90 günü geride bıraktığımız bu hafta yaz mevsimine yeni düzenlemelerle giriş yapıyoruz.
COVID-19 sebebiyle tüm dünya kendini farklı dönemlerde koruma altına almak zorunda kaldı. Bu dönem olumsuz gibi görürken fırsata çevirenler en kârlı çıkanlar oldu. Fırsat derken sadece ekonomik olarak değil bir nevi inzivaya çekilme süresi farklı şeyler öğrenmeye, ihtiyaçlar doğrultusunda ilerlemeye motive etti. Bu zaman dilimi kimine göre “yeni normal” kimine göre ise “yeni düzen” olarak adlandırıldı.
Kurumsal bazlı şirketlerden sektörel olarak yoluna adeta flaş hızı ile ilerleyenler göze çarparken bir dönem mecburi ücretsiz izinler ile kapatmak zorunda kalanlar da oldu. Bu dönemde en kârlı çıkan hizmet sektörünün marketler ve online sipariş siteleri oldu. Yollarda, apartman ve site girişlerinde renkli arabaları ve motorları görmek kimi zaman gökkuşağı izlenimi verdi.
Mart ayı sonundan beri sosyal medyada bir dizi canlı yayınlara dahil olduk. Aralarında eğitim amaçlı olanlar kadar sıcak gündemin ekonomik verileri, yeni normalin getridiği düzenlemeler, beklenen krizler ve çözüm yolları anlatılırken bir nevi vitamin etkisi yapan online wellness kanalları dinamik eğitmenleriyle güne canlı başlamamıza yardımcı oluyordu.
İş düzenini evden yönetebilme şansı olanlar ise bu dönemin şanslıları arasındaydı. Gelgelelim yeni dönem şirketlerde ne gibi değişiklikleri getirecek? Krizler nasıl atlatılacak? Kendini korumaya alabilen şirketler farklı çözüm yollarını küçülme ile buluyorlar. İhracat ayağı yavaşlamışken üretim ve gönderim rotaları yön değiştiriyor. Buna bağlı olarak da müşteri kitlesinde de güncellemeler doğuyor. Yaz deyince akla gelen en önemli sektör turizm sektörüdür. Krizden en büyük payı alan otelciler karavan turizmine yönelirken önümüzdeki iki ayı değerlendirmeye çalışacaklar. Hatta bu adımlarına başladılar bile. Daha izole yerlerde bol mesafeli karavanları, kampçıları görmeye şimdiden alıştık galiba. Restorantlarada mesafeli hatta separatörlü masalar, izole plajlar, çadırlarda yeni deneyim kazanan genç aileler bu yeni normale ayak uydurmaya çalışıyor.
Bir diğer yapıtaşı sektörü ise gıda sektörü. Restorantların dışında fırıncılık ve pastacılık sezonu olmayan ve her daim temel sektörlerden. Karantina sürecinde herkes farklı bir stres atma yöntemi buldu. Ama en çok rastladığım ise herkes az biraz ekmek üstadı, pizzacı ünvanı, lahmacun pratisyeni oluverdi çıktı. Deneye deneye yol bulunur denir ya tam o kıvam işte. Online siparişlerde maya bulanlar beşer onar sipariş verdi sanki hiç bulamayacakmışçasına. Bilenler bilmeyenlere öğretti, canlı yayınlar reytinglerini arttırdı. Hatta bu işi hobiden mesleğe çeviren bile oldu, kırk yıldır halkın bildiği rustik ekmekler şimdilerde yarışır hale geldi. Tabi bunca mutfak deneyimi en çok kime yaradı tahmin edersiniz? Yaşasın “online wellness festival”, sende olmasaydın çoluk çocuk nasıl geçerdi pazar günleri?
Ha bir de oyuncak sektörü… Puzzlelar ve Legolar sergi oldu. Kutu oyunları defalarca yapılıp geri toplandı ve tatlı rekabet yerini oyun sonunda sarılmalara bıraktı.
Bugün halen veriler artmaya devam ediyor. Bu da endişeleri beraberinde getirmiyor değil. Dünyaya bakınca acaba ikinci dalga mı geliyor derken daha birinciyi kapatamadığımızı görüyoruz. İşin sağlık boyutu kadar ekonomik boyutuda bir dizi önlemleri daha da sıkı hale getirmemize ışık tutuyor sanki. Önümüzdeki ayları ekonomik açıdan yorumlayabilmek adına değerli üstadların önerilerine kulak vermekte yarar var.
Bu haftasonu hayli özel olsa gerek! LGS’ye girecek yüzlerce öğrenci için ilk yeni normalde bir sınav düzeni yaşacaklar. Hepsine başarılar diliyorum. Diğeri ise 21 Haziran Pazar günü Babalar Günü. Yine uzaktan kalp kalbe sevgi göndeririken, sarılmayı çok istesekte sosyal mesafeden vazgeçmeden kutlayacağız tıpkı Anneler Gününde yaptığımız gibi. Ama olsun onlar fikren, öğretileriyle, yaşama sevinçleriyle hep bizlerle olsunlar. Ben, su yeşili bakışlı aydınlık yüzü ancak sanal ortamda kutlayacağım.
Yaşam öğretileriyle, sevgileriyle bizleri büyüten dimdik ayakta tutan ve karşılıksız emek veren, “baba gibi” sarılan tüm babalara gelsin. İyi ki varsınız!