Bal yapmayan arı

Rıfat KARAKÖY Köşe Yazısı
11 Kasım 2020 Çarşamba

Geçen sezonlara göre çok güzel bir başlangıç yapan Fenerbahçe, Konya karşısındaydı bu hafta. Geçtiğimiz haftalarda, rakip ceza sahasında sık sık gördüğümüz Erol Bulut'un öğrencileri, bu maça da aynı tempoda başlamak istedi. İstediler ama karşılarında dersine çok iyi çalışmış bir hoca vardı. İsmail Kartal ve ekibi Fenerbahçe'yi gerçekten iyi analiz etmişler ki, maç içerisinde Fenerbahçe'nin net gol pozisyonu sayısı, geçen haftalara göre çok azdı.

Aslında Fenerbahçe son iki haftadır bana göre SOS veriyordu. Trabzon, Antalya maçları oldukça zorlayıcı geçti. Galibiyetler yanıltmasın. Bal yapmayan bir arı gibiydi bu maçlarda Fenerbahçe. Sık sık bir şeyler üretmeye çalışıp üretebileceğinin minimumunu ürettiler bu iki maçta. Yani Konya mağlubiyeti beklenmese bile aslında sinyaller gelmişti.

Bana göre Erol Hoca'nın hâlâ bir oyun planı yok. Elinde çok iyi iki bek, çok iyi üç de orta saha oyuncusu var Erol Bulut'un. Bu üç orta saha'nın (Ozan, Gustavo, Sosa) hiç biri ofansif anlamda çok üretici değiller. Ozan ve Sosa'nın oyunu ofansa kayabilse de Gustavo tam bir defansif merkez orta saha. Bu isimlerin hiç biri aşırı üretici isimler değil. Pas oyununu oynayabilen, oyunu açabilen ve top rakipteyken basabilen oyuncular. Hepsinin de arada sürpriz golleri olur. Ancak bu isimlerden devamlı bir asist ya da gol yani skora katkı beklemek doğru olmaz.

Peki, kimden skora katkı bekleyebiliriz? Pelkas, Valencia, Thiam, Samatta, Cisse, Ademi, Perotti, Ferdi. Bu isimleri de teker teker değerlendirmek istiyorum. Pelkas ile başlayalım. Pelkas geride kalan haftalarda kötü oyuncu olmadığını gösterdi, ancak maç alacak cinste bir kalitesi olduğunu da göremedim. Akılda kalıcı bir asisti, bir golü bence yok. Ortalama bir ofans oyuncusu; açıkçası Fenerbahçelilerin istediği özlediği isim olmadığını düşünüyorum. Thiam, zaten rotasyon oyuncusu olarak alındı. Alınma sebebi tamamen geçen seneki gol performansı, ancak unutulmaması gerekir ki rakipler Fenerbahçe'ye hiçbir zaman Kasımpaşa'ya oynadıkları gibi açık oynamazlar. Rotasyon oyuncusu olarak bakıldığında olması tabi ki kötü değil, ama kalite olarak bakarsak A sınıf bir isim asla diyemeyiz. Samatta, isim olarak en kariyerli, skora en çok katkı yapması beklenen oyuncu. Ancak ilk haftaları dışında Samatta'yı da çok hazır görmüyorum. Cisse, oyuna sonradan girip skor değiştirmesi beklenen bir isim. Ben Cisse'yi de son vuruşlarda çok zayıf olarak gördüm bu sezon. Kaçırdıklarına bakarsak aralarında çok net olanlar bolca. Valencia'nın sadece hızı var, teknik anlamda ben pek bir şey göremedim. Sakat olmayan bir Garry Rodriguez çok daha fazla iş yapardı diye düşünüyorum. Ademi ismi zaten büyük umutlarla alınmış bir isim değil. Sanki scouting database'ine, uzun boylu, maliyetsiz, 30 yaşın altında gibi filtreler koyulmuş ve çıkan sonuç Ademi olunca alınmış gibi. Türkiye'de Ademi başarılı olur mu? Tabi ki olabilir neden olmasın ama A kalite bir isim mi diye yine sorunca cevabı çok net: Hayır. Perotti ve Ferdi sezona sakatlıklarla başladılar ondan pek verim alınabildiğini söylemek güç!

Sonuçta şöyle bir gerçek çıkıyor ortaya. Geniş, averaj ve belki biraz üzeri ve formsuz bir kadrosu var Fenerbahçe'nin. Oyun planı tamamen sağdan soldan şişirme ortalar ve duran toplar üzerine. Bu oyun ligde genellikle çalışacak. Genellikle bir sürü korner kullanmış, bunlardan bir - ikisini gole çevirmiş bir Fenerbahçe izleyeceğiz. Ancak hücum organizasyonu açısından ben çok büyük işler beklemem bu takımdan. Takım form tutar ve ligin zayıf ekipleri ile karşılaşıldığında farklı skorlar ve göz yanılmalarını da sık sık göreceğiz. Ancak Konya gibi işine biraz çalışmış ve kapanan bir takım karşısında kilidi açmak Fenerbahçe için pek kolay olmayacak. Bu oyun yaklaşımının günümüz futboluna oldukça ters bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Kurulan takım ve maliyet oranına bakıldığında başarılı bir transfer sezonu geçti buna katılırım, ancak gelecek vaat eden Ferdi dışında tek bir ismin bile kadroda olmaması biraz düşündürücü. Fenerbahçe'nin en büyük avantajı ise rakiplerin çok daha kötü durumda olması. Fenerbahçe yukarıda belirttiğim gibi bu averaj ve belki biraz üzeri kadrosuyla başarılı olma ihtimali çok yüksek çünkü koskoca ligde averaj ve üzeri kadro kalitesi olan takım neredeyse yok. Yani Fenerbahçe kötünün iyisi. Bakalım ilerleyen haftalarda neler göreceğiz. Ancak Fenerbahçe'nin skor üreten kısmında bir kalite eksikliği olduğu açık ve net.