Son yıllarda birçok ülkede ardı ardına krizler yaşanmakta. Avrupa’da Euro krizi, göçmen krizi, Yunanistan krizi, Brexit krizi gibi sorunlar silsilesi sonucu meseleler gitgide karmaşıklaşmakta ve çözülmeleri de bir o kadar zorlaşmakta. Özellikle İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkma kararı almasına rağmen, bu karar bir türlü bu uygulanamadı. İsrail ise tarihi boyunca krizler ile yaşamayı bildi. Ancak son krizin nasıl çözüleceğini bilebilmek zor.
Son yıllarda birçok ülkede ardı ardına krizler yaşanmakta. Avrupa’da Euro krizi, göçmen krizi, Yunanistan krizi, Brexit krizi gibi sorunlar silsilesi sonucu meseleler gitgide karmaşıklaşmakta ve çözülmeleri de bir o kadar zorlaşmakta. Özellikle İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkma kararı almasına rağmen, bu karar bir türlü bu uygulanamadı. İsrail ise tarihi boyunca krizler ile yaşamayı bildi. Ancak son krizin nasıl çözüleceğini bilebilmek zor.
Zaten 2019 yılında nisan ve eylül aylarında iki kere seçimlere giden ülkede hâlâ bir hükümet kurulamadı. İsrail’de başbakanlık görevini en uzun süre sürdürmüş olan Binyamin Netanyahu hem hükümeti kuramadı hem de kendi siyasi geleceği, hakkında açılan soruşturmalar sebebiyle, oldukça sallantıda. Rüşvet, dolandırıcılık yani genel olarak yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamaları yapılan İsrail Başbakanının bu sefer iktidarda kalması zor gözüküyor. Ve bütün popülist liderler gibi yargıyı suçlaması çok da gerçekçi gözükmüyor çünkü solcu ve halkın değerlerinden kopuk olmakla suçlanan mahkemeler ve Yüksek Mahkeme açısından söyledikleri en azından iddianameyi hazırlayan Başsavcı Avichai Mandelblit için geçerli geçerli değil. Bunun sebebi savcının kippa’lı Ortodoks bir Yahudi olması ve geçmişte Netanyahu ile çalışmış olması. Dolayısıyla savcıya solcu gibi suçlamalarda bulunmak mümkün değil. Mandelblit iddianamesini açıklarken ülke için “üzücü bir gün” olarak sözlerine başlayıp kimsenin kanunların üstünde olmadığını vurgulayıp, iddiaların araştırılması gerektiğini ifade etti. Tabi burada vurgulanması gereken nokta ortada tek bir davanın değil, Dava 1000, Dava 2000 ve Dava 4000 adlarıyla üç ayrı davanın var olduğu gerçeği. Davalarda yolsuzluk ve rüşvet dışında basını etkileme yoluyla hükümet hakkında olumlu yayınlar yapmaya yönelik yönlendirme çabaları da mevcut. Dolayısıyla Netanyahu’nun hakkındaki iddialar yolsuzluğun ötesine geçip görevi kötüye kullanmaya kadar uzanıyor.
Bütün bunlara rağmen bu soruşturmaların hükümetine karşı “bir darbe girişimi” olduğunu iddia eden Netanyahu, iktidarda kalmak için tüm gücünü kullanacağı ve bunu yaparken de yargının meşruluğunu sorgulayıp, hukuk devletine zarar verecek gibi gözüküyor.
Daha önce İsrail Cumhurbaşkanı Moshe Katsav tecavüz suçundan ve İsrail Başbakanı Ehud Olmert yolsuzluk suçlarından dolayı hapse girmişlerdi ancak bu sefer ilk defa görev başındaki bir lider açılan bir soruşturma sonucu ve ardından gelecek siyasi baskılar sonucu görevinden istifa etmek zorunda kalabilir. Her ne kadar suçlu bulunduğu mahkeme tarafından karar verilene kadar istifa etme zorunluluğu olmasa bile, bu durumda koltuğunda daha ne kadar oturabilir bilebilmek zor.
Bütün bu gelişmelere paralel olarak hem Netanyahu hem Mavi Beyaz Partisinin lideri Benny Gantz’ın hükümeti kuramamaları sonucu üçüncü bir seçime gidilme ihtimali daha olası gözüküyor Her şey Aralık ortasına 2019’a kadar İsrail Parlamentosu Knesset’ten koalisyon hükümetini kurabilecek bir kişinin ortaya çıkıp çıkmayacağına bağlı. Çıkmaması durumunda bir yıl içinde İsrail üçüncü kez seçime gidecek. Dolayısıyla İsrail açısından, İbranicede balagan (kargaşa) denilen durum bir süre daha devam edecek gözüküyor.