Pazartesi günü Almanya Bundesliga 2 takımlarından St. Pauli forması giyen Türk asıllı futbolcu Cenk Şahin’in, Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle kadro dışı bırakıldığı duyuruldu. Geçtiğimiz günlerde kulüpten yapılan açıklamada, oyuncunun yaptığı paylaşımın kulübün değerleriyle uyuşmadığı ifade edilmişti. Yapılan açıklamada, “Taraftarlar, kulüp üyeleri ve Türkiye’den kişilerle yapılan görüşme sonucunda, yaptığı paylaşımın farklı anlaşılabileceği ve farklı kültürlerde farklı algılanabileceği fark edilmiştir. Savaş eylemlerini ve bu tür tartışmaları reddediyoruz. Bunlar kulübün değerleriyle ters düşüyor. Başka kültürlerin düşüncelerini biz yargılayamayız. Oyuncu takımla idmanlara devam edecektir ve yeni kulüp aramasına izin verilecektir” denildi.
Yine geçtiğimiz cuma günü A Milli Futbol Takımımız EURO 2020 elemeleri H Grubunda Arnavutluk ile çok kritik bir maçta karşı karşıya geldi. Ay-Yıldızlılar mücadeleyi 90. dakikada Cenk Tosun’un attığı golle 1-0 mağlup ederek gruptan çıkma yolunda önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı. Milli takım futbolcularımız son dakikada gelen bu golde büyük sevinç yaşadı ve bütün takım Cenk Tosun’un attığı golü asker selamı vererek kutladı. Avrupa futbolunun en önemli organizasyonu olan UEFA, Milli Takım’ın yaşamış olduğu bu sevinci provokasyon şüphesi ile incelemeye alacaklarını açıkladı. UEFA İletişim Direktörü Philip Townsend, kendisine ulaşan İtalyan Haber Ajansı ANSA’ya konuştu ve bu sevincin ‘provokasyon’ taşıyıp taşımadığının inceleneceğini belirtti. Townsend, “Bu sevinci görmedim ancak bir provokasyon olabilir. Regülasyonlar politik ve dini farklılıklara yönelik hareketleri yasaklıyor. Bunu soruşturacağımızın garantisini verebilirim” ifadelerini kullandı.
Cenk Tosun’un maç sonunda yaptığı paylaşımı beğenince tepki gören Türk asıllı Alman Milli Takımı oyuncusu İlkay Gündoğa, “Siyasi olarak kabul edildiğini görünce beğenimi geri çektim” dedi.
Yine Alman Milli Takımında top koşturan Emre Can ise “İçeriğe dikkat etmeden paylaşımı beğendim, savaşın her türlüsüne karşıyım” yorumunu yaptı.
Alman Futbol Federasyonu, milli maç için Estonya’da bulunan futbolcularla maçın ardından görüşme yapacak.
13 Ekim’de sosyal medya ağı Twitter’da başlatılan #AnnulationMatchFranceTurquie (Fransa-Türkiye maçı iptal edilsin) etiketi kısa sürede ülke gündeminde ilk sıraya yükseldi. Etikete Fransız milletvekilleri de destek verdi. Bazı Twitter kullanıcıları “Müttefikimiz Kürtlerin öldürüldüğü operasyonu asker selamı ile destekleyen futbolcuları sahamızda ağırlamak istemiyoruz” derken, bazı Fransızlar iki ülke arasındaki diplomatik gerilimin güvenlik sorunlarına yol açacağını savundu.
İtalya’nın Roma Kulübünde forma giyen Cengiz Ünder, sosyal medya hesabı üzerinden asker selamı verdiği bir fotoğrafı paylaştı. Diğer milli yıldızımız Merih Demiral ise Juventus’un eski futbolcusu Marchisio’nun Barış Pınarı Harekâtına gösterdiği tepkiye yönelik bir paylaşımda bulunmuştu. “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle harekâtın sebeplerini anlatan Merih, “Türkiye ile Suriye sınırında terörist koridor oluşumu var. PKK/YPG kadınlar, çocuklar ve bebekler dahil 40 bin kişinin ölümünden sorumludur. Türkiye’nin misyonu, güney sınırımızda terör koridoru yaratılmasını engellemek ve 2 milyon Suriyeliyi güvenli bölgeye yerleştirmek” ifadelerini kullandı.
Bu paylaşımlar üzerine İtalyan senatör Roberto Calderoli, “Eğer Demiral ve Ünder milliyetçilik yapmak istiyorlarsa İstanbul’a ya da Ankara’ya dönsünler. Türkiye’de çok iyi karşılanacaklardır. Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray’a gidebilirler. Takımlarından ayrılsınlar, İtalya’da kazandıkları paralı bıraksınlar ve Türkiye’ye dönsünler” dedi.
Yukarıda geçtiğimiz bir hafta içerisinde peş peşe yaşanan olayları dikkatinize sunmak istedim.
Abbiati ile Di Canio’nun faşistliğine, Alex Ferguson, Bilic ile Cantona’nın sosyalistliğine, Pep Guardiola’nın ayrılıkçı Katalan milliyetçiliğine, Sol Campbell’in muhafazakârlığına nasıl saygı gösterildiyse, milli futbolcularımızın asker selamı da aynı şekilde saygı görmelidir.
Belki de sporcularımıza gösterilen bu tepkinin siyasi çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Ne dersiniz?