Ne VAR ne yok

Yakir MİZRAHİ Köşe Yazısı
13 Kasım 2019 Çarşamba

İki yıldır futbol gündemimizi gereğinden fazla meşgul eden bir yenilik var. Adı VAR... ‘Video Asistan Hakem’ olarak adlandırılan hakemin görevi, sahada maçı yöneten meslektaşının gözden kaçırdığı kritik pozisyonları video gözlem odasında bulunan ekrandan takip ederek, uyarmak... VAR hakemi, öyle her pozisyonla ilgili görüş belirtemiyor veya herhangi bir pozisyon hakkında maç yönetimine karışamıyor. Karşılaşmayı ekran başından takip eden VAR hakemi; atılan gollerin yanı sıra penaltı ve kırmızı kart şüphesi olan pozisyonlarla birlikte yanlış oyuncunun ihraç edilmesi ihtimallerinde sahadaki meslektaşının kararına karışabiliyor. Eğer ki; orta hakemin kararını yanlış buluyorsa, onu saha kenarında bulunan monitörden pozisyonu tekrar izlemeye davet ediyor. Kısaca özetleyebileceğimiz şekilde VAR uygulaması dünyanın her yerinde belli bir standart çerçevesinde bu şekilde hayata geçiyor.

Ne var ki, ‘Minimum müdahale, maksimum fayda’ sloganıyla yola çıkan VAR uygulaması ülkemizde bir standarda kavuşabilmiş değil. Geçtiğimiz sezon hakemler birçok tartışmalı pozisyonu saha kenarındaki monitörden izledikten sonra karar verebilirken, bu sezon ise monitör başına gitmekten imtina ediyor. Geçen yıl neredeyse her pozisyonda orta hakemi pozisyonu yeniden izlemeye davet eden VAR hakemleri, bu yıl neredeyse hiçbir pozisyona müdahil olmamayı tercih ediyor. Ezcümle; geçen sezon 34 haftada oynanan 306 maçın yanı sıra, bu sezon geride kalan 99 karşılaşmada; yani toplamda 405 maçta halen bir standart yakalanamadı.

Geride bıraktığımız hafta Beşiktaş’ın Denizlispor ile oynadığı Süper Lig maçında akıllara durgunluk veren bir pozisyon yaşandı. Denizlisporlu oyuncu Sackey, Beşiktaşlı Diaby’nın aşil tendonuna sert bir müdahale yaptı ve rakibini yere serdi. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu hareket sahada kırmızı kartla, sokakta da kavgayla noktalanabilecekken; maçın hakemi faul yapan oyuncuya sarı kart göstermeyi ve sahada tutmayı tercih etti. Pozisyonu ekran başında takip eden VAR hakemi de akıl almaz bir şekilde orta hakemini uyarmadı. Hiç şüphe yok ki; söz konusu pozisyon bu sezonun unutulmazları arasına girecek. Lakin biz yine VAR hakeminin neden orta hakemin kararını düzeltmediğini, aralarında ne gibi bir diyaloğun geçtiğini veyahut konuyla ilgili Merkez Hakem Kurulu yönetiminin nasıl bir görüşe sahip olduğunu net bir şekilde öğrenemeyeceğiz.

Oysa tüm dünyanın gözlerinin çevrildiği ve belki de İngiltere Premier Lig’de şampiyonu belirleyecek Liverpool-Manchester City karşılaşmasında yaşanan tartışmalı pozisyonda yetkili mercilerin nasıl bir düşünce yapısına sahip olduğunu çok kısa zamanda öğrenebiliyoruz. Beşiktaş-Denizlispor maçıyla aynı saatlerde oynanan karşılaşmada, Liverpool’un attığı ilk golün hemen öncesinde Manchester City cephesi bir pozisyonda penaltı beklemiş fakat akabinde diğer kalede Liverpool fileleri havalandırmayı başarmıştı. İngiltere Hakem Komitesi maçtan yaklaşık 12 saat sonrasında yaptığı açıklamayla hakemin neden o pozisyonda Manchester City lehine penaltı kararı vermediğini tüm şeffaflığıyla anlatmış; kimilerini ikna eden bir tutum sergilemişti.

Açıkçası ülkemizde bazı şeyler bu kadar net bir şekilde dile getirilebilir mi bilmiyorum. Ama zaten onlarca sorunla boğuşan futbolumuzda, bir VAR sorununun eksik olduğunu, onun da gelmesiyle tamamlandığımızı düşünüyorum...