Ubuntu

“Eğer ben kendim için değilsem, kim benim için? Ve eğer ben sadece kendim isem, o zaman ben neyim? Ve eğer şimdi değilse ne zaman?

Vedat LEVENT Köşe Yazısı
14 Ekim 2020 Çarşamba

“Arkadaşından nefret etme. İşte bütün Tora, budur. Geri kalanı detaydır. Git ve öğren!”

Bu sözler, MÖ 110 yılında Babil’de doğan, ünlü Talmud düşünürü Rav Hillel’e ait.

Üzerinde çok düşünülen, birçok tartışmaya konu olan bu sözlerle Rav Hillel aslında ne anlatmak istedi?

Ben, Rav Hillel’in 2130 yıl önce aslında tam da bugün modern dünyanın Ubuntu diye bildiği felsefik yaklaşımın ana çerçevesini çizdiğini düşünüyorum.

Ubuntu nedir? Aslında bir Afrika felsefesi…

Dayandığı temel düşünce kısaca, “Ben, ben olduğum için sen, sensin” olarak açıklanabilir.

1984 yılında Nobel Barış Ödülünü kazanan Güney Afrikalı Başpiskopos Desmond Tutu, Ubuntu felsefesini şöyle açıklıyor: Ubuntu'ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez. Onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zulme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder."

Boston Celtics takımını 22 yıllık hasretin ardından NBA şampiyonluğuna taşıyan efsanevi Koç Doc Rivers’a kulak veriyoruz:

“2007–2008 sezonuna kötü başlamıştık. Peşi sıra mağlubiyetler alıyorduk. Tribünlerde işime son verilmesini isteyen seyircileri her an görür olmuştum. Üzerimize gelmekte olan dalgayı tersine çevirmek için kulüp üç süperstarı transfer etti: Paul Pierce, Ray Allen, ve Kevin Garnett.

Muhteşem transferlerdi ancak bu durum yanında büyük bir sıkıntı da getiriyordu: Biz zaten takım olmakta sorun yaşıyorduk ve bu üç oyuncu da kendi çaplarında ayrı ayrı liderlerdi. Benim problemim buydu: Elimdeki oyuncuların hepsi süperstardı. Ben bunları nasıl bir takım haline getirecektim?”

Bir gün bir toplantıdan çıkarken, Rivers’ın yanına tanımadığı bir kadın gelir. Ona şöyle der: “Takımın olağanüstü olacak. Hiç Ubuntu’yu duydun mu?” Rivers, kadına, “O da ne anlama geliyor?” diye sorar. Kadın, “O bir kelime değil. Bir yaşam felsefesidir” der. “Akşam yatmadan önce okumanı tavsiye ederim.”

Rivers şöyle devam ediyor: “Eve gelir gelmez laptopumu kucağıma aldım ve Ubuntu’yu okumaya başladım. Bilgisayarımı kapadığımda gün doğmuştu. Ve ben sorunumun çözümünü bulmuştum.”

Ubuntu, Zuluca bir cümlenin kısaltması aslında: “Umuntu Ngumuntu Ngabantu”. Yani bir insan ancak diğer insanlar sayesinde var olabilir.

Rivers’ın yönetiminde bu konsept Boston Celtics’i birleştirdi. Rivers her maçtan önce oyuncularına şunu söylüyordu: “Eğer sen olman gereken kişi olmazsan, ben olmam gereken kişi olamam. Senin iyi olman beni üzmez. Çünkü sen ne kadar iyiysen, ben de o kadar iyiyim.” Bu cümleler tek başlarına yıldız olan bireysel oyuncuları bir araya getiren tutkal oldu.

Her şampiyon takımın bir hikâyesi vardır. Ubuntu ise 2008 Celtics takımının hikâyesi oldu. 

Ubuntu… Bir kelime değil, bir yaşam felsefesi… Akşam yatmadan önce bir araştırın derim.