İmaj hiçbir şeydir, çaresizlik her şey

Alber NASİ Köşe Yazısı
15 Nisan 2020 Çarşamba

Korona virüsü en ağır darbesini ABD’ye ve özellikle ekonomisinin can damarı olan New York’a vururken, ABD yönetimi panik halinde kararlarını açıklıyor. 2008 kriziyle zaten vazgeçilen serbest piyasa ekonomisi artık iyice rafa kaldırılıyor. ABD’de üç haftada işsiz kalanların sayısı 16 milyona ulaşırken, ABD Başkanı Donald Trump ve Amerikan FED Başkanı Jeremy Powell üst üste kurtarma paketleri açıklıyor. 

Krizin ilk günlerinde yüksek kredi derecesi olan şirketlerin bonolarını teminat olarak kabul ederek borç vereceğini açıklayan FED, son günlerde notu ne olursa olsun şirket bonolarını teminat olarak kabul edeceğini duyurdu. Daha da ileri giderek gerekirse borsaya müdahale edeceğini ve hisse alımlarına gideceğini de duyurdu. 

ABD yönetimi ve FED ya krizi yatıştırmak için güven veren açıklamalarda bulunmaya çalışıyor ya da kapitalizmden ve serbest piyasadan vazgeçmiş durumdalar. Ortada çok olağan dışı durumlar olduğu muhakkak. Ancak güçlü şirket beklenmedik ve olağan dışı durumlarda dahi ayakta kalmayı beceren şirket değil midir? 

Eğer her krizde şirketler sadece büyük oldukları için kurtarılacaksa, bundan sonra hangi şirket sağlıklı büyümeyle ilgilenir? Bu krizde çoktan batmış olması gereken ve tamamen borçla dönen şirketler, bilgisayar ekranında yaratılmış paralarla kurtarılacak gibi gözüküyor. Bu sayede bu şirketlere yatırım yapmış olan yatırımcılar ve bu firmalara yatırım yapan bankalar da bir anlamda kurtarılacak. 

Peki, konu şirketler sıfır faizle aldıkları kredileri, yakın-orta veya uzun vadede ödeyebilecek mi? Yoksa faiz oranlarının sıfıra yakın olmasını fırsat bilinerek belirsiz bir zamanda mı ödenecek? Öte yandan ABD Merkez Bankası tıpkı İsviçre Merkez Bankası gibi faizleri sıfırın altına çekmenin hazırlığında. O noktadan sonra ne olur şimdiden bilmek pek mümkün değil. 

ABD yönetiminin kontrolü kaybettiği ortada. New York’taki ağır korona virüsü tablosu tüm ABD’nin moralini bozmaya yetti. Araya giren Paskalya tatili piyasaları durdururken korona virüsüne bağlı can kayıpları ise artarak devam ediyor.  

Tüm bu absürt olayların gerçekleştiği esnada Donald Trump dünyanın uydusu Ay’ın Amerikan malı olduğunu ve Ay’dan maden çıkartmaya başlayacaklarını ilan etti. Artık halkın ilgisini ve algısını kaydırmak için mi, yoksa ciddi midir, onu da ancak zaman gösterecek. Yakında Ay’da bol miktarda saf altın, gümüş ve değişik değerli madenlerin bulunduğu haberi (palavrası) de yayınlanırsa hiç şaşırmam. Gerçi Ay’da bir maden varsa henüz ticari amaçlı tek bir gram malzeme şu ana kadar dünya yüzü görmüş değil. Ay’dan maden getirmek şu anki malzeme fiyatlarıyla da pek de o kadar rantabl değil. 

Donald Trump çizilen karizmasını Rusya ve Çin’e meydan okuyarak kapatmaya çalışıyor. Ancak inandırıcılıktan uzak ve provokatif açıklamalarla zaten pek de yüksek olmayan inandırıcılığı yerle bir oluyor. Senelerdir pompalanan Amerikan rüyası, Amerikan imajı ise iyice yerle bir olurken, ABD'yi yönetenler çaresizlik içerisinde durumu toparlamaya çalışıyor.