Neve Şalom’un gelinleri

Tilda LEVİ Köşe Yazısı
16 Ekim 2019 Çarşamba

Mevlana’nın, “Bin sene de okusam ‘Ne biliyorsun?’ diye sorsalar, haddimi bilirim” sözleri her devirde geçerliliğini korumuştur.

↔↔↔

Bir süredir ağızdan ağıza dolaşan ve çoğu toplum üyesini rahatsız eden bir konuyu irdelemek istiyorum. Yazmadan evvel çok düşündüm. Ancak doğru olmayanın düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum.

Her gelin güzeldir. Çoğu kez Teva’ya çıktığında, ‘şehina’ (Tanrı’nın bir hediyesi) indi, denir. Ne var ki son zamanlarda gözler geline değil, giydiği gelinliğe odaklanıyor. Modayı geleneklerimize uyarlamak zor değil. Hemen her gelinin omuzları açıkta. Neve Şalom –çoğu düğün orada yapıldığı için- gelinlerinin kıyafetleri dekolte gece tuvaletlerine dönüştü. Kim ne derse desin, hoş bir gidişat değil.

‘Adab-ı muaşeret’, yeni Türkçe’de ‘görgü’, çağa göre değişen bir olgu değil. İbadethaneye girerken kişi nasıl davranacağını, nasıl giyineceğini erken yaşta öğrenmiş olmalı, diye düşünüyorum.

En ince noktalara kadar hassasiyet gösteren yetkililerimizin bu konuda tepki verdiklerini düşünsem de neden sonuç alamadıklarını kendime soruyorum. Tabi her olayda dengeyi bulmak önemli. Nitekim bir dönem, ‘açık’ bulunan gelinliklere, sinagog sorumlularının verdiği şalları giyme zorunluluğu getirilmişti. O davranış da doğal değildi, şimdiki aşırı dekolteler de.

Kısaca, Mevlana’nın dediği gibi, haddini bilmeli insan.

↔↔↔

Kötü haber çabuk ulaşır. Ancak yaşadığımız sıkıntılı günlerin içinde güzel bir haber de etrafı aydınlatıyor. Şef Cem Mansur, Cemal Reşit Rey (CRR), Genel Sanat Yönetmenliği’ne atandı. Müzikseverler, yeni konser sezonunu heyecanla bekliyor.

↔↔↔

Ada sezonunu kapattık, ama bir türlü de kopamıyoruz. Hediye gibi gelen güzel havada cumartesi, Ortaköy trafiğinde takılıp kalınca, pazar günü soluğu Ada’da aldık. Vapurdan ve motorlardan akın akın inenleri görünce, bir an evvel evin yolunu tuttuk. Yaz bitince, her Ada’ya gelişimizde evi ‘kontrol etmek’ vazgeçilmez bir ritüeldir… Herşeyin yerli yerinde olduğunu gördükten sonra, yürüyüşe çıktık. Sahildeki kalabalığın arasına girmemek için Maden’in sonlarında bulunan, yıllardır kahve içtiğimiz yere gittik. Adalıların ve bilerek gelen yabancıların uğradığı café, yemekleri kadar sahiplerinin dost yaklaşımları ile de çok keyiflidir. Müdavimleri için hatırlatayım; mekan hava müsait olduğu sürece cuma, cumartesi ve pazar günleri açık olacak.