“Yalnız değilim, köpeğim var!”

David OJALVO Köşe Yazısı
25 Kasım 2020 Çarşamba

Pandemi toplumları her yönüyle etkilemeyi sürdürüyor. Olumsuz ve kötü haberler gazetelerin sayfalarını kaplarken, İsveç’ten farklı bir gelişmeyi paylaşacağım. İstatiksel verilere göre ekim ayında, geçen yıla göre köpek edinmede İsveç’te yüzde 11’lik bir artış yaşanmış. 59.310 köpek yeni bir yuvaya kavuşmuş. Nisan ayında İsveç’in fare avlamak konusundaki standartlara, titiz detaylara kafa yoran bir ülke olduğunu yazmıştım. Bu doğrultuda İsveç’in evcil hayvanlar edinme açısından da esnek bir ülke olmadığı tahmin edilebilir.

İsveç’te azımsanmayacak oranda bir kesim evcil hayvan bakmakta. Ülkede kayıtlı köpek sayısı 982 bin. Bir o kadar da kedi var. İsveç’te hane sayısının 4,7 milyon olduğu düşünüldüğünde kedi ve köpeklerin rolü daha bir ön plana çıkıyor. Birçok hastayla yaptığım sohbette, hastaların sosyal yaşamları üzerine konuşurken şu soruyu sorarım. “Yakın arkadaşlarınız, dostunuz var mı?” Kısa bir süre duraksayıp düşündükten sonra hastanın, “Yok, ama köpeğim, köpeklerim (veya kedilerim) var” cevabını sıkça duyarım. Bireysel ve yalnız yaşayan 1,9 milyon İsveçli pandeminin etkisiyle yalnızlarını farklı bir derinlikte hisseder hale geldiler. Bu doğrultuda insanların evcil hayvanlara yönelmeleri sürpriz değil. Hatta şu sıra köpek edinmek için ortalama bekleme süresi 6 aya kadar uzayabiliyor.

Detaylar dikkat çekici. İsveç Köpek Kulübünün sayfasında yeni bir yavrunun ilanı duyurulduğunda, birkaç saat içinde yaklaşık bin kişi ilana ilgi göstermekte! Irk özelliklerine göre yavruların sahiplenme ücreti yaklaşık 5.000 Euro’ya kadar yükselebiliyor. Herkes bu duruma sabır gösteremiyor, dolayısıyla kaçak yollardan yavru edinmek güncel bir sorun haline dönüşüyor. Bu da sınır kontrollerinde yavruların yaşamını tehlikeye atan bir süreçle sonuçlanabiliyor. Yurtdışında gelen köpeklerin yarısında aşılar eksik, evraklar sahte çıkabiliyor. Kuduz vakalarının ülkede görülmesinden endişe ediliyor. Yetkililer “Yavruların anneleriyle iyi ilişki kurduklarını gözlemlemeden köpek edinmemeleri” konusunda çağrıda bulunuyor.

Hayvanları koruma kanununa göre, köpek sahibi olmanın incelikleri var. Köpeklerin her alttı saatte bir gezdirilmesi ve dört saatten fazla yalnız bırakılmaması yetkililerce öneriliyor. Yaz ve kış döneminde köpeği bağlı veya serbest gezdirmenin kurallarını bilmelisiniz. Köpeği standartlarına uygun bir kafese koymadan veya emniyet kemeri takmadan araçta serbest gezdiremiyorsunuz. Evcil hayvanlara iyi bakmadığınız ihbar ve tespit edilirse, para cezası ve iki yıla kadar hapis söz konusu.

Evcil hayvan bakımı elbette ucuz değil. Yüksek veteriner maliyetlerine karşı köpek sigortaları var ve yıllık sigorta gideri 200-300 Euro arasında değişebiliyor. Bir başka noktayı, yalnız yaşayan, labrador sahibi meslektaşım anlattı. Sekiz saat süren mesai göz önüne alındığında labradora gün içinde kimin baktığını merak ettim. Böylelikle köpekler için iş saatlerinde ‘hundagis’ adı verilen yuvanın bulunduğunu öğrenmiş oldum. Bütçeden aylık ortalama 250 Euro’yu yuvaya ayırmak gerekiyormuş.

Son 20 yılda köpek eğitimi konusunda gelişmeler yaşanıyor. Cezalandırma yöntemi yerine, ödüllendirme ve pozitif davranış modelleriyle köpekler eğitiliyor. Bu doğrultuda kurslar çoğalıyor.

Yazıyı sonlandırırken, üç haftaya kadar emekliye ayrılacak hemşire hanımla öğlen sohbetimiz hatırımda. Hemşire hanımın ilk planı köpek yavrusu edinmek. Nedenini anlamak zor değil. Tahmin ediyorum sıraya girip, bütçesini de çoktan hazırlamıştır.