Geçtiğimiz Cuma günü İzmir 6.6 şiddetinde bir deprem ile sallandı. Binalar yıkıldı, insanlar göçükler altında kaldı. Evlerini, ebeveynlerini, çocuklarını kaybeden insanlar, insanlarını kaybeden hayvanlar oldu. Güzel, aydın, medeni İzmir bir günde deprem bölgesine döndü. O gün insanlık savaşı verildi; bazı yobaz insanlar İzmir’in zina şehri olması yüzünden yıkıldığına sevinirken, “Gavur” İzmirliler evlerini, bahçelerini hatta otellerini evsiz kalmış kişilere ücretsiz açtı. Soma madencileri kurtarma çalışmaları için hemen geldi. İnsanların bir kap su bir kap yemek vermek istemediği köpekler, göçük altından birçok insanı kurtardı. Birçok lokanta bedava yemek dağıttı. Güzel İzmir, aydınlığına tahammülü olmayan kötü ve karanlık insanlara, yine güzel insanlarıyla ders verdi. Hiçbir deprem bölgesinde bu kadar otelin parasız kapılarını açtığını, evsiz kalmış hayvanlara bile gönüllüler ve hayvan otelleri tarafından sahip çıkıldığını hatırlamam. Deprem hiçbir zaman bir din sınavı olamaz, ama yardımseverlik, insanlık ve mimarlık sınavı olduğu kesin…
***
İzmir depreminin ertesi günü, 31 Ekim Halloween yani bilinen adıyla Cadılar Bayramı idi. Türkiye’de de yıllardır kutlanan Cadılar Bayramını, bu sene de depremin bir gün sonrasına denk gelmesine rağmen oldukça fazla kutlayan ve sosyal medyada yayınlayan bir kitle oldu. Haliyle bu kitleye kızan, duyarsız bulan birçok kişi de onların resimlerinin ve videolarının altına tepkisel ve bazen de terbiye sınırlarını aşan bir üslupta yorumlar yazdı. Her zaman söylediğim gibi gücendiren, duyarsız bulduğumuz resim ve görüntülere tepki verme hakkımız var, ama terbiye sınırları dâhilinde. Yoksa haklıyken, haksız konuma düşeriz.
Cadılar Bayramına giden kişilere tepkiler çoğu zaman küfür ve hakaret kıvamında idi. Merak ettiğim konu ise, bu eleştirileri yapıp nefretini boşaltan kişilerin İzmir depremi ile ilgili neler yaptıkları. Sadece hoşlarına gitmeyen davranışları sosyal medyada kınadılar mı yoksa depremle ilgili maddi veya manevi bir faydaları oldu mu? İzmir depreminin ardından yapılabilecek çok yardım var. Türk Kızılayı’na yardım edebilir, depremzedelere evinizi açabilir, sahipsiz kalmış kedi köpeklere geçici süre yuva bulabilir, sosyal medyadan ihtiyaç listeleri takip edip yardım yollayabilir, cep telefonunuza “AKUT” yazıp 2930’a mesaj yollayıp 10 TL’lik bir yardımda bulunabilirsiniz. Bunlar sadece ilk anda aklıma gelenler. Hatta ‘Help Steps’ adlı uygulamayı cep telefonunuza yükleyebilir, yürüyerek attığınız adımları bağışa çevirebilirsiniz. Adım atmanız yeterli.
Yardım etmenin birçok yolu var. Bunlardan hiçbirini yapmayıp, sadece Cadılar Bayramına gidenleri kınamak için sosyal medyada iseniz, o zaman siz de sadece nefret boşaltmak için oradasınız, çünkü bu gerçek bir duyarlılık değil.
Ben İzmir depremi hiç yaşanmasaydı bile, bu sene Cadılar Bayramı kutlamaları yapılmasını zaten korona tehlikesi yüzünden doğru bulmuyordum. Açık havada küçük çocukların 1-2 kişi giyinip birkaç saat eğlendirilmesinden bahsetmiyorum tabii. Ancak erişkinler için pandeminin tüm dünyada yükselmeye başladığı bir ayda, kapalı mekânlarda, özellikle de kiralanan kostümler giyilerek katılacakları bir partinin aşırı sorumsuzca olduğunu düşünüyorum. Sanki bir sene daha Halloween partisiz yaşayabiliriz, daha orada değiliz…