Aaron Isaac’ın anıları -II

David OJALVO Köşe Yazısı
31 Mart 2020 Salı

Kral Gustav III, İsveç tarihinde önemli bir yer tutar. Nobel Ödülleri’nin dağıtan İsveç Akademisi’nin temelinin atılması, Kraliyet Drama Tiyatrosu’nun ve Kraliyet Operası’nın açılması onun dönemindedir. 1775 yılında Stockholm’de Yahudi cemaatinin kurucusu Aaron Isaac ile ailesinin İsveç’e yerleşmesine izin veren yine Gustav III olmuştur.

Karar çıktığında İsveç gazetelerinin tepkisi öylesine sert oldu ki, Aaron Isaac 14 gün boyunca evinden çıkmaya cesaret edemedi. Aaron, ancak ortalık altı haftada yatıştıktan sonra, dini rutinleri yerine getirmek üzere minyanı toplama, sinagog kurma ve mezarlık yeri için izin alma girişimlerinde bulunabildi. Stockholm’ün Kungholmen mahallesinde kurulan Yahudi Mezarlığına da Aaronsberg (Aaron Tepesi) adı verildi.

Stockholm Yahudi Cemaati kuruluyor

Kral Gustav III’ün 1782’de dini özgürlükleri genişletmesiyle birlikte Yahudilik İsveç’te serbest kaldı ama, Yahudi göçünün artmasıyla toplumda irili ufaklı olaylar da çıkmaya başladı. Cemaatin haklarının zedelenmesinden endişelenen Aaron’a böylelikle Yahudi göçünün denetimi için yetki verildi. Yahudilerin ticaret yapma hakkı zorlu süreçlerin ardından genişletildi. Böylelikle cemaat büyüdü ama, tüm cemaat üyeleri Aaron’un önerliğinden memnun değildi ve cemaat içinde çekişmeler yaşanmaya başladı. Aaron Isaac, iftira ve ithamlara maruz kaldı. Hukuksuzluklar nedeniyle Yahudilerin ticaret haklarına zaman zaman kısıtlamalar getirildi.

İsveçliler ve Yahudiler arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve polise taşınan olaylarda Aaron arabulucu veya bilirkişi olarak görev yapmak zorunda kaldı. Cemaat içi büyüyen rahatsızlıklar sonucunda Aaron önderlikten çekilmek üzere valiye başvurmak zorunda bile kaldı. Aaron ve ailesi, mücevher ticaretinde dolandırılsalar da ticari etkinlikleri başarılıydı. Bu sayede kraliyet ailesiyle de yakın ilişkiler kurabildi. Stockholm’de düzen kurulmuştu ama, iki oğlu ve kızının genç yaşta hastalıktan ölmeleri Aaron’da acı izler bıraktı.

Aaron’a savaş görevi

1788’de İsveç – Rusya Savaşının patlak vermesiyle, Aaron Isaac kendisine verilen görev gereği, İsveçli subaylarla birlikte Finlandiya’ya geçti. Aaron, generallerle işbirliği içinde orduya et sağladı, saman ve hayvan ticariyle uğraştı. Aaron’un kanalıyla İsveç ordusuna et kesenler arasında kaşer kasaplar da oldu. Generaller savaş döneminde mali konuların işleyişinde de Aaron’dan yardım aldı. Savaştaki hizmetlerinden ötürü Aaron, kral tarafından da ödüllendirildi.

Aaron savaş süresindeki giderler ve hizmetleri için kendisine ödeme yapılacağı sözü almıştı. Ama, İsveç savaşı kaybedince ödeme taahhütleri yerine getirilmedi ve savaştan Aaron da zararlı çıktı. Üstelik Aaron’u kötü bir sürpriz de bekliyordu. Savaş sırasında Aaron’un önerisiyle basılan kıymetli kağıtların sahteleri ortaya çıkınca Aaron itham edilerek, Finlandiya’da tutuklandı. Halk Aaron’a karşı ayaklandı. Dolandırıcılığın bir asilzade tarafından tertiplendiğinin anlaşılması ve Aaron’un aklanması uzun zaman aldı. Aaron’un Finlandiya’da kaldığı bu süreçte cemaat içinde de istenmeyen olaylar yaşandı ve Aaron belki de İsveç’ten çok cemaati tarafından daha çok hayal kırıklığına uğratıldı.

Aaron Isaac’ın savaş sırasında Finlandiya’da bulunması, orduyla işbirliği yapması çok önemlidir. Bu durum, ‘yabancı kökenli’ birinin askeri sırlar konusunda bilgi sahibi olmasında bir engel bulunmadığını göstermesi açısından çarpıcıdır. İsveç Krallığı’nın, Yahudi cemaatinin önderine duyduğu güvenin göstergesidir. Nitekim Aaron Isaac da Gustav III’ün suikastla öldürülmesinin ardından ağıt yazmıştır.

İsveç Krallığı’nın, Finlandiya’yı kaybettiği 1809 yılında Aaron anılarını Alman – Yidiş karışımı bir dilde kaleme aldı. Stockholm’deki Yahudi Müzesi’nde bu anı kitabının varlığını öğrendiğimde Aaron Isaac’la gurur duydum. Tarihe geçecek boyutta işler yaptığının bilincinde olan Aaron Isaac’ın anıları, günümüz İsveç’ini anlamak açısından da önem taşımaktadır.