Herkesin "Dolar ne olacak?" diye sorduğu ortamda, makro konulara odaklanmak zorlaşıyor. Döviz kurlarındaki hareketlerin temel sebeplerinden biri olan küresel ticarete göz atmadan yorum yapmak zor.
Herkesin "Dolar ne olacak?" diye sorduğu ortamda, makro konulara odaklanmak zorlaşıyor. Döviz kurlarındaki hareketlerin temel sebeplerinden biri olan küresel ticarete göz atmadan yorum yapmak zor.
Hafta sonu TİM’in genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısında moderatörlük görevi yaptım. Altı saatlik maratonun sonunda İhracatçı Birlikleri ve Dış Ticaret Rejimindeki talep edilen değişiklikler nihai şeklini aldı diyebilirim. Tartışmalar esnasında sektöründe ve alanında uzman birçok isim söz aldı. Küresel ticaretin mevcut durumu ve nereye doğru evrileceği de ciddiyetle tartışıldı. Bunların arasından Dr. Can Fuat Gürlesel'in sunumu oldukça dikkat çekiciydi. Moderatör olduğum için kendisini 15 dakikaya sığması için sürekli sıkıştırdım. Ancak, sunum o kadar güzeldi ki, bitmesini de istemedim. Kısaca aktarayım.
Dr. Gürlesel'in sunumunda ilk göze çarpan detay şu oldu: Son 20 yıla göz attığımızda dünya mal ticaretinin Dolar bazında dört defa gerilediğini anlıyoruz. Sırasıyla, 2009-2015-2016 ve 2019. Büyük ihtimalle bu yıl da dünya mal ticareti bir önceki yıla göre yüzde 12 civarında daralacak. Tüm bunlar gösteriyor ki, pandemiden önce işler güllük gülistanlık değildi. Miktar bazında büyümeye baktığımızda da karşımıza neşeli bir görüntü çıkmıyor. Son 20 yıl içinde dünya ticareti mal bazında beş kere gerilemiş gözüküyor. Bu yılı da eklersek altı kere olacak.
2020 yılı için elbette olumlu bir söz sarf etmek mümkün değil ama küresel ticaretin beklenenden daha az bir düşüş gösterdiğini söylemek lazım. Türkiye’nin ihracat düşüşü ise en çok dış satım yapan ülkeler arasında oldukça iyi durumda gözüküyor. Ocak-Haziran rakamlarına göre Türkiye’nin ihracatı yüzde 15,2 daralırken, dünya ortalaması yüzde 16,7 daralma ile dikkat çekiyor.
Küresel Tedarik Zinciri Yönetmekten Bölgeselleşmeye Doğru...
Dr. Can Fuat Gürlesel “Küresel ticarette toparlanma mayıs ayında başladı ve devam ediyor” diyerek yüreklere su serperken, sanayi üretiminde küresel olarak toparlanmanın başladığını ilave etti. Sunulan grafikler bize gösteriyor ki, ABD ve Almanya’da ihracat için gelen siparişler mayıs ayından beri pozitife geçmiş; Çin ise toparlanmaya devam etmekte. Aslında tüm bunlar 2008’e göre daha hızlı bir toparlanma içinde olduğumuzu gösteriyor.
Küresel ticaretle alakalı küresel ölçekte yapılan tartışmalardan çıkan sonuçları Dr. Gürlesel şöyle özetledi:
· Yurtiçinden tedarikin arttırılması
· Kritik ürünlerde yurtiçi tedarik sağlanması (kendine yeterlilik)
· Tedarikçi sayılarının arttırılması
· Tedarik mesafelerinin ve sürelerinin kısalması
· Tedarik zincirlerinde bölgesel yeni ağlar kurulması
· Yeni tedarik zincirlerinin oluşturulmasında güvenli ve yeşil üretimin ana kriter olarak kullanılması
· Tedarik zincirlerinin dijital ağlar üzerinden kurulması
Yukarıda sayılanların üzerine bir de uluslararası anlaşmaların yeşil ekonomi ve çevre bilinci dahilinde başkalaşması da eklenince, ihracatçıların yapacağı çok iş olduğu ortaya çıkıyor. Ancak ihracatçıların toparlanma hızları, ihracat yapmayanlardan daha hızlı olacağı da anlaşılıyor.
Bitirirken, Erdoğan Alkin Hoca’nın bir sözünü paylaşmak istedim: “Dış ticaret her zaman iç ticaretten daha istikrarlıdır.”
Döviz kazandırıcı faaliyetlere ağırlık vermenin yanında üretimde katma değer yaratma sorununu azalttıkça, "Dolar ne olacak?" şeklindeki soruların azalacağını ümit ediyorum.