Bazen o kadar iyi saklarsınız ki, lazım olup aradığınızda bir türlü bulamazsınız. Keyfiniz kaçar, içinizden söylenip durursunuz. Geçenlerde benzer bir durum yaşadım. Lazım olur diye alıp kenara koyduğum küçük bir hediye kutusunu arıyordum. Gerçi yazlıklarla kışlıkları ayırdığım zaman dolap tümüyle elden geçmişti. Üşenmeden her yere tek tek baktım. Çekmecelerinin içindekileri bir bir silkeledim. Yok, yok. Aradan zaman geçti. Bir çanta almak için dolabı açtım. Elime alır almaz çantadan bir tıkırtı geldi. Açtım, hediye kutusu oradaydı. Sonradan hatırladım. Yazlığa giderken el altında olmasın diye bazı eşyaların yerini değiştirmiştim. Neyin belirtisiyse bu…
*
Arayıp da istediğim zaman hemen bulamadığım diğer bir ‘eşya’ ise kitaplardır. Evimizde herkesin ayrı kitaplığı olmasına rağmen, en tıka basa olanı benimkidir. Herkesten fazla okuduğumu sanmayın; kimin odasında yer kalmadıysa kitaplarını kütüphaneme sıkıştırır. Baktım ki iş çığırından çıkıyor, roman türünde olanlarla, dolabıma izinsiz gelenlerin bir bölümünü dağıtmaya karar verdim. Bazılarını hemen ayırdım, bazılarından ise çok zor ayrıldım. Boşaltma işi bitince kitapları grupladım, torbalara doldurdum. Eşimle her gün muhtarlığa gidip ‘kitap kampanyası’ için teslim ettik. Verilecek üç-dört torba kalmıştı ki, evdeki yardımcım, “Abla bunları alabilir miyim? Bizim yeğene kitap dayanmıyor. Annesi eski kitapları bir liraya satın alıyor” dedi. Bir tuhaf oldum. “Elbette alabilirsin. Yeğenin kaç yaşında?” deyince “Lise 1’e gidiyor” cevabını verdi. Torbaları tekrar boşalttım. Uygun olanları ayırdım. Okumaya bu denli hevesli bir kıza ulaşacakları için ayrıca sevindim. Okumak isteyen bir yolunu buluyor…
*
Çocukken eşek sırtında çekilmiş resimlerimiz vardı. Sonra eşekler kalktı. Lunapark’ta (Büyükada) göstermelik iki garip eşek duruyor. Turistler üstlerine binip hatıra resmi çektiriyorlar.
Artık faytonlar da kalkıyor. Şimdi albümleri açıp, ailece at arabaları ile Büyük Tur’a giderken çekilen fotoğraflara bakma zamanı.
*
16 Ocak Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin oy birliğiyle aldığı karara göre Adalar’da fayton devri kapandı.
Bundan sonra nasıl bir düzenleme oluşturulacağı belirsiz. Adalar’ın imara açılması başlı başına bir kaygı. Korkarım, adım adım o yöne doğru gidiyoruz.
Yaz/kış Ada’da oturan bir tanıdığım, “İskele Meydanını görseniz inanmazsınız. Faytonların bulunduğu alan kaç kez yıkandı, ilaçlandı. Her yer mis kokuyor” dedi. O anda nevrim döndü. Şimdiye kadar neden temiz tutulmadı? Neden sağlıklı bir ortam yaratılmadı?
Kendi adıma konuşayım, arabacıların orada akülü minibüslerin park edip, korna sesleriyle etrafa gürültü kirliliği getireceklerine, at pisliğinin kokusunu yeğlerim. Onlar, hiç olmazsa gübre olup işe yarıyor.