Sürekli kendi ekonomimize ve ABD ekonomisine göz atıyoruz ama, Avrupa’nın durumunu ıskalamak iyi olmaz. AB Ekonomisinin düzelmesi her zaman Türkiye’ye artı yazar.
Sürekli kendi ekonomimize ve ABD ekonomisine göz atıyoruz ama, Avrupa’nın durumunu ıskalamak iyi olmaz. AB Ekonomisinin düzelmesi her zaman Türkiye’ye artı yazar.
Yazar yazmasına da, ihracatımızın yüzde 50'sini yaptığımız Avrupa Birliğinden pek iyi haberler gelmiyor maalesef. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde'ın geçenlerde yaptığı açıklamalar herkesin tadını kaçırdı.
Lagarde söze şöyle başladı: "AB Ekonomisi ikinci çeyrekte görülmemiş düzeyde bir küçülmeye sahne olacak." Burada beni düşündüren tek şey, söz konusu küçülmenin ne kadar olacağı konusunda herhangi bir rakam belirtmemesi.
Ancak bu konuda AMB'nin yapacağı fazla bir şey kalmadı. Çünkü politika faizlerinde tarihin en düşük seviyelerinde. Bu sebeple ekonomik aktivitenin canlandığı anlamına gelecek enflasyon hedefine ulaşılıncaya kadar da faizlerin bu seviyede kalacağının altını çizdi. O yüzden sadece şunu diyebiliyor Lagarde: "Aylık varlık alımlarının devamını öngörüyoruz."
"Peki, enflasyon beklentisi nedir?" sorusuna Lagarde şöyle açıklık getirdi: 2021'de yüzde 0,8 ve 2022 için ise yüzde 1,3'e. Hatta 2022 yılı beklentisi yüzde 1,6’dan buraya düşürülmüş. Yani Euro Bölgesi kolay kolay toparlanamayacak gibi gözüküyor.
Her şeye rağmen parite yükseliyor…
Bu arada, Lagarde daralmanın boyutunun büyüklüğünü ifade ederken nasıl rakam veremiyorsa, toparlanmanın hızı yani zamanı konusunda da herhangi bir öngörüde bulunmadı. Ancak 2020 yılının tamamı için bir öngörüsü var. AB'de 2020 yılında yüzde 8,7'lik bir küçülme olacağını söylerken, Euro Bölgesinin üçüncü çeyrekte toparlanmasının beklendiğini belirtti. Gelecek yıl için büyüme öngörüsü ise yüzde 5,2 civarında.
Lagarde'ın gündeminde AB'nin kabul ettiği mali destek paketi ve Almanya'da devam eden dava da vardı. Söz konusu dava yılladır Almanya tarafında oldukça tartışılan bir konu üzerinde devam ediyor. Almanlar AMB'nin FED gibi fütursuzca para dağıtmasını istemiyor. AMB Başkanı bu konuyla ilgili soruyu "bir sulh yolu buluruz" diyerek geçiştirdi.
Tüm bu gelişmelere rağmen Euro / Dolar paritesi yükselmeye devam ediyor. Bunun sebebi hem teknik hem de siyasi diyebilirim. Uzmanlar bir süredir Euro / Dolar grafiğinin oldukça sıkıştığını ve yukarı doğru hareketinin kaçınılmaz olduğunu söylüyordu. Diğer taraftan Avrupa Birliğinin destek paketinde uzlaşması ve ABD'nin içinde bulunduğu karışıklık da paritenin yükselişini kolaylaştırdığı gözüküyor.
AB Ekonomisi zorlanırken, en azından ihracatımızın dolar cinsinden ifadesini artıracak bu gelişmenin olumlu olduğunun da altını çizmem gerekiyor.