Bu hafta okuduğumuz Noah peraşası genellikle Marheşvan olarak bilinen ayda okunur. Bu aya Marheşvan dememizin sayısız nedeni vardır. Bunlardan bir tanesi bu ayda hiçbir bayram ve özel gün bulunmaması ile ilgilidir. Daha ‘acı’ bir ay gibi görüldüğünden İbranicede acı anlamına gelen ‘mar’ eki ile başlamaktadır. Ancak Yeşayau kitabında 40/15’de yer alan ‘mar’ sözcüğü yağmur damlası anlamına işaret etmektedir. Bu da yağmurların aslında Heşvan ayında başlaması gerektiğine gönderme yapar. İlginç olan Noah peraşasında yer alan ‘mabul’ yani tufan geleneğe göre 17 Heşvan tarihinde başlamıştır. Noah peraşası da her zaman Heşvan ayında okunur.
Noah konu olunca bilgelerin sözleri de oldukça fazladır. Tanrı Noah için bazen ‘iş tsadik ve tamim’ ifadeleri kullanırken bazen de onun hakkında sadece ‘tsadik’ sözcüğünü kullanmıştır. Rabiler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler. Öncelikle bir kişi ile konuşurken onu daha az övmek geleneği vardır ki buna ‘miktsat şevaho’ denir. Ancak Tora karşılıklı değil de sadece Noah’dan söz ederken bütün unvanlarını kullanmaktadır. Rabi Yosef Karo ‘Deraşot bet Yosef’ kitabında Noah’ın farklı zamanlarda farklı özellikler sergilediğini öğretir. Rabi Karo ‘tsadik’ ifadesinin özellikle insanlar arası ilişkilerde kullanıldığını öğretirken ‘tamim’ ifadesinin imanla ilgili olduğunun altını çizer. Buna göre Noah, dağılma neslinde inancı ile öne çıkmış bir ‘tamim’ görünümündedir. Tufan neslinde insanlar arası ilişkileri daha ön plandadır ve o bir tsadiktir.
Kerem Şlomo adlı kaynak ise daha farklı görüştedir. Kaynağa göre ‘tsadik’ kendi ruhani durumunu geliştiren ve daha yukarılara taşıyan kişidir. Diğer ifade olan ‘tamim’ ise dünyayı daha mükemmel bir hale getirmeye çalışan kişilere verilen unvandır. Bu ‘tsadik’ ifadesine göre daha yüksek bir seviyeyi işaret eder. Sözgelimi Tora için ‘temima’ ifadesi kullanılır. Ancak bu ‘meşivat nefeş’ yani ruhları ona döndürdüğü zaman geçerlidir. Benzer şekilde Noah önceleri insanları Tanrı’ya yakınlaştırmaya çalışmıştır. Ancak bir süre sonra çabalarının bu nesilde sonuç vermediğini görmüş ve kendi içine kapanarak kendi ruhani yükselmesine odaklanmıştır.
Aslında burada sorulması mümkün olan en açık soru neden Noah’ın bu kadar yüksek bir görevi terk ettiğidir?
Açık gibi görünse de karmaşık bir sorunun cevabını bulmak için öncelikle Gemara Berahot 48/A’da yer alan bir öyküye bakacağız. Gemara bilginlerinden Abaye ve Rava çocukken öğretmenlerinin huzurunda oturmaktadırlar. Öğretmenleri “dualarınızı kime yöneltirsiniz” diye bir soru sorduğunda her ikisi de “merhametli Tanrı’ya” cevabını verirler. Öğretmenleri “merhametli Tanrı nerededir?” diye sorunca Rava tavanı işaret eder. Abaye ise dışarı çıkar ve gökyüzünü gösterir. Öğretmenleri her ikisinin de bilge olacağını bildirir. Bu sonuca varmak için öğretmenleri bu cevabı nasıl değerlendirmiştir?
Gemara Masehet Şabat 21/B’de Hanuka mumlarının evin dışında konuşlandırılmasının mitsva olduğu yazılıdır. Ancak tehlike zamanlarında bu mumlar evin içine de konabilir. Kuşnitz şehrinin Magid’i buradan hareketle şöyle bir açıklama getirir: Hanuka mumları Tora’yı temsil eder. Tora’nın ışığı her zaman açıkta yani herkesin gözü önünde olmalıdır. Ancak tehlike arz ettiğinde yani toplumsal anlamda kişi olumsuz etkilenecekse ve ruhani olarak sorun yaşayacaksa öğrenimini evde gerçekleştirebilir.
Her zaman bu risk vardır. Başkalarına Tora öğretmek genellikle bir fedakârlık gerektirir. Rabiler Sara İmenu’nun ruhani seviyesinin her zaman eşi Avraam’dan yüksek olduğunu öğretirler. Çünkü Avraam genellikle insanlarla dışarıda meşgul olmaktadır. Bazen bu fedakârlık geçerli ve meşrudur. Bazen de olumlu sonuç vermeme riskine sahiptir.
Bu düşünce Gemara Masehet Suka 52/B’de anlatılmaktadır. Eğer kötü dürtü ile karşılaşacak olursan onu önce öğrenim evine getirmen gerekir. Yani dışarıda insanları Tanrı’ya yakınlaştırma çabası sırasında ‘yetser ara’ kuvvetleniyor ve istenen sonuç alınamıyorsa o zaman eğitimi öğrenim evinin içine döndürmek gerekebilir.
Rava ve Abaye’nin öğretmenlerinin sorusuna öğrencileri bu iki şekilde cevap vermişlerdir. Bir tanesi öğrenim için evinin içini diğeri ise dışarıyı göstermiş bu da öğretmenlerini onların geleceklerini görebilmesi konusunda yönlendirmiştir. Bu iki bilge birbirleriyle çelişmemektedirler. Bu iki bilge Tora öğreniminin iki farklı mekânını göstermeye çalışmışlardır.
Noah benzer bir durumla karşı karşıyadır. O öncelikle insanları Tanrı’ya yakınlaştırmak için Tora’yı dışarıya taşımış ancak oluşan olumsuzluğu fark ederek yeniden kendi içine dönmüştür. Avraam daha farklı bir şekilde hem kendi ruhaniliğini yükseltirken, hem de dışarıdaki kişileri Tanrı’ya yakınlaştırmayı bilmiştir.
Benzer şekilde Hafets Hayim Homat Hadad adlı kaynakta Avraam’ın özel bir kişi olduğunu anlatmaktadır. Avraam’dan önce ruhani seviyeleri bir peygambere eşit olan birçok kişi vardır ama hiçbiri Yahudi ulusunun atası olamamıştır. Avraam’ın bu onuru hak etmesinin en büyük nedeni Tora’yı başkalarına da öğretebilmesidir. Sefer Ahinuh ‘pru urvu’ yani çoğalma mitsvasını başkalarını da Tanrı’ya yakınlaştırma şeklinde de öğretmektedir.
Tufan suları çekildiğinde Tanrı Noah’a çocuk sahibi olmasını emretmiştir. Bunun anlamı daha fazla kişiyi Tanrı’ya yakınlaştırmaktır. Ancak Noah bunu başaramamış ve bu onur Avraam’da hayata geçmiştir.
Bu ayın ‘mar’ yani acı olmasının bir başka nedenini daha burada bulmak mümkündür. Noah gibi bir tsadik bile insanları olumlu etkileyebilmek sureti ile dünyayı kurtarmaya yetmemiş ve Tanrı dünyayı tufanla yok etmek zorunda kalmıştır. Yahudi ulusunun atasının Avraam olmasının nedenlerinden biri burada bulunmaktadır.