ABD başkanlık seçimlerine günler kala, korona dünyayı yeniden sallamaya hazırlanırken, İsrail bir kez daha tarih yazıyor.
ABD başkanlık seçimlerine günler kala, korona dünyayı yeniden sallamaya hazırlanırken, İsrail bir kez daha tarih yazıyor.
İsrail’in, Arap devletleriyle sessiz ve derinden sürdürdüğü temaslar yavaş yavaş meyvelerini vermeye başlıyor. Gün itibariyle İsrail en zengin Arap ülkesi olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Washington’da barış anlaşması imzalıyor.
BAE ile İsrail arasında yapılacak anlaşmaya kısa vadede Bahreyn ve Umman’ın da katılması bekleniyor. Sonrasında Somali’nin de katılması muhtemel. Bölgenin en önemli ülkesi Suudi Arabistan konuya mesafeli yaklaşıyor gibi görünse de, hava sahasını İsrail uçaklarına açarak aslında anlaşmayı sessizce onaylamış ve destek vermiş oldu. Kamuoyu hazır olunca Suudiler de benzer bir adımı atacaktır.
Artık ne aklı başında Araplar ne de İsrail anlamsız yere savaşmak daha doğrusu savaş durumunda olmak istemiyor. Filistinlilerin daha doğrusu Filistinlileri yöneten Filistin Özerk Yönetimi ve Hamas’ın barış istemediği hatta savaştan beslendiği ise aşikar. Gazze, kutsal Kudüs, din kardeşliği, dava gibi kavramlarla kışkırtılmaya çalışılan Arap halkları bile Filistinli halkı yöneten liderlerin açgözlülüğünün farkında.
Yedi emirlikten oluşan Birleşik Arap Emirlikleri’nin en önemli gelir kaynağı petrol ve Araplar özellikle geçen nisan ayında yaşanan petrol şokundan sonra petrol gelirine fazla bel bağlanmaması gerektiğini anladılar. Hâlihazırda ülkenin en popüler emirliği olan Dubai, petrolden bağımsız bir ekonomi yaratmayı ve bölgeyi bir ticari üs yapmayı başarmış durumda. Hiç şüphesiz İsrail ile anlaşma bölgede ticareti de farklı bir konuma taşıyacak.
Arapların İsrail ile yakınlaşması bölgede yeni bir yerel ekonomik bölge oluşumuna sebep olacaktır. Hatta İsrail’in de katılımıyla Arap Birliği bambaşka bir siyasi ve ekonomik güç olabilir. Farz-ı misal Suudi Arabistan ABD’den ne işe yaradığını bilmediği ve doğru dürüst kullanamadığı 700 milyar dolarlık silah almak zorunda kalmaz. Onun yerine İsrail ile ortak savunma projeleri geliştirerek kaynaklarını bölgenin zenginliğine harcayabilir.
Diğer yandan, ülkeler arasındaki gereksiz gerilim ve bitmek tükenmek bilmeyen kavgayı fırsat bilerek her iki tarafı da gerek açıklamaları gerek teröristlere verdiği destekle bir hayli rahatsızlık vermeyi kendi rejimlerinin devamı için gerekli gören İran gibi ülkeler de farklı yollar izlemek zorunda kalacaktır.
Ancak, tıpkı Filistinli liderler gibi İran ve benzeri yönetimler de sürekli gerginlikten beslenir ve bu sayede kendi halklarını da kontrol altında tutarlar. Amaç korku salarak kendi despot rejimlerini korumaktır. Olayların kendi doğası içinde yaşanmasını kabul etmezler. Konular çarpıtılarak halkın bilgisine sunulur. İranlıların kaçta kaçı İran’ın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılarının esas sebebinin molla rejiminin izlediği kavgacı siyaset olduğunun farkında?
Günümüzün başlıca sorunu ise korona. İsrail’de günlük vaka sayıları ve ölümler tehlikeli boyutlara yükseldi. Bu sebeple İsrail, alınan bir kararla tam bayramlar öncesi üç haftalık sıkı bir kapanma sürecine girmeye hazırlanıyor.
Tüm dünya için oldukça zor geçen 5780 yılı yerini barışla gelen 5781 yılına bırakıyor. Ama ne yazık ki bu yapılan barışa bile itiraz etmeyi marifet sayanlar var.
Daha iyi bir yıl olması dileğiyle, Şana Tova…