Geçtiğimiz hafta PSG ve Başakşehir’in maçı ırkçı bir söylemle lekelendi. Irkçı bir hakem futbolcu Webo’yu kastederek, kesinlikle kullanılmaması gereken ‘negro’ kelimesini kullandı. Sonradan negro kelimesini kullanmadığını söylemeye çalıştıysa da inandırıcı olmadı. Bu ırkçı söylem karşısında Paris Saint-Germainli futbolcular Webo ve Başakşehir ile dayanışma göstererek maçı durdurdu. Futbol maçı meraklısı olmadığım için, o maçı seyretmedim. Gece yarısına yakın bir saatte haber başlıklarını okurken, bu haberi okumak içimi yaraladı. 2020 yılında bir futbolcunun, bir insanın böylesine ırkçı bir söylemle karşı karşıya kalmasına çok üzüldüm. Webo’nun o anda ne hissettiğini tahmin bile edemiyorum. Başkasının suçu olmasına rağmen, bu olay yaşandığı için utandım.
***
Bu maçın ardından, özellikle iki gün boyunca sosyal medyada “No to racism” yani “ırkçılığa hayır” lafları uçuştu. Irkçılığa hayır lafını dilimize dolarken, sadece siyah ve beyaz mı düşündük? Yoksa tüm din, ülke, ırkları kattık mı işin içine? Yanı başımızdaki insanları koruyor muyuz mesela? Yolda yürürken çekik gözlü bir kişi gördüğünüzde ona korona virüs görmüş gibi mi bakıyorsunuz? Farklı dinlerden komşularınızla konuşuyor musunuz, normal davranıyor musunuz? Yahudi, Müslüman, Ermeni, Alevi, Rum, Kürt, Süryani, Kürt komşularınıza karşı kulaktan dolma önyargılar yapıyor musunuz? Yoksa onları bireysel olarak tanıma gayreti gösteriyor musunuz? Yine bu toplumun bireyi olan eşcinsellere karşı önyargınız var mı? Yoksa onları cinsel kimliklerinden bağımsız bireyler olarak tanımaya çalışıyor musunuz? Yaşadığımız dünya çok zengin. İnsanlık, gökkuşağının renkleri gibi. Her insan bize ayrı ayrı zenginlik katıyor... 2020 yılında artık, ırkçılığın ve ayrımcılığın hiçbir türü affedilemez. Geçtiğimiz günlerde yurtdışında yaşayan bir arkadaşım, çocuğunun arkadaşının annesinin Türk olduklarını öğrendikten sonra çocuğunu onlara yollamamaya başladığını, bahaneler ürettiğini anlatmıştı. Anlaşan ve oynayan -adı üstünde- çocuğu görüştürmemek, ırkçılık değil de nedir?
***
Hanuka Bayramı’nın ilk günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hem sokakta afişlerle hem de sosyal medyada Yahudilerin Hanuka Bayramı’nı güzel bir mesaj ile kutladı. Yahudi bir Türk vatandaşı olarak, bu kutlama beni mutlu etti. Başkan İmamoğlu’nun mesajının altındaki geri dönüşlerde olumlu mesajlar olduğu gibi olumsuz da birkaç mesaj vardı. Bunlardan en dikkatimi çeken, “Ne gerek vardı?” yazan kişi oldu. Dayanamayıp ona “İşte tam da bu yüzden gerek vardı” yazdım. Irkçılık sadece siyah ve beyazla değil, tüm dinlerle, tüm ırklarla, tüm kültürlerle ilgili. Sadece iki gün Twitter’a “no to racism” yazmakla bitmiyor iş. Aydınlanmak, bilinçlenmek ve 2020 yılında bu ayırımların konusunu bile etmemek gerekiyor.
Hanuka Bayramı’nın hepimize sağlık ve mucize getirmesini, gelecek sene sevdiklerimizle fiziksel olarak yan yana geçirebilmemizi dilerim. Hag Hanuka Sameah!