Koronavirüs: Bilimsel veriler ne diyor?

David OJALVO Köşe Yazısı
4 Şubat 2020 Salı

Yeni Koronavirüsü hepimizi kaygılandırmayı sürdürüyor.

Dünya çapında insanları hastalandıran virüs salgıları tarihin farklı dönemlerinde görülmüştür. 20. yüzyılda dört influenza salgını yaşanmış, bu dört salgının ilki, tarihe İspanyol Gribi olarak geçmişti. Doğada hayvanları ve ardından insanları hastalandırabilecek virüslerin sadece az bir kısmı bilinmekte. Memeli hayvanlar ve kuşlar arasında Koronavirüs enfeksiyonlarının varlığı çoktandır tıp literatüründe yer almakta. Buna karşılık, “Yeni Koronavirüs” tanımı Çin Wuhan’da bir grup insanın akciğer hastalığına yakalanmasından bir hafta sonra yapılabildi. Virüsün hayvandan insana geçişi tam bir netlik kazanamadı.

Her gün milyonlarca insanın yolculuk yaptığı dünyamızda virüslerin kıtalar arasında yayılması kolaylaştı. Bu yazıyı kaleme aldığın an itibariyle dünyada 11 binin üzerinde vaka tanı aldı, 250’den fazla Çinli yaşamını yitirdi. Öte yandan grip virüsü de her yıl 3-5 milyon kişiyi ciddi bir biçimde hastalandırmakta, yarım milyon kişinin ölümüne sebep vermekte. Bu doğrultuda yeni Koronavirüsü hakkında panik yaratacak haberler yaymanın bir anlamı yok. Küresel çapta düşündüğümüzde, sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı ülkelerde ortaya çıkabilecek bir salgın potansiyeli, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nü acil durum ilan etmeye yöneltti.

Virüs nedeniyle kaç kişinin ciddi hastalık geliştirdiği kesin bilinmiyor; ama DSÖ oranın yüzde 20 civarında olduğunu tahmin ediyor. Küçük çocuklar ve yüksek tansiyon, şeker, kalp, karaciğer, solunum hastalığı gibi hastalıklara sahip yaşlı bireylerde riskin daha yüksek olduğu öngörülüyor. Hastalığa karşı etkili bir tedavi ve aşı ise henüz bulunmuyor.

Sosyal medyaya dikkat

Virüsün doğurduğu kaygı bir yana, sosyal medyada gerçeği yansıtmayan iddialar paylaşılmakta. Yeni Koronavirüs’ün 2015 yılından beri bilindiği ve bilinçli bir şekilde yayıldığı, yüksek doz C vitamininin virüse karşı koruma sağlayabileceği, virüsün Çin’de bir laboratuvardan sızmış olabileceği gibi iddialar tartışılmakta. Komplo teorilerinin şu aşamada kimseye bir yararı yok.

99 vakanın analizi

Tıp dergisi Lancet’te 30 Ocak’ta yayınlanan makalede 1-20 Ocak tarihleri arasında Wuhan’daki bir hastanedeki 99 Koronavirüs enfeksiyonu tanısı alan vaka incelendi. Hastaların yüzde 67’si 50 yaş üzerindeydi ve yüzde 68’i erkekti. Yüzde 49’unun deniz ürünleri satan pazarda bulunmuşluğu vardı. Vakaların yarısında kronik hastalık öyküsü bulunuyordu. 25 Ocak itibariyle hastaların 31’i taburcu edilmiş, 11’i yaşamını kaybetmişti. Ölen vakaların 7’si 60 yaş üzerindeydi. Çalışma kronik hastalığı olan yaşlı erkeklerin özellikle risk altında olduğu göstermekte.

İsveç’te ilk vaka

İsveç’in Jonköping kentinde Çin’den İsveç’e yolculuk yapan 20 yaşındaki kadın hasta hastalanmadan önceki dört gün herhangi bir belirtiye sahip değildi. Kendini kötü hissetmesiyle yetkililere haber veren hasta 30 Ocak’ta ambulansla evinden alındı. Ateşi olmayan, öksüren ve genel durumu iyi olan hastada tanı kan testiyle kondu.

Koronavirüs enfeksiyonunun belirtileri klasik grip belirtilerinden farklı değil. Son 14 gün içinde koronavirüs enfeksiyonu tanısı almış bir bireyle temas veya virüsün toplumda bulaşmanın devam etmekte olduğu Çin’de bulunmuş olmak en önemli risk faktörleri.

Ağız maskesinin enfekte olmayan insanlarda hastalığa karşı koruma sağlaması beklenmezken, İsveç eczanelerinde ağız maskeleri tükenmiş durumda.