu oluşmuş oyunculardı. Aldıkları paraların altına Fenerbahçe’de oynamaya hazırlardı. Vedat Muriqi’nin alternatifinin Mevlut yerine Soldado olması, kulübede de sürpriz etkiler yapabilecek bir Valbuea’nin olması bu sene Fenerbahçe’nin kadro derinliğine çok daha iyi etki ederdi diye düşünüyorum.

Toparlamak gerekirse yukarıda saydığım yönetimsel hatalara rağmen bu sezon ipi Fenerbahçe’nin göğüsleyeceğine inanıyorum. Buna etken sadece Fenerbahçe’nin bu kadar kısa bir sürede iyi bir noktaya evrilişi asla değil. Rakiplerin de bir o kadar kötü durumda olması. Henüz ligin altıncı haftasındayız, çok fazla değişiklik görebiliriz. Ancak Beşiktaş oldukça çalkantılı bir dönem geçiriyor. Yeni bir hoca ile lige istediği gibi başlayamamalarına ek olarak Fikret Orman’ın istifası kulübü iyice karıştırmış durumda. Bu belirsizlik süreci, yeni hoca ve yeni futbolcularla çok büyük bir sürpriz olmazsa Beşiktaş’ın yarışın içerisinde pek kalabileceğine inanmıyorum. Galatasaray ise Van Persie ve Nanili Fenerbahçe’yi hatırlatıyor bana. Hemen hemen her mevkide top class bir ya da birden çok isim ile iddialı bir kadro kuruldu sezon başında. Bu isimlerin kâğıt üstünde açık ara önde olması beklenirdi. Ancak kazanılan maçlarda bile Galatasaray’ın çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Falcao’nun rakibe çarpıp giren golü ve son dakikada dönen Kayseri maçlarının farklı skorlarla bitmesi çok olasıydı. O zaman da şu an çok farklı bir konumda olabilirdi Galatasaray. Galatasaray’ın şansı bu şekilde devam etmezse ve takım önümüzdeki birkaç hafta içerisinde oturmazsa Galatasaray’ı bu yıl kötü bir sezon bekliyor diyebiliriz. Bu kadar harcama ile şampiyon olunamayıp, Şampiyonlar Ligine gidilememesi demek de büyük bir çöküşün başlaması anlamına geliyor. Bunun etkilerinin Van Persie ve Nanili sezonda Fenerbahçe’de fazlasıyla gördük. Bana göre Fenerbahçe hâlâ o sezon harcanan bu kadar para ve karşılığında gelen başarısızlığın faturasını ödemeye devam ediyor.

Umarım bu sezon büyük yönetimsel hataların yapıldığı son sezon olur. Umarım son yıllarda borç batağına batan ve ‘financial fair play’ ile başı dertte olan büyük kulüplerimiz, paranın ne kadar önemli olduğunu anlamışlardır. Umarım dört büyük takımın kötü geçirdiği son sezon olur, çünkü yıllardır hepsinin iyi durumda olduğu ve yarışın nefes nefese geçtiği bir lig izleyemedik. Her takım ne kadar iyi olursa biz de seyir zevki o kadar yüksek bir lig izleriz.