VAYETSE - İman ve güven

Rav İzak ALALUF Köşe Yazısı
25 Kasım 2020 Çarşamba

Yaakov Avinu anne ve babasının emrine uyarak kardeşi Esav’ın kendisini öldürme niyetini bilerek Beer Şeva’dan çıkar ve Haran’a doğru yola çıkar. Peraşamız burada Yaakov’un tam bir kaçış halini vurgulama yerine ‘vayetse – çıktı’ ifadesini kullanır. Aslında Yaakov açık bir şekilde kaçmaktadır ve peraşanın ‘vayivrah – kaçtı’ şeklinde başlaması daha doğrudur. Ancak burada önemli bir hatırlatmayı peraşamız tek kelimeyle bile bize yapmaktadır.

Hangi baskı altında olursa olsun insanın paniğe kapılması ona olmadık yanlışları yaptıracaktır. Kişi sıkıntı ve baskı anında güveneceği tek varlık olarak kendini görür. Bu görüş onda daha fazla panik olmasına neden olur bunu da yanlışlar izler. 1991 yılındaki Körfez Savaşında İsrail topraklarına 39 Scud füzesi düşer. Sadece bir kişi hayatını kaybeder. Bu açık bir mucizedir. Hâlbuki bu savaşta panikle kontrol edilmeden takılan gaz maskelerin sebebiyet verdiği ölümler daha fazladır. Çünkü kontrol edilmeden bir an evvel takılmaya çalışılan maskeler insanların boğulmasına neden olmuştur.

Baskı altında dahi kişinin hatırlamakla zorunlu olduğu iki kavram vardır. Birincisi Tanrı inancı yani ‘emuna’ diğeri Tanrı’ya güven yani ‘bitahon’. Bu iki kavram konusunda oldukça donanımlı olan Yaakov da Beer Şeva’dan çabuk ama panik olmadan ‘çıkmıştır’. Yaakov Tanrı’ya güvenmektedir. Elinden ne gelirse yaptıktan sonra artık Tanrı’ya güven içinde hayatın akışını izlemektedir.

Hiçbir şey yapmadan bu iki kavramın bir işe yaramayacağı açıktır. Elbette kişi üzerine düşeni, yapması gerekeni yapmalıdır. Adam o meyveyi yemeden buna bile ihtiyaç yoktu ancak o günahı işledikten sonra artık insanın da bir çaba göstermesi gereklidir.