Euro/Dolar paritesi ve yekpare AB...

Pandemi sürecinde evlerde hapis kalırken, Instagram canlı yayınlarıyla piyasalar konusunda bilgi vermeye çalıştık. Özellikle Dan Levent ile yaptığımız yayınlara binlerce kişi katıldı ve sorular sordu. 

Emre ALKİN Köşe Yazısı
8 Temmuz 2020 Çarşamba

Pandemi sürecinde evlerde hapis kalırken, Instagram canlı yayınlarıyla piyasalar konusunda bilgi vermeye çalıştık. Özellikle Dan Levent ile yaptığımız yayınlara binlerce kişi katıldı ve sorular sordu. 

Bu yayınlarda altın, Bitcoin, parite, borsa ve faizin yayında petrol ve emtia fiyatları konusunda doyurucu bilgiler verildi. Gayet iyi hatırlıyorum, Dan Levent Üstat, parite ve altın konusunda uyarılarda bulunmuş, destek ve direnç seviyelerini nokta atışı diyebileceğimiz bir isabetle tespit etmişti. 

Nitekim canlı yayınlara ara verdiğimiz bu dönemde söyledikleri tek tek gerçekleşti. Bu sebeple sosyal medyadan bana sürekli "Bir daha ne zaman program yapacaksınız?" şeklinde sorular yağmaya başladı. Hâlâ da çok soran var. Şöyle diyeyim: Hem Sayın Levent hem de ben karantina günlerinde sizleri aydınlatmak için var gücümüzle çalıştık. Hatta sevdiklerimize vakit ayıramadık. Şimdi müsaadelerinizle biraz dinleniyoruz. İkimizde şu an Ege'nin farklı noktalarından ufka bakıp, biraz nefes alıyoruz. 

Ancak sizi yazılarımla bilgilendirmeye devam edeceğim. Hatta sizinle gözüme çarpan bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum. Geçenlerde BloombergHT'nin web sitesindeki haberleri incelerken gözüme çarpmıştı: 

Hatırlayan var mı bilmiyorum, Avrupa Merkez Bankası korona virüsü tedbirleri kapsamında mart ayı ortasında 750 milyar Euro’luk bir varlık alım programı başlatacağını ve söz konusu programın 2020 sonuna kadar devam edeceğini açıkladı. AB üye ülkelerinin merkez bankalarının katılımıyla gerçekleştirilecek programda bankaların orantılı bir şekilde varlık alımlarına katılması planlanıyordu. Herkes coşkuyla karşıladı bu adımı. Buna göre nisan ayının ortasına kadar, haftalık 20-30 milyar Euro civarında varlık alımı gerçekleştirilecek, Paskalya’dan sonra da alımların hızı düşürülecekti. Bir hevesle başladı her şey. 

"Tek parça AB, Almanya için iyidir..."

Ancak o sırada bir gelişme oldu: Alman Anayasa Mahkemesi AMB’nin yetkilerini gözden geçirerek, bahsedilen destek programının AB anlaşmalarına uygun olmadığını ve eğer düzeltilmezse Alman Merkez Bankasının programdan çıkması gerektiğini açıklamıştı. Elbette bu durum parite üzerinde bir baskı oluşturuyordu. Hatta bu haber çıkmadan önce 1.15’e doğru yürüyen parite, 1.10 seviyesinin altına sarkmış sonra toparlanmaya çalışmıştı. 

Kararın açıklandığı gece Dan Levent ile program yaparken, kendisine doğrudan şunu sordum: "Paritenin yükselişine engel midir?" O da oldukça kesin bir ses tonuyla "Hoca merak etme uzlaşırlar, AB'nin ayrışması Almanya için iyi bir durum değil" diye cevap vermişti. 

Nitekim dediği de oldu. Almanya Anayasa Mahkemesinin, Avrupa Merkez Bankasının varlık alım programına Almanya’nın dahil olup olmayacağı kararını Bundesbank’a bıraktığına dair haberler yayılmaya başladı. Buna göre mahkeme, program konusunda alınacak kararda rol almayacak, bu karar tamamen Bundesbank’a bırakılacak.

Şimdi bu haberin siyasi tarafına geçelim: BloombergHT'den Erol Oytun Ercan'ın haberine göre bu karar değişikliğinin en büyük sebeplerinden birinin AB destekçisi yeşiller partisi tarafından aday gösterilen yargıç Astrid Wallrabenstein olduğu söyleniyor. Mahkeme Başkanı Andreas Vosskuhle’nin görev süresinin dolmasıyla başkan olan Stephen Harbarth’ın yerine gelen Wallrabenstein mahkemenin AB destekçisi görüntüsünü de pekiştirdiği iddia ediliyor. Sayın Levent'in "AB'nin yekpare kalması Almanya'nın işine yarar" sözünü Yeşillerin de benimsediğini buradan anlıyoruz.

Alman Anayasa Mahkemesi toplamda her birinde sekiz yargıç olması koşuluyla iki senatodan oluşuyor ve bu senatolar farklı konular üzerine çalışıyor. Wallrabenstein’ın mayısta AMB’ye karşı karar alan senatoya katıldığı, varlık programına karşı olan kararın bu sebeple yediye karşı bir oy oranıyla geçtiği, karşı oyu verenin muhtemelen Wallrabenstein olduğu gözüküyor.

Hatta senato üzerinde etkili olmuşa benziyor ki son sözü Bundesbank’a bırakma kararında uzlaşıya varmışlar. Wallrabenstein’ın üyeliğini önemli kılan bir diğer tarafsa Yeşiller Partisi tarafından aday gösterilip ikinci senatoya girebilen ilk yargıç olması.

Bazen piyasalardaki gelişmeleri etkileyen olayların hiç tahmin etmediğimiz noktalardan gelebildiğini gösteren önemli bir örneği paylaşmış oldum. Paritenin böylece kaldığı yerden yükselişe devam etmesi beklenebilir.