Korona sporu da sarstı, cepler boş!

İgal MEVORAH Köşe Yazısı
31 Mart 2020 Salı

Son günlerdeki tek konumuz malumunuz COVID-19 virüsü. Ya da diğer adıyla Korona virüsü. Bu süreci yaşarken tarihe tanıklık ettiğimiz kesin. Şahsen tarihe bu şekil tanıklık etmeyi pek tercih etmezdim tabii bardağın dolu tarafını görmek lazım, aileyle bol bol zaman geçirip kendinize vakit ayırabilirsiniz - zaten yapacak pek de fazla şey yok gibi…

Hepimiz Euro 2020’yi iple çekerken internetten, televizyondan sonucunu bildiğimiz maçları izler olduk. Korona günlerinde hiç spor programı izlediniz mi bilmiyorum, genelde “Biz niye buraya geldik?” bakışları hakim oluyor yorumcularda. Dünyanın en çok konuşabilen insanlarından olan spor yorumcuları bile konuşacak konu bulamazken, spor dünyası koronadan nasıl etkileniyor? Ve bundan sonra bu dünyayı neler bekliyor? Buyurun sohbete:

Öncelikle birkaç ülke haricindeki tüm spor müsabakalarının durdurulduğunu söyleyelim. Her ne kadar ülkemiz bu konuda çok ısrarcı olsa da, baskılar sonucu ligleri durdurdu. Tabii ki bunun ilk yaptırımı, bütün kulüplerin yayın gelirinin kesilmesi olarak kulüplere yansıdı. Kulüplerin gelirinin büyük bir kısmını oluşturan yayın gelirleri kesilince, kulüplerde ister istemez ekonomik dara girdi. Zaten ülkemizdeki kulüplerin çoğu sıkıntıdayken en yoğun akan musluğun kesilmesi de cabası oldu. Kulüplerin ekonomik durumunun daha da kötüleşecek olması tabii ki futbolcuları vurmayacak, hatta ekonominin en son vuracağı kitle olabilir kendileri. Kulüpteki personel bu noktada en çok etkilenecek olan kesim. Daha bu hafta, sadece personel ödemelerinin gerçekleşebilmesi adına Borussia Mönchengladbach oyuncuları, üç aylık maaşlarından vazgeçip, kulübe bir milyon Euro tasarruf ettirdiler. Bu şekilde kulüp, personellerinin maaşını ödemiş oldu. Buna çok benzer bir uygulamayı Barselona kulübünün oyuncuları da maaşlarının yüzde 70’inden vazgeçerek yaptı. Şu anda kulüplerdeki son durumları tam bilmiyoruz fakat durumların iç açıcı olmadığı bir gerçek. Bu durumun en az bir - bir buçuk ay daha süreceğini düşünürsek kulüplerin işleri, maçlar, bilet gelirleri ve yayın gelirleri olmadan daha da zorlaşacak. Bu noktada Euro 2020 ve Olimpiyatların ertelenmesi de uluslararası anlamda spor ekonomisine ciddi bir darbe indirdi. Sponsorların çekilmesi ve üzerine turizm gelirinin de sıfırlanmasıyla ciddi bir çıkmaza girilmiş durumda.

Peki, ilerde ne olabilir?

Tabii ki dünya bu denli bir olayla son 50 yılda ilk defa karşılaştığı için ne olacağını kestirmek imkânsız. Kendi fikrimi şöyle açıklayayım:

Her şeyin normale dönmesiyle beraber insanlardaki sosyalleşme isteğinin normalden çok daha fazla olacağı düşüncesindeyim. Bu da insanları daha fazla para harcamaya itecektir. Bu bağlamda yarım kalan liglerin eylül ayında yeniden başlamasını iple çeken futbol halkına yazın ek turnuvalar düzenlenerek spor ekonomisine can verilebilir. Sokağa çıkışımızın başlangıcını haziran başı kabul edersek (inşallah) turizmin de bir anda patlayacağını düşünüyorum. Bu da, yapılacak turnuvalarla spora can suyu sağlayacaktır. Eylülden sonra ise spora aç olan kamuoyunun keseyi iyice açacağını düşünüyorum; dolayısıyla eskisinden daha fazla gelir elde edilecek. Ancak korona sürecinde oluşan zararı tanzim etmeye yetecek mi bu gelir? Orada şüpheliyim işte. Belki yaralar sarınır, fakat zaten darda olan kulüpleri daha da zor günlerin beklediğini söylemek zor olmaz. Buradaki tek teselli belki de FİFA’nın bu süreci göz önünde bulundurarak yaptırımlarını ertelemesi olabilir (puan silme, transfer yasağı).

İnanın ben Hasan Ali’nin açamadığı ortaları bile özledim. Futbolu çok özlüyoruz, spora hasretiz. Güzel günler göreceğiz, harika goller atılacak daha.

Bu arada bu zor dönemde yazının gazeteye aktarılmasında ter döken tüm Şalom çalışanlarına da şükranlarımı ayrıca sunarım.