Hangi duyguda duruyor kalbiniz?

Tülay GÜRLER KURTULUŞ Köşe Yazısı
11 Mart 2020 Çarşamba

Hangi duyguda duruyor kalbiniz? Nefret, özlem, sevgi, aşk, tutku… Neresindesiniz hayatınızın? Gençlik, orta yaş, ileri yaş, yaşlılık? Ne kadar farkındasınız hayatın?

Az, çok, hiç?..

Yardım lazımsa kitaplar var. Emin olun, hayatın neresinde ve nasıl durduğunuzun en güzel ve en sahici şahidi onlar… Bu kitapları okuyalı epey oldu ama kimseye veremedim. Ben çok sevdiklerim dışındaki bütün kitapları köy okullarına gönderirim. Bu, adına sosyal sorumluluk dediğimiz durumun bende öğrencilik yıllarımdan başlamış hali…

Kitap güzeldir; güzel kokar, güzel anlatır, güzel anlar…

Sevdiğiniz gibi…

“İlk haylazlığını daha ben yedi yaşındayken yaptı. Daha doğrusu biz onun haylaz yanını ben yedi yaşındayken fark ettik. Delik bir kalple doğmuştum! Kaç ameliyat, kaç hastane ziyareti yaşadım sayısını bilmem. Dedim ya haylaz diye! Bu delik dışında da yaptı haylazlıklarını kalbim. Hep deli dolu bir genç kız oldum. Muzırlıklarım say say bitmez... 19’umda evlendim. Çeyizimi İngiltere’de okumam için verilen parayla düzdüm. Evlendim, güzeller güzeli bir kızım oldu, derken boşandım...

Ben Ayşe. Ayşe Aral. Aral’ı yazmak benim için çok önemli. Niye mi? Çünkü ben Tekin Aral’ın kızıyım, Oğuz Aral’ın yeğeniyim. Gururla söylediğim bir şey bu. Bir diğer gururum ise öteki ismim: Yetiş Ayşe!

Kelebek’te yazılarımı yazmaya devam ederken, bir gün geldi, Ayşe dedim, bir şey yap be ya! Bir halta yara! Yetiş Ayşe böyle doğdu. Bir kadın, bir anne olarak beni çok gururlandıran işler yaptık. Aç bebekleri doyurduk, ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını sağladık... Düğün dernek yaptık. Beş yüze yakın çocuğa burs bulduk. Okurlarımla beraber yaptık her şeyi. Gelelim kitabıma... Bu kitapta kadın yazıları bulacaksınız... İlişkiler, aşk, ayrılıklar... Anne olmak, eş olmak, evlat olmak... Okudukça bir roman okuyormuş gibi hissedeceksiniz... Umarım zevk alırsınız. Zevk yanlış kelime belki... Bence kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Çünkü ben de sizin gibiyim. Sandığınız gibi pamuklara sarılı bir hayat yaşamadım. Hiç kazık yememiş, herkesin peşinden koştuğu bir prenses değilim. Haylaz bir kalbe sahip... Hayatın iniş ve çıkışlarını yaşayan... Bazen ümitsizliğe kapılan bazen umuda sarılan... Tam da sizin gibiyim...”

Aslında, bunu yapmamam, kitabın tanıtım yazısını olduğu gibi almamam lazım. Ama yazamadım onun gibi. Kitabı yazan o, kendisi. Ayşe Aral’ın ‘Haylaz Kalbim’ kitabı tam da size söz ettiğim türden; anlatıcı, yol gösterici, şaşırtıcı, fark ettirici… Yazar Ayşe Aral’ın kendisi gibi… Zaten kendimiz neysek, yazılarımız da o. Mutlaka okuyun kitabı. Roman tadında, lezzetli ve duygu dolu… Kitap gibi kitap, bu her anlamda kaybolduğumuz günlerde.

“Ormanın derinliklerine vardıklarında etrafı sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Çoban elinde gaz lambasıyla önden yürüyor, Kral arkadan geliyordu. Karanlığın içinde yürümek çok zordu. Kral tam “Yeter artık” diyecekti ki, Çoban birden elindeki lambaya üfledi. Zifiri karanlıkta kaldılar. Kral, “Beni karanlıkta bıraktınız” diye kızınca Çoban, “Hayır Kralım” dedi. “Sizi, ışığı aramanız için kendinizle bıraktım.”

Bir kral ile bir çobanın sohbetlerinde eski ile yeni, Doğu ile Batı, zaman ile zamansızlık, varlık ile yokluk, savaş ile barış, geçmiş ile gelecek, kazanan ile kaybeden, iyi ile kötü ve tasavvuf ile kuantum iç içe geçiyor. Ahmet Durul’un kaleme aldığı Bir Gün Bir Kral Bir Çobana Rastlar, bir masalın sade dünyasından yola çıkarak derin bir yaşam felsefesi sunuyor... Tanışmaya hazır mısınız?”

Sağlam kitaplar, reklamcıların kaleminden çıkıyor. Buna inanıyorum çünkü onlar hayata, başkalarından farklı gözle bakmayı beceriyor, biliyor. Yazdıkları zaman da farklı yazıyorlar. Düşündürücü, ilginç, gizemli hatta… Hayatın zıtlıkları üzerine düşünülmüş satırlar var içinde. Sizin zıtlıklarınız üzerinde sizi düşündürecek. Yaşamak sözcüğünün yanına hem sanat hem masal yerleşmiş. Doğru değil mi gerçekten Hem gerçek hem yalan bir şey hayat.

Bu kitap da Şule Öncü’nün…  “Yatıyorum Bir Şey Diyor musun”.

Çift olmak, sevgili olmak, hayatı paylaşmak, aynı dili ya da farklı dili konuşmak ile ilgili ne varsa aklınızda cevabı olmayan, bu kitapta var. Çünkü yazar; hem yazar, hem psikoterapist. Hem içerden bakabilmiş olana bitene hem dışardan. Hem uzman hem kadın gözüyle anlatmış ilişkileri. Tanıtım metninde de dediği gibi, ilişki, bağlanma, yakınlık-mesafe, aşk, ayrılık, aldatma, ıssız ilişkiler, kadınlık-erkeklik meselesi, sosyal medya ve çevrimiçi ilişkilere dair pek çok sorunun yanıtı ve çözüm önerileri saklı kitabın içinde. Yâni kadını ve erkeği düşünmeye iten, onlara kendileri ve birbirleriyle ilgili hesaplar yaptıran sorgulayıcı ve sorgulatıcı bir tarafı var kitabın…

Zaten kadın erkek meselesi, en büyük meselesi değil midir ki insanın?

Sahi sizin hangi duyguda duruyor kalbiniz?